1998 yılına kadar devamlı takıldığım 3 mekan vardı İstanbul‘da. Bunlar Ortaköy‘de Flatline ve Beyoğlu‘nda Kemancı ve Gizli Bahçe idi. Ne kadar şikayet edersek edelim, Beyoğlu‘nda gece dışarı çıktıysam yolum bir şekilde Kemancı‘ya düşerdi. Genellikle Alt Kemancı‘da başlayan gecemiz Üst Kemancı‘da noktalanırdı arada Haydar‘a gidip ucuz tekilamızı içer geri dönerdik. Rock Barların çok şenlikli zamanlarında, hızlı gecelerimizde epey ilginç olaylara şahit olmuşumdur. İşte bunlardan bir tanesini de dün kaybettiğimiz Bülent Kayabaş ile yaşadım.
Alt Kemancı‘da bazen Cherokee, Indians dinler bittiklerinde de Blue Blues Band‘i dinlemeye üst tarafa çıkardık. Genellikle Ayı Orhan bizi hemen içeri almaz ve 5 dakika bekletirdi. Yine alt taraftan yukarı çıktığımız bir gecede Kemancı’nın da girişi olan uzun koridorda hareketlilik olduğunu gördük. Ayı Orhan; “Gençler bu tarafa gelmeyin kavga var” dedi. Tatlı sert adamdı Orhan abimiz, kızardı ama bir vukuat olduğunda hemen korumaya alırdı. Biz de o hengamede merdivende beklemeye başladık. İşte orada uzun zaman gözümün önünden gitmeyen bir sahne gerçekleşti. Baykal Kent ve Bülent Kayabaş koridora doğru koşuyordu, Kayabaş uçan tekme girişimlerinde bulunuyor ama bir şekilde arkadaşları onu tutuyordu. Epey çılgın bir tartışma 10 dakika kadar önümüzde oldu. Tabi yıllarca videoda, sinemada ve tiyatroda izlediğim 2 kişiyi bu şekilde görmek şaşırtmıştı. Samimi de gelmişti bir yandan. Olayın ne olduğunu kimin haklı olduğunu bilmiyorum ama epey rock’n roll sahneler yaşandı.
Epey içkili olan Bülent Kayabaş ve Baykal Kent kavgayı savuşturmuşlardı ama çok sinirli oldukları her hallerinden belliydi. Konu hakkındaki güzel düşüncelerini! sıraladıktan sonra yine lokale geri döndüler. Sanırım genellikle arkadaş grubuyla oraya takılıyordu o dönem bir de bazı geceler Bülent Kayabaş‘ı Üst Kemancı‘da görürdüm. Genellikle kalabalık bir grup barın önünde takılırlardı ve Ali Poyrazoğlu da katılırdı onlara. Sanırım Kemancı‘nın bir üst katındaki sanatçılar lokali kapanınca Kemancı Zeki‘nin yanına geliyorlardı.
Neyse olay yatışınca biz de Üst Kemancı‘ya girdik, kapıdaki abilerden birisi “Siz bir de Kadir İnanır‘ı görecektiniz” dedi. Anlaşılan o gece lokalde hareketli bir gece yaşanmıştı. Gecenin devamı olaysız tamamlandı. Kemancı’dan çıkarken Bülent Kayabaş ve Baykal Kent da bizlerle birlikte çıkıyorlardı. Daha doğrusu çıkmaya çalışıyorlardı ki çıkmalarına biz de yardımcı olduk ama zil zurna sarhoşlardı diyebilirim. Taksiye bindirdik ve biz de Taksim-Bostancı dolmuşuna doğru yürüdük.
Bir hafta sonra bu sefer direkt Üst Kemancı‘ya girmiştim. İçerisi pek dolu değildi ama sahneye yakın barın tarafında Bülent Kayabaş tek başına oturuyordu. Tek bardakta rakısı ve yediği beyaz leblebiyi hatırlıyorum. Neyse biraz da fırlamalık olsun diye yanına yaklaştım ve “İyi akşamlar abi severek izliyoruz” dedim. İstifini bozmadan döndü, suratıma baktı ve “Vay dedi sen geçen hafta çıkışta bana yardım eden gençsin“. O an bayağı şaşırmıştım çünkü alkol oranından dolayı hatırlayabileceğini tahmin bile etmiyordum. “Abi yanına oturabilir miyim” diye sordum ben de bir bira söyledim ve başladık muhabbet etmeye. O yıllar 70’lerde çektiği filmleri pek bilmediğimden onun Rock Bar’da olmasına şaşırmıştım. “Sen bizi ne sandın, biz de biliriz Deep Purple’ları Led Zeppelin’leri” dedi. O gece Blue Blues Band çalmıyordu yerine pop rock çalan ve kadın vokalli bir grup vardı. Genellikle tıka basa dolu oaln mekan tehnaydı, fırsattan istifade bir süre muhabbet ettik. Ünlüler pek yüz göz olmayı sevmezlerdi ama Bülent abimizle müzikten, kızlardan bahsettik. O gece epeyde taktik vermişti. Sonra Unchain My Heart çalmaya başladı ve kalktı yerinden şarkıyı bağıra bağıra o da söylemeye başladı. Ben de arkadaşların yanına döndüm. Bülent abimize iyi akşamlar demeyi ihmal etmedim ama o çoktan kendisini müziğe kaptırmıştı.
Sonraki aylarda Bülent abimizle Beyoğlu‘nda karşılaştığımızda selamımız eksik olmadı ama oturup bir daha da rakı içmedik. İşin en ilginci ise o gece yaklaşık yarım saat her şeyden bahsetmiştik sadece sinemadan konuşmamıştık…
Şimdi birileri çıkıp alkollü olduğunu yazmışsın vs diyebilir. Valla pek umrumda değil. Sosyal olmayı ve içmeyi seven bir abimizdi. Ona bu anıyı hatırlatsam onun da hoşuna giderdi diye düşünüyorum. Aramızdan ayrılınca da sizlerle paylaşmak istedim. Güle Güle Bülent Kayabaş…