Merhabalar Sinematik Yeşilçam okurları. Cellat (1975) filminden sonra yine karşınıza bir uyarlama ile çıkıyorum. Belki çok sanatsal ve özgün bir film olmasa da izlediğim zaman (2006’nın yaz aylarında izlemiştim) beni eğlendirmiş ve aklımda kalmış bir film.
Sinemaya 1963 yılında Yedi Kocalı Hürmüz filmiyle 20 yaşında giriş yapan Halit Müjdat Gezen 1970 yılına kadar irili ufaklı pek çok filmde boy göstermiş. 1970 yılında Cafer Bey, Kara Gözlüm gibi filmlerde karakter oyuncusu durumuna gelirken ilk olarak 1971 yılında Mıstık filmiyle başrol oynamış ve aynı yıl İsmail Hakkı Şen ile Yavru ile Katip filminde başrolleri paylaşmış. 1974’te Uyanık Kardeşler filminde Kadir İnanır ile oynayarak büyük sükse yapmış. 1975 yılı onun için bir dönüm noktası olmuş ve başrol oyuncusu olarak yerini sağlamlaştırmış.Hulki Saner hesabına çekilen Aptal Şampiyon, Hababam Taburu ve Pembe Panter filmlerinde başrol oynayarak şöhretini arttırmış. Adamını Bul ise aynı yıl Televizyon Çocuğu filmi gibi Melek Film şirketi için çekilmiş.Bu iki filmde de başrol oynayan Gezen’in karakterleri bazı yönlerden benzerlik göstermiş.
Filmde Kent şeker fabrikasında çalışan (şimdilerde reklam olur diye üstüne bant çekilirdi) çaycı Hüsnü’nün (Müjdat Gezen) hikayesi anlatılmaktadır. Hüsnü tek başına yaşayan fakir ama çevresi tarafından sevilen saf bir gençtir. Hayattaki şansına lanet etmekte ve bulunduğu açmazdan kurtulmak için gerekli formülü bilmesine rağmen uygulama şansı olmayan biridir.Yüksek mevkilerde tanıdığının olmasını, kısaca torpil gerektiğini bilir. Adamını bulursan çözülmeyecek iş, açılmayacak kapı yok diye düşünmektedir.
Çalıştığı fabrikadaki Filiz’e (Hale Soygazi) gizliden beslediği aşk onu daha da hayalperest, sakar ve kimi zaman melankolik hale getirmiştir. Kızı görünce büründüğü şaşkın ifade yüzünden pek çok sakarlık yapmaktadır. Çoğunlukla hayaller aleminde gezmekte ve kimi zaman sesli kimi zaman içinden kendiyle konuşarak sürekli olarak düşünce denizinde boğulmaktadır. Fabrikadaki üstleri Ustabaşı Sinan (Baki Tamer) ve Şef Vehbi Bey (Zafer Önen) fabrikadaki herkesten farklı bir hayata sahiptirler. Müdür Melih Bey’in (Kenan Pars) kendince büyük planları vardır ve bu iki çalışanına avanta vererek türlü yolsuzluklar yapmaktadır. El atından komisyonlar alarak hem kendini hem de adamlarını beslemektedir.
Vehbi müdürün sağ kolu olduğu için onun desteğini arkasına alarak işçilere karşı mesafeli ve sert bir duruş sergilemektedir.Kraldan çok kralcıdır ve patron edalarıyla sağa sola emirler yağdırmaktadır. Sinan ise işçi kızlardan Benan (Ülkü Özen) ile birlikte olma planları yaptığından ona şirin gözükmek ve tepki çekmemek için işçilerden taraf görünmekte ve bazen Vehbi’ye karşı durmaktadır. Filiz Hüsnü’nün ona olan ilgisinden habersiz olmasına rağmen ona karşı iyi niyetli ve yardımsever davranır.Hüsnü’nün mahalleden ve iş yerinden arkadaşı olan Hamdi ise (Selim Naşit) ona bir abi gibi davranmakta ve ona can yoldaşı olmaktadır.
Bir gün mahalleye gelen bir avukat Hüsnü’ye uzak bir akrabasından Tarlabaşı’nda bir daire miras kaldığını müjdeler. Bir kat sahibi olmanın verdiği mutluluk Hüsnü’de aynı zamanda bir özgüven patlaması yaratır.Kendini sınıf atlamış olarak görür ve bunu sevdiği kıza açılmak için bir fırsat olarak değerlendirir. Ne var ki ona miras kalan daireden haberi olan Ustabaşı Sinan, uzun zamandır baş başa kalmak istediği Benan’ı götürmek için bu bekar evini gözüne kestirir. Akrabasını misafir etme bahanesiyle evin anahtarını defalarca alır. Karşılık olarak Hüsnü’ye yakınlık gösterir ve onu makinede çalıştırmak üzere terfi ettirdiğini söyler. Sinan’ın ona olan bu yakınlığı Vehbi’nin dikkatini çeker ve durumdan haberdar olunca evden yararlanmak ister. Hüsnü’den anahtarı alarak onun şef muavini yapıldığını söyler. Hüsnü anahtarı vererek kısa zamanda çaycılıktan şef muavinliğine yükselir. Öte yandan apartmanda alt katında oturan üç genç kadın üst kattaki kadın trafiğinden haberdardır fakat hepsi tüm bu çapkınlıkların Hüsnü tarafından yapıldığını sanırlar. Hikayeyi değiştirecek olan Melih Bey’in Hüsnü’den anahtarı istemesi olacaktır.
1960 tarihli Oscar ödüllü Apartment filmini sabun köpüğü kıvamında komedi ağırlıklı bir şekilde servise eden bu yapımda küçük bedeller ödeyerek, mevki sahibi tanıdıkların yardımıyla liyakata önem vermeden kimlerin nerelere geldiğine dair dair toplumsal taşlama yapılır.İk senelik aradan sonra yeni bir yazım yöntemine geçtiğimi Günah Bende Mi (1969) yazısıyla görmüş olacaksınız diye düşünüyorum ve filmi artılarını eksilerini maddeler halinde yazıyorum
ARTILAR
Reji. Filmin rejisi gayet başarılı. Bu türün usta yönetmenlerinden Aram Gülyüz komedinin ölçüsünü bazen kaçırmasına rağmen dönemin izleyicisine hitap edecek biçimde hikayeye serpiştirmiş ve oyuncuları kontrol etmeyi bilmiş. Apartment senaryosunu bir Müjdat Gezen filmi haline getirmiş ve bu uyarlamada başarılı olmuş denebilir. Bu tür filmleri çekmek için en doğru isim seçilmiş demek mümkün
Müjdat Gezen ve Selim Naşit. Filmin samimiyet merkezi olarak adlandırabileceğimiz bu ikili oyunculukları ile ön plana çıkıyorlar. Aralarındaki abi-kardeş ilişkisinin samimiyeti de seyirciye geçmeyi başarıyor. İkisinin de kendi sesiyle oynaması da bu durumda pay sahibi. Müjdat Gezen rolündeki iniş ve çıkışlarını senaryonun yüzeyselliğine rağmen iyi harmanlamış ve başarıyla yansıtmış. Bir ilginç gözlemim de şu; dönemin ünlü Alman golcüsü Gerd Müller’i saçı ve fiziği ile andıran Müjdat Gezen aynı yıl kaleciyi değil golcüyü canlandırsa daha hoş olurmuş
Filmin müzikleri. Özellikle filmin ana teması olarak nitelendirebileceğimiz Paul Mauriat’ın 1974 tarihli Melancolie Melody Lady parçası filmle çok uyumlu ve sahnelere komediyle karışık bir hareket sağlıyor.Melodinin akla getirdiği ilk şey çapkınlık ve bu bağlamda filmin temasına uygun olmuş. Aynı müziğin yine Gezen’in oynadığı Uyanık Kardeşler filminden benzer sahnelerde sık sık kullanıldığını da söyleyeyim.Filmde yoğunlukla çalan P. Mauriat melodileri çok sevimli ve kulağa eğlenceli gelen cinsten.
Senaryo. Orijinali olan Apartment’tan çok daha renkli ve hareketli olması izlemeyi kolaylaştırıyor. Senaryonun işleyişi çok akıcı ve anlaşılır. Mesaj kaygısını alt metinde belirtmesine rağmen ahlak zabıtalığı rolüne de soyunulmuyor. Hem eğlendirerek hem de ucuz bir aşk filmi durumuna düşmeden ölçülü biçimde derdini anlatıyor.
Kenan Pars. Her daim farklı duruşu,tekinsiz bakışları ve bıyık altından gülümsemesiyle sinemamızda hak ettiği yere gelmemiş önemli bir değer. Kötü karakter söz konusu olunca benzerlerine göre daha soylu ve Avrupai görüntüsüyle genel olarak kötülüğü bir serseri, haydut gibi değil şehirli, mevki sahibi, seçkin bir beyefendi maskesi altında şeytani bir kurnazlıkla gerçekleştiren özel bir ekol. Filmdeki sinsi müdür rolü için biçilmiş kaftan ve Timuçin Caymaz’ın dublajı rolüne boyut kazandırmış
Filmin atmosferi. Baştan sona sıkmayan, eğlenceli, kahkaha attırmasa da gülümseten olay örgüsü kimi zamanlar Müjdat Gezen’in sazı ele almasıyla iniş çıkışlar kazanıyor.
Hüsnü karakteri. Yeşilçam’da komedi oynayan karakterlerin kafa sesini kullanması ve sesli düşünmesi çok sık rastlanan bir durum olmadığı gibi başarıyla bunu sağlayan film sayısı azdır. Meraklı Köfteci filminde karakterin sesli düşünmesi ilk akla gelen durum olsa da orada kafa sesi pek devreye girmemiştir. Karakterin yapısı Türk halkının komedi normlarına uygun biçimde tasarlanmış. Saf, iyi niyetli, dürüst, sakar yer yer şaşkın ama iş başa düştüğünde ince zekasını kullanıp kötülere ders veren karakterler başta Keloğlan ve İnek Şaban olmak üzere tutmuş bir formüldür. Hüsnü daha Hababam Sınıfı popüler olmadan ve Şaban karakterinin özellikleri toplum tarafından benimsenmeden yaratılmış. Öne çıkan özelliği ise kesinlikle hayalciliği,bu yönden Keloğlan’a yakın dururken İnek Şaban’a göre daha ciddi bir karakter Hüsnü. Bu karakterin benzerleri yine Gezen’in aynı yıl başrolünü oynadığı Televizyon Çocuğu başta olmak üzere Rüştü Asyalı’nın erotik esintili Sefer Seferde ve Yaman Delikanlı filmlerinde karşımıza çıkar
EKSİLERİ
Filmin süresi. 72 dakika su gibi akıp geçse de bana göre senaryonun verimli değerlendirilmesi adına az olmuş. Apartment kadar derinleştirilmesine gerek olmasa da filmin daha vurucu olması adına eklenmesi gereken birkaç sahne daha olması gerektiğini düşünüyorum
Abartılı ve gereksiz sahneler. Hüsnü’nün alt kat komşularıyla denize gitmesi,(Gezen aynı pembe donu Aptal Şampiyon filminde de giyiyor bu arada) burada yaşananlar ve Hüsnü’nün bazı hayal sahneleri çok başarısız öte yandan mizahi yönden basit olmuş. Yine filmin sonunda üç kadınla yarı çıplak hastaneye gidilmesi de çok saçma.Bu bölümlerdeki sahneler filmin güzel gidişatını baltalamış ve inandırıcılığı azaltarak absürd komediye göz kırpmış
Senaryodan gereken verimin alınamaması.Filmin mesajının sona saklanması dışında filmi komedi öğelerine fazlaca yaslanarak özgün senaryonun nimetlerinden fayda sağlanamamış. Filmin ciddiyet öğesi çok belirli sahnelerde sıkışıp kalarak film içine tam olarak entegre edilememiş.Bu senaryodan çok daha başarılı bir film çıkma şansı heba edilmiş.Filmdeki renkli atmosferi biraz kısarak oyunculukları ön plana çıkaracak sahneler eklenmesi filmin yararına olurmuş.Filmin sonu da güzel bağlanamamış ve havada kalmış bana göre
Oyunculuklar. Özellikle Hüsnü’nün alt kat komşusu olan Ayçin Tansel ve isim bilgisine tam olarak ulaşamadığım (Yüksel Yurdun veya Zeynep Ramazanoğlu hangisi bilmiyorum) kumral oyuncunun performansı çok zayıf. Seyhan Gümüş ise biraz daha ön plana çıksa da bu güzel yüzlü oyuncu verimli şekilde kullanılamamış. Ayrıca bu üç kadın karakterin ne olduklarına ve ne yaptıklarına dair hiçbir iz yok. Hal ve tavırlarından ayrıca gece çalıştıkları ima edildiğinden bir pavyonda çalıştıkları fikrine kapıldım sadece. Bu kadın karakterlerin filme eklenme amacının o dönem patlayan erotik filmlerin etkisiyle cinsellik çağrışımı yapılmak istenmesi. Genelde yarı çıplak biçimde dolaşmaları ve cinsel arzularının yüksek olması kör göze parmak misali olmuş. Bu üç oyuncuya yapılan seslendirmeler ise feci derecede uyumsuz ve basit kalmış. Seslendirmede bazen ağızların farklı oynaması ve boş geçmesi de oyunculukları yerle bir etmiş
Erotizm. Filmdeki erotizm çok yavan ve ayarsız olmuş. Sahneler arasına doğru biçimde serpiştirilememesi ve konuyla bütünlük sağlanamaması bunların sanki araya parça giren filmlere benzetmiş. Erotizm en alakasız yerden birden fırlayabiliyor. İfa edilen erotizme bakarsak da düzeyi çok hafif kalmış. Dozajını hem senaryoya göre yetersiz hem de anlamsız buldum. Ya filmdeki çapkınlık içeren temaya uygun biçimde tumturaklı olarak kullanılmalı ya da üstü kapatılmalıydı. Aile filmi gibi giden senaryoya (kaldı ki orijinali senaryonun motifleri hiç de aile filmi gibi değildir) erotik sahneler ve cinsel espriler sokuşturulması kırma bir tür ortaya çıkarmış. Filmin tek çıplak kadını olan Meral Deniz de daha sonraları türün vazgeçilmez oyuncularından biri olmuş. Aram Gülyüz’ün 1975 ten başlayarak sonraları dozajı artan erotik komedi türüne uzun süre hizmet verdiğini düşününce aslında hikayede daha çok yer verilmek istenen erotizmi Müjdat Gezen’in varlığı engellemiş diye düşünüyorum. Erotizm bulaşan aile filmi karmaşasının daha beteri yine aynı sene Gezen’in oynadığı Pembe Panter ve yer yer Aptal Şampiyon filmlerinde vardır
SONUÇ
Son kertede her şeyden evvel keyifli bir seyirlik olduğunu belirtmek gerek. Dönemin şartlarına göre romantik görünümlü erotik esintileri olan bir komedi filmi ortaya çıkmış. Aptal Şampiyon kadar renkli bir çalışma çıkmamış açıkçası ama Gezen’in Gırgıriye filmlerine kadar yaptığı çalışmalar absürd komedi denemeleri olarak farklı bir yerde duruyor. Müjdat Gezen’in oyunculuğunu seviyorsanız ve kimi zaman absürdleşen komediden rahatsız olmayacaksanız harcadığınız zamana üzülmeyeceksiniz. Tv de sürekli aynı Yeşilçam komedi filmlerini görmekten sıkıldıysanız iyi bir alternatif olduğunu rahatlıkla belirtebilirim. Müjdat Gezen’in 1975 yılında çektiği absürd komedileri izleyecekseniz benden size uyarı ; günümüz için çok düşük bir erotizme dozuna sahip olsalar da aile büyüklerinizle izlemeye kalkmayın,aile filmi diye güle oynaya izlerken bir anda erotizm çağrışımlı sahnelerle karşılaşmak hoşlarına gitmeyebilir.
Can Sönmez 2019 – Müjdat Gezen & Hale Soygazi – Adamını Bul (1975)
One thought on “Müjdat Gezen & Hale Soygazi – Adamını Bul (1975)”