İnsanoğlunun ilk uzaya açılıp aya gitmesiyle uzay çağı başlar.
Uzay çağı dünyalılar için bir ilerleme çağıdır. Binlerce yıl böyle yaşamışlardır. Uzay çağı geçmiş, zaman ve yaşam galaksi çağına ulaşmıştı. Yüz binlerce yıl geride kalmış, dünya ve gezegenler sistemi uzayda galaksi sistemine dönüşmüştü. Medeniyetler, tarihler geride kalmış, insanlar ilk çağlardaki gibi basit yaşamla yetinmeye başlamışlardı ve bütün güçleriyle ölümsüzlüğü bulmak, devamlı yaşamı sağlamak için amansız bir çalışma ve mücadeleye girmişlerdi.
Bu çağda dünya milletleri, medeniyetleri, ırkları, dinleri ayrı devletler halinden çıkıp tek bir varlık haline geldiler. Tek bir dünyalı yaşayışları ve kavimleri galaksi çağının dünya insanlarını meydana getiriyordu.
Dünya çılgın bir nükleer silahlanmanın sonucu olarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti. Dünya bu gibi tehlikeleri bir kaç kez geçirmiş, hiç bir kuvvet dünyayı yok edememiş, fakat dünya bazı zamanlarda parçalara ayrılmış, dünyadan kopan parçalar uzayda meteor taşları haline gelmişti. Bazı gezegenlerde hayat devam etmekte, yaşam sürmekteydi ama nükleer savaş çok hızlanmıştı, hükmetmek daha güçlü olmak için o güzel mutlu dünya delice parçalanırken birden gizli ve çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kaldı.
5 milyar yıl önce işin ve enerjiden madde haline gelen dünyamız galaksi çağında laser ışınlarının etkisiyle toz bulutları haline gelip parçalanmaktadır. Bu düşman kimdi hangi galaksideydi?
Bütün dünyalılar bu tehlikeye karşı tek bir silah kullandılar. İnsan beyin gücü ve iradesiyle birleştirilmiş bir tabakayla karşı koymaya başladılar.
İnsan beyin moleküllerinin sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir tabaka dünyayı koruyordu.
Dünya her saldırı karşısında toz bulutu haline gelmekte önündeki koruyucu kalkanın arkasına sığınmaktaydı. Bu kalkanı delecek tek güç insan beyni ve iradesi ile yaratılacak bir silahtı…
Ama gerçekte galakside bulunan dünya düşmanları silahları ne kadar güçlü olursa olsun beyinleri yoktu. Dünya ve insanın değeri sonsuzlukta en büyük silahtı.
Dünyalılar bu bilinmeyen düşmanı aramaya başladılar ama ne yazık ki gönderilen hiç bir savaşçı geri dönmedi. Dünyalılar toplandılar, kavimler bir araya gelip çare aradılar, tek çare düşmanı bulup savaşmaktı.
En güçlü, en büyük iki Türk savaşçısı ve diğer dünyalılar uzaya açılıp bilinmeyen düşmana savaş ilan ettiler.
Bazı dünyalılar bu savaşa katılmadılar fakat hayal güçlerini gerçek ve mantıkla birleştiren her insan bu savaşa katılıp kazanmak azmindeydi.
Metin – Çetin İnanç ve Cüneyt Arkın (1981)
Dünyayı Kurtaran Adam
Dünyayı Kurtaran Adam Prologue / Açılışındaki unutulmaz metin. Dünyayı Kurtaran Adam filminde bol bol kullanılan Giorgio Moroder’un Battlestar Galactica disko versiyonu ve Indiana Jones ana teması Raiders of the Lost Ark fon müziği olarak kullanılmış.