2017 yılının Temmuz ayında kaybettiğimiz , Türk Sineması’nın toplumsal gerçekçi döneminin önde gelen aktörlerinden Fikret Hakan sinemamıza sadece oyuncu olarak değil, yazdığı senaryolar, öyküler, şiirler ve Türk Sinema Tarihi adlı eseri ile de iz bırakmıştır.
Türk Sinema Tarihi adlı eseri incelemeye, okumaya başladığımızda karşımıza donanımlı, araştırmacı, aydın bir Fikret Hakan portresi çıkıyor.
1914 yılından 1996’ya kadar yıl yıl, zamanına damga vurmuş filmleri, makaleler, görüşler, dergi ve kitaplardan alıntılarla aktaran Fikret Hakan sinema tarihimizi incelemek isteyenlere çok değerli malzemeler sunmuş. Kitabı okurken kendimizi adeta Fikret Hakan’ın çalışma odasında hissediyoruz.
Fikret Hakan sinemaya adım attığı ilk zamanlardan eseri yazdığı döneme kadar tanık olduğu olayları, filmler, senaryolar, yönetmenler, oyuncular ile ilgili dönemlerin önemli gazete, dergi, kitap ve söyleşilerden yaptığı seçkin alıntılarla –gözlemlediğimiz kadarıyla da- kendi kişisel duygularını katmadan belgelerle okuyucuya aktarıyor. Böylece okuyucu Türk Sineması külliyatına dair zengin bir kaynakçayı da öğrenme olanağı buluyor.
Fikret Hakan’a göre Yeşilçam Sineması 1996 yılında bitmiş, sinema anlayışı değişmiş ve artık farklı bir yere doğru yol almıştır.
Sinemamızın Muhsin Ertuğrul ile başlayan ‘emekleme’, Metin Erksan, Memduh Ün, Halit Refiğ, Şerif Gören, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez ile yükselen ‘atılım’, 1980 sonrası gitgide hızlanan ‘çöküş’, dönemlerini gerçekçi gözlemlerle aktaran Fikret Hakan, Türk Sineması’nın geri kalmasının, istenen gelişmeyi bir türlü gösterememesinin faturasını “sansür” ve onu uygulayan yöneticilere kesiyor.
Kendisi ile kitap üzerine yapılan bir söyleşide bu durumdan şu şekilde bahsediyor;
“Kitabın önce kendi sinemacılarımıza, sonra dünya sinema gençliğine öğreteceği en büyük gerçek bence şu: Özgürlüksüz bir sinemanın ne olduğunu görsünler ve kendi sinemalarının özgürlüğüne sahip çıksınlar. 1950-2000 yılları arasında Afrika’nın geri kalmış sinemaları dahil hiçir ülke sineması bizim çektiklerimizi çekmedi.” (1)
Kitapta dikkatimizi çeken notlar o kadar çok ki…
Günümüzde türlü zorluklarla yaşamını sürdürmeye çalışan veya artık hayatını kaybetmiş Yeşilçam Sineması emekçilerinin içler acısı durumlara düşmelerine sebep olan olguların başlangıcını da saptıyoruz kitapta.
Halit Refiğ önderliğinde kurulan ‘Sinema İşçileri Sendikası’ Sine-İş’in başına gelenler sinema emekçilerinin yıllarca içinde bulunacağı perişan durumun habercisi olmuş aslında…
Halit Refiğ ve dönemin önde gelen bazı aydınları ‘sosyal güvence’ için bazı girişimlerde bulunuyorlar. Yapımcıların para hırsları ve sinema emekçilerinin bilinçli bir sınıf mücadelesi anlayışından yoksun olmaları hazin sonlarını hazırlıyor. Bu durumu kitaba göre sadece bir örnekte özetleyebiliriz: Yapım şirketleri tarafından sosyal güvence bedellerini n yatırılması kararı alındığında çoğu sinema emekçisi “buraya yatıracağınız paranın yarısını bize verin sosyal güvence falan istemiyoruz.” diyorlar! Yılda 200-250 filmin çevrildiği dönemde yaşanan bu durum ne kadar hazin değil mi?
Kitabı okurken siyasi çalkantılar içerisinde Türk Sineması’nın kişilik bulma çabalarına, yokluklara ve teknik imkansızlıklara karşı bir avuç yürekli insanın verdiği mücadeleye ve aslında ülkemizin “geri bıraktırılma” yazgısı ile de özdeşleşen sinemamızın talihsizliklerine tanık oluyoruz.
(1) Aydınlık, 17.08.2012, Fikret Hakan ile söyleşi
Yayın Tarihi: 2010-06-04
ISBN 9751029584
Baskı Sayısı: 1. Baskı
Dil TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 854
Cilt Tipi: Ciltli
Kağıt Cinsi Kuşe Kağıt
Boyut 21 x 29 cm
Yayınevi: İnkılap