Kardeşimin aldığı 1-2 liralık VCD filmler genelde merak uyandırır. Filmler arasından titizlikle seçtiğim Dadaş Hasan, Yeşilçam kalıplarını bırakın kullanmayı sömürüyor. Sinemasını takip etmediğim rejisörlerden olan Artun Yeres, bize özgü kahramanı anlatırken yabancı motifleri araya sıkıştırmış.
Sinematürk sitesinde okuduğum yorumda Dadaş Hasan‘ın Günaydın Gazetesi’nde çizilen bir tip/kahraman olduğu yazıyordu. Sinemamızda ender görülen çizgi roman uyarlamalarının yanına yerleştiriyoruz Hasan’ı. Aynı yorumda Hasan’ın Yılmaz Güney‘e benzetildiği söyleniyor. Yılmaz Güney, filmin çekildiği 1975 yılında hapiste olduğu için rol Hakan Balamir‘e gitmiş.
Şaşırtmayan senaryoda gecekonduları yıkılan insanlar var. Çaresizce ne yapacaklarını düşünürken, içlerinden yaşlı olanı (tarihi oyuncu Kamer Baba) Dadaş Hasan’ın kendilerine yardımcı olabileceğini söylüyor ve soluğu Hasan’ın yanında alıyorlar. “Gardaş” dediği üç adamıyla halkı ağırlayan Hasan, arazinin devlete ait olmasından dolayı işe karışmak istemiyor. Sonrasında devletin değil de gaddar Kayhan’ın (karizmatik Kayhan Yıldızoğlu kendi adıyla oynamış) parmağı olduğunu anlıyor ve amansız kapışma başlıyor. Sonraki yıllarda “Son Osmanlı Yandım Ali“de başarıyla aktarılan kabadayı tiplemesi, Dadaş Hasan‘da çok başarılı değil. Bunda Hakan Balamir’in vasat performansının etkisi var.Sadece bir yıl önce Lütfi Akad‘ın “Diyet” filminde döktüren Balamir, bu filmde döktürmüyor.
Artun Yeres de Lütfi Akad‘ın oyunculuk yönetiminin yanına yaklaşamıyor. Filmin senaryosunda adını çok yakından tanımadığım gazeteci Tevfik Yener‘in imzası var. Yener ve Yeres ikilisi haşin erkeklerin arasında güzel kadınlar sokarak filmin renklendirmiş. Aydan Ayan, Oya Peri ve Gönül Tansel, sırasıyla kahramanın sevgilisi, patronun sevgilisi, kötüler içindeki iyi assolist olarak selamlıyor bizi Fakat aynı ikili, belli ki vurdulu kırdılı bu filmi rahatlamak için kadınları yeterli bulmamış. İlk önce “katil” yaratmışlar. Özcan Özgür‘ün Hakan Balamir‘den de fena bi oyunculuk sergileyerek canlandırdığı “Kız Teoman” filme cumburlop dalıyor. Kulaç atmayı becerse de boğuluyor.
Sonrasında Avrupalı olduğunu düşündüğüm bi hanımefendinin striptizini seyrediyoruz. O dönemde erotik filmlerin ön koltuklara oturduğu düşünülürse, sert filmi serinletme maksadı taşıyan bu sahne anormal karşılanmayabilir.
Keşke striptiz anında hinlik peşinde olmasalardı! Sırada gitar resitali var. Filmin özellikle dayak sahnelerinde çok iyi bir performans sergilemeyen değerli müzisyen Salim Dündar eline gitarı alıyor ve başlıyor tıngırdatmaya.
Film sadece 67 dakika. Kısacık süresinde yoldan sapmayı başarması hayret verici. Rejisörümüzün aksiyon sahnelerini layıkıyla çekememesi, bilindik metotlarla seyirciyi avlamaya çalışması, hazırlıksız yakalandığının işareti.
Yılmaz Güney‘in “Umut” adlı başyapıtının kameramanı olan Kaya Ererez‘in bu filmde yer almaması gerekirdi diye düşündürtüyor. Onun sayesinde görüntülere artı puan veriyorum.
Sinemamızın sempatik oyuncuları Yavuz Selekman, Yusuf Sezer, Coşkun Göğen (Tecavüzcü), Feridun Çölgeçen, Ahmet Kostarika ve Hikmet Taşdemir‘in yan kadroyu oluşturduğu Dadaş Hasan, çizgi roman uyarlaması olarak sinemanın olmazsa olmazlarını yerine getiremeyen vasat bir film olduğunu düşünüyorum.