Ara Güler’in Kahramanın Sonu Filmi İstanbul Bağımsız Filmler Festivalinde

15 Şubat’ta başlayacak 17. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin sonradan dahil olan iki film, özellikle sinefiller ve sanat tutkunlarının ilgisini çekeceğe benzer. Dünyanın en önemli fotoğraf sanatçılarından Ara Güler’in yönettiği tek film de olan ve çok az kişinin izleme şansına eriştiği “Kahramanın Sonu” Güler’in ve Yeşim Ustaoğlu’nun sunumuyla gösterilirken; efsane gerçeküstücü yönetmen Jan Švankmajer’in 8 yıl aradan sonra çektiği ilk film de olan “Insect / Böcek”, Türkiye’de ilk kez !f İstanbul’da seyirciyle buluşacak!

Ara GülerKahramanın Sonu

Ara Güler’in 1975’te çektiği ve dünyada çok az gösterim olanağı bulmuş filmi “Kahramanın Sonu”. Güler’in I. Dünya Savaşı’nda ölüme mahkum edilen Yavuz Zırhlısı’nın hikâyesini anlattığı ve 16 mm çektiği film, İlhan Mimaroğlu’ndan Ruhi Su’ya, eklektik müzikle yaratılmış avangart kurgusu, arşiv fotoğrafları ve gerçeküstücü canlandırmalarıyla sinemamızın en özel yapımlarından birine dönüşüyor. Festivalde tek gösterimi yapılacak filmin gösterimi, dostlukları uzunca bir geçmişe dayanan Yeşim Ustaoğlu ve Ara Güler’in sohbetiyle devam edecek. 70 yılı aşkın zamandır belleğimiz olmuş Ara Güler, rol aldığı “Otel” (1992), “İz” (1994) ve “Güneşe Yolculuk” (1999) filmlerinin yönetmeni Yeşim Ustaoğlu ile “Kahramanın Sonu”nun hikâyesini konuşacak.

Olkan Özyurt Sabah gazetesinin Pazar ekinde Kahraman Yavuz’un aşırı acıklı öyküsünü yazmış. Ancak Olkan Özyurt, Ara Güler‘in filminden; efsanevi gemi Yavuz Zırhlısı‘nın sökümünü anlattığı Kahramanın Sonu Belgeseli, olarak bahsetmiş.
Olkan Özyurt acıklı öyküyü ve Ara Güler ile görüşmelerini bize şu şekilde aktarıyor:


Ara Güler “Ah be evladım Yavuz beni çok uğraştırdı” diye sitem ede ede anlatır o filmin macerasını. Tuhaf gelebilir Ara Güler‘in bir film macerasına atılması. Eee ne de olsa o fotoğrafçı olarak dünyaya nam salmış bir usta. Ama işte Kahramanın Sonu, ustanın fazla bilinmeyen sinemacılık macerasının ilk ve son sayfası gibidir.
SÖKÜM 10 YIL SÜRDÜ
Peki nedir Kahramanın Sonu belgeselinin macerası derseniz, filmi başa sarıp anlatalım o zaman…
1973‘te sıcak bir yaz günü Gölcük‘te askerler, siviller Yavuz Zırhlısı‘nın veda töreni için bir araya gelmiştir. Tarihi değeri olan, üzerine türküler yakılan, Türk donanmasının efsanevi gemisi Yavuz sökülüp jilet olacaktır… Stern dergisi de bu geminin tarihini ve sökümünü anlatan bir röportaj ister Ara Güler‘den. Ara Usta da bu röportaj için o gün o törendedir.
Ara Usta, işinin ehli… Stern için hazırlayacağı röportaj için paşalardan, amirallerden geminin eski fotoğraflarını ister, Yavuz’da askerlik yapanlarla konuşur, sökümü fotoğraflar. Röportaj için uğraşırken de bir belgesel çekmeye karar verir.

Bu macerayı yıllar önce anlatmıştı bana. Sonra Nezih Tavlaş‘ın Foto Muhabiri kitabında rastladım hikayesine. Orada Ara Usta “Bir düşünsenize, suları yara yara gelen Yavuz hakkında şiirler, şarkılar yazılmış, tablolar yapılmış. Yavuz’da askerlik yapanlar övünç duyarak anlatmış. Sonra bu kahramanın parçalanışını görüyorsunuz. Kaynak makineleriyle kesiyor, parçalıyorlar. Üzüntülü bir durum, tam bir dram. Acısını hissetmemek mümkün değil. Ben de gayet milliyetçi bir herifim. Röportajı yaparken elimde çok malzeme birikti. Belgeselini yapmaya karar verdim. Yavuz bu, kolay sökülmüyor. Tam 10 yıl sürdü sökümü. Bir kahramanı öldürüyorlar. Bunun için adını Kahramanın Sonu koydum. 16 mm ile çekiyorum” diyordu.

Öte yandan Yeni Şafak’tan Seray Şahinler Demir’in haberine göre ise Ara Güler süreci şöyle anlatıyor: “Bu gemi çok önemliydi. Koskoca bir Osmanlı’nın çöküşünden bahsediyoruz. Alman Stern dergisinin Türkiye muhabiriydim. Dünyadan en büyük gazetelerinden biridir. Onlar benden geminin sökülüşünü takip etmemi istedi. Ben de o zaman askerlerle, subaylarla görüştüm; belgeler ve fotoğraflar buldum. Sonra da filmi çektim. Geminin sökülme aşamasından başladım. Sonuna kadar çekimi yaptım. Çok uzun bir süreydi. En iyi yönetmenden daha iyidir diyebilirim. Dünyada bunun bir örneği yok. Film yapım süresi olarak dünyadaki en uzun olan filmdir. Gemiyi 12 senede söktüler. Hangi gemi 12 senede söküldü? O bakımdan rekor kırmıştır.

FİLME EL KOYULDU
Ara Usta filmi çekip bitirince, soluğu Fransa’da alır. Montajını yapar. Hatta bir kadınla tanışır orada. Kadın sinema tarihinin en önemli yönetmenlerinden Orson Welles‘in kurgucusu çıkar. O girer kurguya. Sonra sıra sese gelir.
Ara Güler‘in aklında bir şey vardır: “İlhan Mimaroğlu‘nun çok sevdiğim bir eletronik müziği var. Onunla seslendirdik.” Ara Güler, Yavuz gibi bir efsane geminin neden söküldüğünü, jilet yapıldığını incelikli bir şekilde eleştirir filmde. Neticede bir kahramandır o ve pekala müzede de tutulabilir. Bunun için film Yavuz’un acıklı hikayesine bir ağıt gibidir…
Filmi önce Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Salah Birsel‘e izletir Ara Güler.
Beklediği tepkileri alamaz. Canı sıkılır biraz. Sonra ABD’de Atlantic Records‘un sahibi Ahmet Ertegün‘e izletir, o beğenir. Ertegün’ün beğenmesiyle morali düzelir, filmi çantasına koyduğu gibi soluğu Türkiye’de alır. Tüm bu süreç yıllarını alır. Yavuz’un sökümü, filmin çekimi, kurgusu… Ara Güler’in film çektiğini bilen Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı heyecanlıdır. Filmi görmek isterler. Fakat filmin gösterilmesi için önce sansür heyetinden olur alması gerekmektedir.
Ankara’ya gidilir, kurul üyeleri kurulur filmi izler. Kahramanın Sonu‘nun kaderi de o gün o kuruldaki insanların meseleyi kavrayamamalarıyla şekillenir.
Kurulda herkes filme iyi diyor. Ama biri var. Olmaz diye tutturuyor. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir görevli. Takılmış filmde konuşma olmamasına. Sadece eletronik müzik var filmde. Sonra bu Fransızca kopya diyerek itiraz ediyor. İyi de filmde söz yok! Kurul sonunda bu film Türkiye’ye giremez kararı verdi. Filme el koyuldu.”

SANSÜR HEYETİ, TARİHİNİ YOK ETMEYE ÇALIŞTI
Ders kitaplarında Midilli ile 1. Dünya Savaşı‘na girmemize neden olan gemi olarak geçer Yavuz Zırhlısı. 1938‘de Atatürk’ün naaşını İstanbul’dan İzmit’e taşımak da bu gemiye düşer. Üzerine türküler yakılır. Ama kıymeti bilinmez. Ara usta da buna isyan eder işte “Onu söktüler, beş kuruşluk demire mi tenezzül ettiler. 12 yılımı verdim bu belgesel için. Sansür heyeti yasakladı. Söküyorlar bir de belgeselini yasaklıyorlar. Bu filmi yasaklayan sansür heyeti, kendi tarihini yok etmeye çalıştı. Ne oldu filme, yakıldı mı, gömüldü mü bilmiyorum” diyerek.
Filmin iş kopyaları Ara Güler‘dedir. Uzun yıllar durur o kopyalar. Sonra o kopyaları temizleyip yeniden gün yüzüne çıkarır Ara GülerKahramanın Sonu böylece yeniden hayat bulur: Ara Güler “Kahramanın Sonu benim tek filmim değil. Dünyadaki birçok ülkeye, yabancı televizyon kanalları çok film yaptım. Bu film daha önceden de birçok kez gösterildi. Yeni değil” diyor. Belgesel filmin festival kapsamında tek gösterimi yapılacak.

Sinematik Yeşilçam Notu:  Taradığımız haberler ve bültenlerde farklı farklı bilgiler yer aldığı için  bu yazıyı 2 ayrı görüşme ve basın bülteninden derledik. Bir söyleşi de, kitaptan alınan bilgide 10 yıl diğerinde 12 yıl bilgisi verilmiş. Öte yandan basın bültenindeki tek film söylemi ile çelişen “benim tek filmim değil” bilgisini de yorumsuz olarak kaynaklardan aldığımız metinler ile birlikte veriyoruz. Kaynaklar: Yeni Şafak gazetesi, Sabah Gazetesi ve If basın bülteni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir