Direklerarası’ndaki sinemalarda izlediği filmlerle, beyazperdede kendi hayallerini yansıtmayı aklına koyan, bu uğurda 17 yaşında başarısız bir ABD’ye yani Hollywood’a kaçma girişimi bulunan Tunç Başaran, 81 yaşında, 18 Ekim 2019’da İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Edebiyat fakültesi öğrencisiyken senaryosunu okuttuğu Memduh Ün‘ün teklifiyle asistan olarak kamera arkasındaki yerini alan Başaran, dramdan avantüre, Tarkan ve Kaptan Swing gibi çizgi roman uyarlamalarından fantastik ve dini filmlere, Yeşilçam filmleri denilince kişisel listelerde illa ki biri bulunan çok sayıda filme imza attı.
Kendi ifadesiyle “Cinsel ağırlıklı filmler çoğalınca sinemayı bırakıp hiç bilmediği alan reklamcılığa yönelen” Başaran, 1973’te kapatmaya niyetlendiği sinema kariyerini, 1988’de vizyona giren “Biri ve Diğerleri” filmiyle sürdürdü.
İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Türk Filmi” seçilen dönüş filmini, 1989’da “Uçurtmayı Vurmasınlar“, 1991’de “Piano Piano Bacaksız” filmleri izledi. Kariyerinin, “Sen de Gitme” ve “Kaçıklık Diploması“nı çektiği bol ödüllü bu ikinci bölümü, 2000 yılında çektiği, BoxOffice Türkiye verileri göre 865 bin seyircinin sinema salonlarında izlediği “Abuzer Kadayıf” ile sona erdi.
Sinema salonlarında yeterli ilgiyi görmeyen, eleştirmenlerden de “geçer not” alamayan sonraki üç filmden, 2008’de vizyona giren “Vesaire Vesaire“, Tunç Başaran’ın son filmi olarak kayıtlara geçti.
Son senaryonun başrolleri, Şener Şen ve Cem Yılmaz’a
Bundan sonraki süreçte Bandırma’ya taşınan Tunç Başaran, 2014 yılında Anadolu Ajansına verdiği röportajda, 7 yıldır senaryo çalışmalarını yürüttüğü “Tiyatora“da, 1946 seçimlerinde CHP tarafından parti propagandası amacıyla kurulan tiyatro grubundaki iki eski tiyatrocunun başından geçenlerin konu edildiğini anlatarak, “Henüz kendilerine söylemedim ve ilk kez açıklıyorum; filmin iki başrol oyuncusu olarak Şener Şen ve Cem Yılmaz‘ı düşünüyorum” demişti.
Başaran, her ne kadar 5 milyon dolar bütçeli bu filmi bir yıl sonra çekmeyi planladığını belirtse de geçen yıl Sabah gazetesinde çıkan açıklamasında, “yol hikayesi” olarak tanımladığı, senaryosu üzerinde çalışmaya devam ettiği filmi, en geç 2020’de çekmeyi planladığını kaydetmesi, bize son ana kadar yüreğinin sinema aşkıyla attığını gösteriyor.
Kız kardeşi Meriç’in anlatımıyla ölmeden 15 dakika önce doktorun “Nasılsın” sorusuna “Çiçek gibiyim” yanıtını veren Tunç Başaran’ın cenazesi, Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınan namazın ardından, vasiyeti üzerine rüzgarın sesinin hemen hiç dinmediği, son yıllarını geçirdiği Bandırma’da defnedilecek.
Gelin, Tunç Başaran’ın kariyerine dönüş filmi “Biri ve Diğerleri”ni izleyerek, “sanatçı, eserleri bilindikçe yaşar” yanılsamasına katkıda bulunalım:
One thought on “Yeşilçam’ı var edenlerden biri daha eksildi: Tunç Başaran”