Yeşilçam’da Önder Somer Rüzgarı

Yeşilçam’ın en yakışıklılarından birisi olarak briyantinli saçları arkaya yapıştırılmış şekliyle hafızalarımızda yer etmiş, jön olarak başlamış ve kötü adam rollerinde de noktalamış sinema hayatını. Zamanında Ahmet Yılmaz‘ın “Önder Somer İlaçlı Gazoz Sanayi” lafıyla hayatımın bir parçası olmuş güzel insan. 1937 İstanbul doğumlu Önder Somer’in asıl adı Önder Döşer’dir. 1997 yılında geçirdiği bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmıştır. 1960- 1975 yılları arasında oyunculuk yapan Önder Somer 1975 yılında çektiği son filmle sessiz sedasız sinemamızdan ayrılmıştır.

Wikipedia’da  hayat hikayesini çok güzel özetlemişler: “İstanbul’da Önder Döşer adıyla dünyaya geldi. Döşer soyadı baba mesleği olan döşemecilikten gelmekteydi. Sinemaya 1958 yılında “Harmandalı Efem Geliyor” filmi ile başladı. 120 den fazla filmde rol aldı. 16 yıl boyunca SODER‘de yönetim kurulu üyeliği, ve Kapalıçarşı Esnafları Derneği başkanlığı yapmıştır.

Yeşilçam‘ın Avrupai tipli bu aktörü, yakışıklı yüzü, briyantinli saçları, ince kaytan bıyıkları, renkli gözleri, soğuk bakışları, belli belirsiz sinsi gülümsemesiyle, bir de filmlerinde neredeyse alâmet-i fârikası haline gelmiş ‘ilaçlı gazozu’yla (kadınları uyutmak, onlara kötülük yapmak için kullandığı silahlarından biri) kendine has özel bir tipleme yaratmıştı.

Orhan Elmas, Orhan Aksoy, Osman Seden, Tunç Başaran gibi yönetmenlerin favori oyuncusu olmuştur Önder Somer. 60’lı yıllarda, çektikleri iki filmden birinde mutlaka vardır ki özellikle Cüneyt Arkın‘ın ve Kartal Tibet‘in belalısı olur, sinsice, arka planda bekler ama en olmadık numarayı yine o yapar.

Hatta şöyle bir hikaye vardır. bir gün Önder Somer‘le, Ayhan Işık, “kim daha çok tanınıyor” diye iddiaya girip, aynı caddenin karşılıklı kaldırımların da yürümeye başlamışlar. Ayhan Işık‘ın peşindeki beş kişiye karşılık, Önder Somer’in peşinde “bu adam şimdi ne karıştıracak” beklentisinde, on beş kişi varmış. Kim anlattıysa, şimdi bana da mantıksız bir kurgu gibi geldi. Tutarsız yani demiştim ki kızı bunu doğrulamış, gerçek bir hikayeymiş yani!
Filmlerinde, kendisine yalvaran, ayaklarına kapanan, parmaklarını yalayan kadınlara karşı, hiç itibar etmeden, gözünü kırpmadan, duygusuzca sabit ve yıkılmaz kalabilmesiyle de idolümüz olmuş Önder Somer, Clark Gable bıyık modelinin Türkiye mümessilidir aynı zamanda.

Ben Önder Somer‘i hiç fakir bir rolde gördüğümü hatırlamıyorum ama iyi rolleri de var Anneler günü, Yarım kalan saadet vs … İyi rolleri olsa bile onları izlerken de acaba bi düzenbazlık yapacak mı diye düşünmüyor değilim.


Aslında benim bi düşüncem var, yeşilçam senaristlerinin, yönetmenlerinin Önder Somer‘e ciddi ciddi kıl olduğunu düşünüyorum. Zira ne kadar kötü adam karakteri varsa bu adama oynatmışlar, Erol Taş‘ı sokakta görüp döven yurdum insanı, Önder Somer denince böyle bi irite olmuştur. Halbuki ilik gibi adammış. misal şimdinin Kıvanç Tatlıtuğ‘a filan bin basar… Öyle karizma, öyle yakışıklı…

Ayrıca Önder Somer‘in Yeşilçamda çizdiği efendi görünümlü ama hinoğluhin karakterler yüzünden, kızlar senelerce efendi adamlardan kıllandı, yanar dönerleri tercih etti. Ben buna Önder Somer etkisi diyorum. Jönler iki artistlik yapar kızları tavlardı ama Önder Somer‘in karakterleri öyle miydi? Değildi, hep ince ve hain planlar sonucu kızı elde ederdi. yani sevdiği için kafa yorar ve emek verirdi. çocukken böyle düşünürdüm :))
Suzan Avcı‘nın iş birlikçisi ve kankasıdır genelde hep karşılıksız aşklara tutulurdu filmlerde. eee napsın, o da aşkını kazanmak için kötü yollara başvururdu. aşkı kazanmak için iyi yollar ne işe yarar? içten içe hep tarafında olduğum kötü rollerin iyi oyuncusu.

Önder Somer’in oynadığı kötü adam karakterleri, seksenlerin dejenere kötü karakterlerine benzemez. istanbul türkçesi ile konuşur ve beyefendi, eğitimli adam görüntüsündedir. eroin kokain gibi şeylerle işi olmaz, aileden zengin soylu bir adamdır genelde. yanaşacağı kadınların sevdiği adamlarla arasını bozmaya çalışarak önce uyarı ateşi yapar, olmuyorsa fitneyi iyice artırır. sonunda jönden sopayı yedikten sonra da pes eder, esas kadın ve jön yine beraber olurlar. Türk sineması tarihinin en karizmatik kötü adamı olan Önder somer yakışıklılığını kullanarak filmin esas kızını kandırır daha sonra zengin bir bayan bulur esas kıza tekmeyi basardı. Lakin evlendiği her zengin kadın bir şekilde iflas eder bizim Önder Somer abimizin eski aşkı da nasıl oluyorsa zengin olur ve intikamını ”tekrar birlikte olalım!” çağrısını reddederek alırdı. Çoğu başrol oynayan aktörden daha fazla saygı hakediyor, hem yeteneği hem de duruşuyla…

Önder Somer her daim kaybeden adam. aslında bakış açısını değiştirirsek sevdiği kadın elinden alınıyor, adam ne yapsın aşka tövbe filmindeki gibi kendine ait olmayan valizi alıp şehri mi terk etsin, evet etti ve ben hala Mübin’in kıyafetleri Önder’e olmazki diye düşünüyorum.

Ekşi Sözlükte rastladığım, wunsch vertrauen’in yazdığı ve çok beğendiğim; karşılıklı gelsek veya kabristanına gitsem şunları söylerdim kısmını yazının son kısmına ekleyip paylaşmak isterim;

Renkli gözlerin, arkaya taranmış muntazam briyantinli saçların, ince bıyıkların, avrupai tipinle türk sinemasının yakışıklı, yakışıklı olduğu kadar da kötü adamıydın sen. Hala emin değilim gözlerin mavi miydi, yeşil mi? insanın yüzü bu kadar temiz, saf, iyiliksever bir ifadeye sahipken nasıl olur da bir kaş kaldırmayla dudağının kenarına haince bir gülümseme yerleştirmeyle, niyeti bozuk kötü bir adama dönüşür?

Küçüktüm… sen doktor olurdun, yakışıklı subay olurdun, yazar olurdun, kariyer sahibi ama gönlünün sultanını bulamamış adam olurdun, ehli namusa göz diken mazide kalmış ama bunu yedirememiş eski sevgili olurdun, gazoza ilaç atan kötü niyetli züppe olurdun, iyi niyetli de olsan Ömercik tarafından sarı çiyan diye nitelenirdin, evin hizmetli tayfası senden hazzetmezdi… ah ah… Filmin tadına tat katardın sen, kötü adam diye bilinirdin ama iyi adam rollerinde seyirci seni yadırgamazdı. sana çok haksızlık edildiğini düşünüyorum Önder ağabey, sen de muradına ermeliydin, sen de kazanmalıydın. seni komedi filmlerinde de görmek isterdim, Ayhan Işık’ı, Kartal Tibet’i tokatlarken görmek isterdim, kavgayı bir de sen kazan isterdim. ne de çok şey isterdim… senden set anılarını dinlemek isterdim, bak bunu gerçekten isterdim. eğer şimdi yaşıyor olsaydı muhtemelen kötü adamı değil, esas adamı oynayacak olan aktör. Şanssızlığı, sarışınların (Filiz Akın hariç ) kötü adam/kadın rollerine seçildiği yıllara denk gelmesi ‘’ (wunsch vertrauen)

Her ölüm erken ölümdür. Sözünü anlattın bize, gerçekten çok erken vefat ettin.
Yeşilçam’da Önder Somer gerçeğinin herkes farkında neyse ki…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir