Cüneyt Arkın, Üsküdar belediyesinin gerçekleştirdiği Yeşilçam söyleşileri kapsamında 23 Şubat Cuma akşamı saat 20:15‘te Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezinde sevenleri ile buluştu. Bu tip organizasyonlara fazla katılmayan Cüneyt Arkın‘ı Sinematik Yeşilçam adına izlemek üzere ben de yola çıktım. Eskiden 15 dakikalık yol dediğim Kadıköy – Bağlarbaşı arasında 1 saat 15 dakika süren ve şehirlerarası tadındaki cuma akşamı trafiğine rağmen söyleşiye tam zamanında yetişebildim.
Salona girdiğimde dışarıda hiç kimse olmadığından ve sessizlik hakim olduğundan içerisinin boş olduğunu düşünmüştüm. Ancak yanılmışım, salon tamamen doluydu. İçeri girdiğimde barkovizyonda Cüneyt Arkın‘ın hayat hikayesini anlatan bir video yayınlanıyordu. Eskiden bu gibi videolarda youtube’tan alınmış kanal logolarının bulunduğu düşük çözünürlükteki görseller ile hazırlamış videolar gösterilirdi. Barkovizyonda gösterilen videoda ise yeni temizlenmiş filmler kullanılmış ve iyi bir anlatımla sanatçının özgeçmişi veriliyordu. Bu açıdan bakıldığında başarılı bir video idi ancak Üsküdar Belediyesinin bir etkinliği olduğu için son kısmında yine gündem ile ilgili politik mesajlar verildi. Bu gibi söylemlere hazırlıklı olduğum için üzerinde durmayacağım. Çünkü salona Cüneyt Arkın‘ı ve ortamı görmeye gitmiştim.
Şansımı deneyip önlere doğru ilerledim ve en önde sahneyi yandan gören bir koltuk buldum. Biraz sonra da değerli dostum Fatih Yürür yanıma geldi beraberce tanıtım filmini izlemeye başladık. Trafiğe rağmen şansım yaver gittiği için bol bol video çekme fırsatı yakaladım. Ancak söyleşiyi karşıdan gören değil yandan gören farklı bir açıdan çekim yapabildim. Barkovizyondaki gösterim sonladığında güzel sunucu hanım kızımız (Pelin Çift) ayağa kalktı ve Cüneyt Arkın‘ı sahneye davet etti. İşte o an salonun ne kadar dolu olduğunu daha iyi anladım. Salonda büyük bir alkış koptu ve zorlanmasına rağmen Cüneyt Arkın seyircisinin karşısına ayakta olarak çıktı. Bu konuya Cüneyt Arkın‘ın çok önem verdiğini düşünüyorum çünkü tek başına öne doğru yürüdü ve durup tek başına seyirciye baktı.
O anda salondaki kalabalığı çekmekle meşguldüm bir anda salonda “aman!” sesleri yükseldi kamerayı hemen çevirdim Cüneyt Arkın‘ın eline yapışan bir hayranı neredeyse düşmesine sebep verecekti. Yukarıda sahneye çıkışı ve o anı izleyebilirsiniz.
Bu sıcak ve çoşkulu karşılamanın ardından Pelin Çift ile Yeşilçam söyleşisine başlandı. Aslında Pelin Çift‘in performansını merak ediyordum. Görüşme de tam beklediğim gibi geçti. Maalesef Pelin Çift dersine iyi çalışmamıştı. Sohbet Yeşilçam’dan ziyade daha kişisel bir söyleşi şeklinde gelişti zaten Pelin Çift‘in istediği de detaylara girmek değildi. Salondakilerin beklentisi de bu şekilde idi. Salondan tepki alacak bazı kişisel soruları seçmişti ve öngörülen sorular soruldu. Sıkı Cüneyt Arkın hayranlarının bildiği noktalar konuşuldu o yüzden de çok farklı konuların konuşulduğu bir söyleşi olmadı. Yeşilçam konusunda dersine iyi çalışmamış olmasına rağmen Cüneyt Arkın ile çalıştığı ve bazı minik paslaşmalar yaptıklarını söylemem gerekiyor.
Cüneyt Arkın ise aldığı tüm pasları gole çevirdi. Salonun dolu olmasından dolayı epey keyifli olduğu gözlenen Arkın ve yaşına rağmen esprilerini arka arkaya patlattı. Sohbet Yeşilçam eksenli olmasa da Cüneyt Arkın önemli isimleri unutmadı. Yeşilçam ve para kazanma konusunda; “Hüseyin Peyda’yı, Erol Taş’ı hatta Eşref Kolçak’ı ve Fikret Hakan’ı öyle han, hamam, havuzlu evler, yalılar alacak kadar para kazanmadık. Ama ben buna hiçbir zaman yanmam. Ben asıl karakter oyunculara yanarım. Onların çoğu darülacezede, yaşlılar yurdunda öldü” diyerek karakter oyuncularını hatırlaması ve anması oldukça anlamlıydı.
Salon’da Cüneyt Arkın‘ın oğlu Kaan Polat‘ta bulunuyordu. Pelin Çift‘in sahneye hakim olmasına rağmen dersini iyi çalışmadığını söylemiştim. Ön sırada oturan oğlunu Murat Arkın olarak sahneye davet etti. Kaan Polat olmadığını söyleyerek, kibarca ismini hatırlattı. Onun da bir dizi oyuncusu olduğunu düşünen sunucumuz konuyu ve pozisyonunu iyi idare ederek durumu çabuk geçiştirdi. Kaan Polat söyleşinin geri kalan kısmında sahnede babasının yanında yer alıp arka tarafa geçti.
Seyircilerin sorduğu sorular kısmının biraz zayıf kaldığını da söylemeliyim. 1971 yılı yapımı Severek Ayrılalım filminin farklı bir finali olması ile ilgili soru soran kadın gerçekten çok ilginçti. Filmi her 15 günde bir izlediğini belirtti. Cüneyt Arkın filmini hatırlayamadı, sunucunun da “Yeşilçam Söyleşisi” yapmasına rağmen konuya hakim olamamasından dolayı bu ilginç soru güme gitti.
Alışılageldik mesajlarında verildiği söyleşide aldığım 2-3 notun hepsinin ertesi gün haberlerde verildiğini gördüm. Basın ve medya ilişkisi iyi kurulan söyleşide Cüneyt Arkın‘ın bunca yıla rağmen hala aranılan bir isim olduğunu söylemek yanlış olmaz. Böyle homojen olmayan bir seyircinin ise taşkınlık çıkartmadan, sessizce ve düzenli olarak Cüneyt Arkın‘ı dinlemesi de sanatçıya duyulan saygının bir göstergesiydi.
Geceye ev sahipliği yapan Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen‘in sahneye çıkması ve bir ödül vermesi ile noktalanan sohbetin sonunda Cüneyt Arkın 1 saati aşkın süreye rağmen yine de ayağa kalkarak seyircisini alkışladı ve selamladı. Söyleşi boyunca belki çok farklı konulardan bahsetmedi ama dolu bir salonda Cüneyt Arkın‘ı izlemek bir zevkti. Bazı konularda hem fikir olmasakta, kendisini yormadan daha sık söyleşiye katılmasını dilerim. Ağzına kadar dolu bir salon ilginin hala bitmediğini ve Cüneyt Arkın Efsanesinin devam ettiğini söylüyor.