Natuk Baytan’ın 1979 yapımı Korkusuz Korkak’ı pek çok açıdan ilginç bir film. Bir yanıyla klasik bir Kemal Sunal güldürüsünden, diğer yanıyla oldukça farklı şeyler denemiş, mizahen deneyselliğe başvurmuş bir işten söz ediyoruz. 1970’lerin Kemal Sunal filmleri her daim akıllarda yer etmiştir, ancak Korkusuz Korkak filminin yeri pek çokları için ayrı olsa gerek.
Nedir mevzu peki Korkusuz Korkak’ta? Kemal Sunal bu sefer karşımıza Mülayim Sert rolüyle çıkar. Mülayim pek tabii Sunal’ın yıllar boyu taşıdığı Şaban karakterinin bir varyasyonudur, ancak ayrı bir özgünlük de taşımaktadır (Zaten bugün filmin adının pek çokları tarafından “Bombacı Mülayim” sanılması da bunu göstermekte). Aylardır kirasını ödeyemeyen, bir şirkette masa başı işinde çalışan ama bir dolu da getir götür işi üzerine yüklenen Mülayim, yumuşak başlı ama kesinlikle saf olmayan, çevresinin farkında bir adamdır. Rutini itilip kakılmayla geçen genç adamın hayatı doktorunun altı aylık ömrü kaldığını öğrenmesiyle kökten değişir. Zaten günleri sayılı olduğu için ezilmeme kararı alan Mülayim önce ev sahibesi ve patronuna, ardından da şehre kök söktüren çetelere kafa tutacaktır.
Korkusuz Korkak, Kemal Sunal’ın çoğu filminde denk geldiğimiz yanlış anlaşılmalarla renklenen durum komedisi mantığını ölçülü şekilde barındıran bir film. Seksenlerin ortalarından sonra Sunal’ın filmlerinde bolca konu olacak geçim derdi bu filmde kendini yavaş yavaş hissettirir ancak bir farklılık vardır; Mülayim’in parçası olduğu bir aileye ya da topluluğa denk gelmeyiz. Ne önceki filmlerdeki gibi “fakir, kısmen hırçın ama sevgi dolu” ne de ilerki filmlerde olacağı gibi “yoksulluktan evin direğine haksızca yüklenen” yeşilçam ailelerinden kopuk bir Sunal/Şaban/Mülayim görürüz. Filmi absürt mizaha yaklaştıran da muhtemelen budur. Kemal Sunal’ın karakterini Yeşilçam’ın kutsal değerleriyle bir yere bağlamadığınızda/kısıtlamadığınızda ortada dramatik tonu az, absürtlüğü bol bir mizah oluşur. Ailesiz ya da (Tellioğulları ve Hababam Sınıfı gibi toplulukları da düşünürsek) cemiyetsiz bir Kemal Sunal filmi olan Korkusuz Korkak, yine bu sebeplerden ötürü içinde başka büyük güldürü ismi barındırmaz, yük tamamen Sunal’a birikmiştir anlayacağınız.
Filmin absürt dokusunun dönemini yansıtılışına da etkisi şüphesiz büyük. Mesela filmin doğasında Mülayim’in geçim derdi yaşıyor olması “zeki fakir” tiplemesini beslemeye yarar ama film ilaveten politik bir söyleme girme ihtiyacı duymaz (Oysa ki çoğu Kemal Sunal filmi içerdiği üstü kapalı mesajlar ile sempati kazanmıştır). Benzer bir şekilde sokaklarda mahallelilerin saatli bomba ile imtihanı da özel bir drama barındırmaz, dönemin özel ancak bir yandan da rutine bağlamış hadiselerinden olduğu çok bellidir. Teşbihte hata olmaz, Korkusuz Korkak’ı 1979’dan fırlayan 77 dakikalık bir Yiğit Özgür hikayesi olarak görebilir, bu beklentiyle seyredip keyif alabilirsiniz.
Korkusuz Korkak’ın bir de detay severler için barındırdığı irili ufaklı öğeler mevcut. Bunlardan en meşhuru Mülayim’in Hemşire Sevil ile çay içtiği sahnede arkada görülen koyu mavi dumanlardır. Dumanlar, 15 Kasım 1979’da İstanbul Boğazı’nda meydana gelen Independenta tanker yangınından gelmektedir. Bunun yanında film, o dönem yirmi dört yaşında olan Aynur Akkum’un da güzel sekreter Esin rolüyle sinemada boy gösterdiği son filmdir.
Büyük iddialar barındırmayan, ama iddia ettiğinden kesinlikle fazlasını sunan Korkusuz Korkak’ı hem dönemi incelemek hem de iyi ve farklı bir Yeşilçam komedisi deneyimlemek için izleyebilirsiniz. Kemal Sunal’ın az politik filmlerinden kalburüstü bir örnek elimizdeki, değeri daha evvelden bilinseydi belki mizahın bugün hakim apolitik damarına bir yol haritası çizebilir, belki bugün gişe hakimi bazı filmlerin daha nitelikli olmasına vesile olabilirdi.
One thought on “Kemal Sunal – Korkusuz Korkak (1979)”