Emeğiyle, ilgisiyle ve araştırmacıkla farklı birşeyler yapmak isteyenlerin sayısı günden güne azalıyor. Birbirinin kopyası olan her şey “trend” olunca değerli. Böyle bir süreçte bazı insanları yakından tanımak daha önemli. Sinematik Yeşilçam’a yazı ve çizgileriyle katkıda bulunan 1.5 yıldır Leman dergisinde Betamax Video köşesine hayat veren Turgut Özalp arkadaşımızı daha yakından tanıtmanın önemli olduğunu düşündüm ve sizler için bir söyleşi gerçekleştirdim. (Onur Çetincengiz)
Merhaba Turgut Özalp. Seni, kendi cümlelerinle tanıyabilir miyiz ?
Merhabalar sevgili Onur. Kendimden şöyle bahsedeyim biraz… Ben çocukluğumdan bu yana çizgi roman ve sinemaya aşığım ve bunları her zaman , her fırsatta birleştirdim. Çizgi roman ve sinema ayrılmaz bir ikilidir aynı zamanda siz de biliyorsunuz. Little Annie Rooney 1925 yılında Mary Pickford tarafından canlandırılan filmlerden tutun da , daha sonraki yıllarda Flash Gordon 1939, Adventures of Captain Marvel 1941, 1939 yılında iki ressam (Bob Kane ve Bill Finger) arkadaş tarafından yaratılan Batman’in 1943 yılında sinemaya aktarılmasına kadar.. Ve 2002’de Marvel Comics‘i maddi sıkıntılardan kurtaran Spider-man’e dek çizgi roman sinema ilişkisi sürekli olmuştur… Bende bunu çok güçlü ve köklü olan mizah dergisi LEMAN‘da yapmaktayım yaklaşık 1.5 yıldan beri. Yerli ve yabancı sinema filmleri afişleri ve dvd-video kapaklarını çizmekteyim ,ayrıca storyboard ve çizimle alakalı herşey beni ilgilendiriyor… Bunun öncesinde ise ilk orta lise egitimimi tamamladıktan sonra üniversiteyi de resim iş öğretmenligi ile tamamladım.
Çizime nasıl başladın. Senin yeteğini ilk kim fark etti mesela veya böyle bir durum var mı?
Çizim yeteneğimi farketmem aslında 5 yaşlarımdan önce olmalı çünkü 5 yaşımdan itibaren çiziyorum… araç resimleri ve buna benzer figürleri çizerek başladım… aynı yıllarda çizgi romanlar ile tanıştım Conan en büyük çizgi roman benim için. Sürekli onları taklit etmeye çalışırdım çizgilerimde ve böylelikle John Buscema, Ernie Chan ve Alfredo Alcala gibi isimlerden ders alıyormuş gibi oluyordum… ve ardından sinema sanatı ilgimi çekmeye başladı, çizgi roman sinema iç içe 1990 dan günümüze dek böyle sürdü hep.
Bugüne dek yaptığın işlerden bahseder misin ?
ilk yayınlanan işim power rangers dergisinde idi 1998 yılı ağustos ayı. sonrasında kitap kapakları, kitap resimlemeleri, film afişleri, dvd kapakları, storyboard, consept board, lobi kartları tasarımları ve çizgi roman karakterleri gibi bir çok iş yapmaktayım. 2014 yılında Amerikalı grafik sanatçısı Michael Wulf ile PLANET OF THE DEAD isimli özgün bir çizgi roman çalışması yapıp yayınladık. 2016 yılında David johnson’ın WORLD OF THE EDGE isimli çizgi romanına kapak yaptım, ayrıca VATAN SAĞOLSUN, DOLLY DEADLY 2, THE MAN AND THE LEGEND: GORA, ALBOROTADORES, SELAHADDIN EYYUBİ, DİŞİ KİLİNK NARO’YA KARŞI, AŞIK, gibi bir çok sinema ve video piyasasına afişler yaptım. Bu filmlerden bazıları halen yapım aşamasındadır. Bunlar haricinde özgün çizgi roman çalışmalarım var, senaryolar, hikayeler, karakterler vs.. tabi hepsi bilim kurgu, korku, aksiyon veya spaghetti western türüne benzer çalışmalar.
Klasik karikatürist ya da çizerler gibi güldürmeyi amaç edinmeyip çok farklı bir yoldan gidiyorsun.Bizim kuşağın hayran olduğu filmleri çizgi roman yapıyorsun Bu harika fikir nerden geldi aklına.
Çizgi roman ve sinema asla ayrılmaz benim için. bunu daha öncede belirtmiştim. resim ve çizim benim mesleğim (bu arada resim öğretmeniyim) ve sinema en büyük tutkum olduğu için ikisini birleştirmek kaçınılmaz bir durum. ve bunula birlikte çok büyük filmler var bunları insanlarla buluşturmak isteğim en büyük etkendir. sadece günümüz filmleriyle sinemasever olunmaz ve sinemayı sadece günümüz filmleriyle anlayamazsınız. sinema bir bütündür bir çok yeni filmde eski filmlere göndermeler var bunu anca o fılmı ızleyenler anlayabiliyor ve daha çok zevk alabiliyor, bilmeyenler içinse o film çok yavan kalır… her filmi ve sanatçıyı bilmek gerek. sinema sadece David Lynch, Ken Loach veya Lars Von Trier‘den ibaret değildir. John Frankenheimer, William Wyler veya David Crononberg‘ü es geçemezsiniz.
B-Kült Film hayranısın. En sevdiğin filmler hangileri. En sevdiğin yönetmen ve oyuncular hangileri ?
Kişisel listemden gideyim o halde biraz, WİZARD OF OZ 1939, CYBORG 1989, KONVOY 1978, VANISHING POINT 1971, BIRDMAN OF ALCATRAZ 1962, CONAN THE BARBARIAN 1982, THE TERMINATOR 1 ve 2, MAD MAX 2 (sinemaya ilk ilgi duymama sebep olan film), CONAN 2 (Arnold Schwarzenegger‘i tanımama ve fan olmama sebep olan film), ROCKY3 1983, FOR A FEW DOLLARS MORE 1965 gibi filmler benim favori listemden sadece bazısı. yönetmenlerden bahsedecek olursak kesinlikle JAMES CAMERON, SERGIO LEONE, JOHN MILIUS, TIM BURTON, SHELDON LETTICH, DAVID CRONONBERG, GIANFRANCO PAROLINI, WILLIAM WYLER, VICTOR FLEMING, PIER PAOLO PASILLINI, CHARLIE CHAPLIN, GERORGE MILLER, PAUL VERHOEVEN ve JOHN MCTIERNAN’ı sayabilirim… o kadar çok değerli yönetmen var ki, bu saydıklarım çok az bir kısmı.
Aynı zamanda vhs beta kaset topluyorsun. Zor olmuyor mu? Sonuçta kolay bulunan şeyler değil?
Evet malesef kolay bulunamıyor veya bulununca da haşat olmuş olanları toparlamak bir hayli zor. malesef ülkemizde her yeni çıkan format veya teknoloji eskiyi ”bayatladı” diye çöpe attırıyor… 1999 yılında VCD formatı patlayınca çoğu kişi VHS veya Beta arşivini elden çıkarmaya başlamış veya yoketmiş. Bu malesef çok yanlış bir durum çünkü her yeni çıkan format eskisinden çok daha iyidir diye bir kural yok. Arayıpta bulduğumuz çoğu VHS filmler en az 25 yıl öncesinden kayıt edilmiş filmler olmasına rağmen halen sapasağlam durmakta olduğunu görüyoruz fakat 5 yıl önce almış oldugumuz DVD veya VCD filmlerin kendi kendilerini imha ettiğine de tanık oldum… VCD formatı bugüne dek piyasaya çıkmış en kötü film formatı ve asla bir arşiv yapılamaz VCD filmlerle. hatta ilk 10 yıl orijinal VCD’ler bile VHS transferidir. 2006’dan itibaren DVD transfer olanlar çıkmaya başladı SAGA tarafından. Elimden geldikçe bu VHS veya BETA filmleri koruma altına almaya çalışıyorum çünkü gerçektende zor bulunan ve DVD yada VCD lerde hiç basılmamış filmler bunlar.
Sinematik takipçilerine tavsiye edeceğin filmler var mı favori filmlerin arasında ?
Hani bunu izlemeden ölmeyin diyeceğin pek kimsenin bilmediği filmler ?
Evet kesinlikle!!! öyle filmler varki, hayatınızda en az bir kere izlemeniz gerekir… bu filmler arasında bazı isimler sayacak olursam sevgili okurlarımız için: WIZARD OF OZ 1939, BIRDMAN OF ALCATRAZ 1962, THE SHRINKING MAN 1957, DR. CYCLOPS 1940, LE MARGINALE 1938, FOR A FEW DOLLARS MORE 1965, DIRTY MARY CRAZY LARY 1974, EASY RIDER 1969, THE TERMINATOR 1984, TERMINATOR 2 JUDGEMENT DAY 1991, LIONHEART 1990, CYBORG 1989, KICKBOXER 1989, COBRA 1986, HOLD UP 1985, RUNNING MAN 1987, PREDATOR 1987, VIDEODROME 1983, PLANET OF THE APES 1968, BASIC INSTINCT 1992, INFERNO 1999, SAVAGE BEACH 1989, MAD MAX 1979, MAD MAX 1982, MAD MAX 3 1985, SCISSORHANDS 1990, WHEELS OF TERROR 1990, NO RETREAT NO SURRENDER 1985, LONE WOLF MCQUADE 1983, ENTER THE DRAGON 1973, WAY OF THE DRAGON 1972, DIRTY HARRY MAGNUM FORGE 1973, GREASE 1978, BLOW UP 1983, RAMBO3, PROTOTYPE 1992, ALLAN QUATERMAIN 1986, TOTAL RECALL 1990, OVER THE TOP 1989, ROCKY (serisi), CONAN THE DESTROYER 1984, GREAT DICTATOR 1940, SACCO & VANZETTI 1971 , BLUE LAGOON 1980 , BIG SHOWDOWN IN LITTLE TOKYO 1991, HITCHER 1986, ONE ARMED BOXER 1972, SILENT TRIGGER 1996 gibi isimleri sayabilirim.
Gelecek planlarından bahseder misin ?
Gelecek planımdan bahsedeyim elbette, sinema ve çizgi ile yoluma devam etmek istiyorum. Tüm kült filmleri ve bu büyük yapımları insanlarla buluşturmayı istiyorum dahada… bunu Türkiye’nin en köklü çizgi roman ve mizah dergisi olan Leman’la yapmaya başladım onlarla devam etmek te büyük zevk ve harika bir duygu, büyük ustalarla bir arada çalışmak ve aynı dergide olmaz harika bir duygu burdan leman ailesi ve tm okurlarına da sonsuz sevgi ve selamlarımı yolluyorum.
Size ve Sinematik ailesine de çok teşekkürler ve sevgiler…