Güneşin Tutulduğu Gün filmi, Türkiye’nin 1980 sonrası halini anlatan karanlık filmlerden birisi olarak tanımlanabilir bu film. Özal Hükümeti’nin yeni kurulduğu, baba gelmeden eve gelinmek zorunda olunan, soba üstlerinde ekmek kızartılan, hafta sonları radyodan maç dinlenen, sokak aralarında top oynamanın ve karate / kung-fu filmlerinin moda olduğu dönemlerin filmidir.
Sevgi (Müjde Ar) lüks bir konfeksiyonda tezgâhtardır. Babası mahallenin manavı, annesi ev kadınıdır. İki kardeşi daha vardır. Erkek olanı çalışkan bir öğrenci, kız kardeşi ise karnesi kırıklarla dolu, eve hapsedilmiş bir kızdır. Kardeşinin ara sıra bakıştığı mahalle delikanlıları dışında bir hayatı yoktur.
Manavlık yapan baba otoriter, sevgisini eve yansıtmayan türde bir adamdır. Kırıksız karne getiren oğluna bir sinemayı bile çok gören, dükkanda zorla çalıştıran, top oynarken gördüğü zaman herkesin içinde pataklayan bir babadır. Ahlaktan bahsederken, mahallenin kadınlarına laf atmaktan çekinmez. Dükkanda satılmayan çürük meyveleri ev halkına yedirir, gelir gelmez yemeği hazır ister. Bütün gün çalışır ama topladığı para 5 bin lira değildir. Kendisi de bu durumundan da memnun değildir, oğluna “benim gibi olma” diye nasihat eder. Umudu şans oyunlarındandır, Toto oynar, ganyana para basar. Ama tahammülsüzdür, oğlu gider sonuçları öğrenir, istediği gibi gelmeyince, gider hıncını oğlundan çıkarır.
Bu hayatın, bu ailenin içindeki Sevgi, zenginliğe özenir, kürkler içinde hayal eder kendini. Sevgi’nin konuştuğu bir Ali adlı bir çocuk vardır. Ali, okulu bitirmiştir, babasından fayda görmez, kendisi iş bulmaya çalışır. Gazetecilik yapmak ister. Daha askerlik bile yapmamıştır. 18 aylık yedek subaylık yapmanın, hayatlarını kurtaracağına inanmışlardır. İşin özü ikisinde de o evlilik için umut yoktur.
Bir de Sevgi’nin peşinden koşan mahallenin Zafer eniştesi vardır. Mahalle esnafının oyuncağı olmuştur. Esnaf, yazdığı sahte mektupları 50 liraya satarlar bu saf delikanlıya. En sonunda onu Bakırköy Akıl Hastanesi’nin önünde yerinden bile kıpırdatmadan 8 saat bekletir. Tuhaf olanı, gerçeğin söylenmesine rağmen Zafer’in kendi gerçekliğine yani Sevgi’nin geleceğine inanmasıdır.
Sevgi’nin hayatı o günlerde değişir. Mahalle kahvesinde çalışan “Doktor” lakaplı bir pezevenk, zengin bir müşterisi için Sevgi’yi ayarlamak ister. Doktorun anlattığına göre Sevgi’nin işi çok kolaydır, müşterileri zaten yaşlıdır, çok fazla dayanamayacaktır. Bir sürü para kazanacak, istediği gibi yaşayacaktır. Sevgi, babasının getirdiği çürük meyveleri ayıklarken, pezevengin kendisine yaptığı teklifi düşünür. Hayat değildir yaşadığı. Bir ev bir de araba alabilecektir o işten kazanacağı parayla.
Sevgi, sonunda, lüks bir otelde 1907 numarada kalan müşterisine fuhuşa gider.
Bu işi nasıl bu kadar kolay kabul etti acaba Sevgi? Daha önce sevgilisi Ali’yle yatmayı istiyordu. Parasızlık ve evlilik cüzdanı olmaması gibi nedenlerle otele gidememiş, sinemada sevişirken yakalanmış ve kovulmuşlardı, telefon klübesi ve apartman boşluğu gibi yerleri bile denemişlerdi. Haftada 10 bin liraya çalışan Sevgi, fuhuştan kazandığı parayla taksiyle gelir, 500 lira verir taksiye.
Kazandığı parayı da “patron benden memnun, haftalığıma zam yapıldı” diye savunur. Eve gelirken çatan annesi, parayı görünce yumuşamıştır, sofranın hazırlanmasını bile kendisi halleder. Sevgi’nin her gecikmeye bir cevabı ve annesine verecek parası vardır artık. Böylece aralarında bir işbirliği tesis olunmuştur.
Sevgi battığı bu pisliğe rağmen, Ali’den vazgeçmemiştir. Onun kendisini sevmesini ister. Ali ise, Bursa’da bir iş bulup oraya gidecektir. Bu ayrılık demek onlar için. Sevgi Ali’yi kendisinden uzaklaştırmak istemiştir. O kirli hayatının temiz tarafıdır.
Herkesin bir güneş tutulma günü vardır ve o gün hayatları değişir.
Sokakta Ali’yle gezerken halası görür Sevgi’yi. Erkeklerle dolaşmak gibi kadınlar için ağır suçlardan Önce annesinden sonra babasından dayak yer. Aslında annesi dövmüştü, babasının dövmesine gerek yoktu. Evde dayak çok atılır. Zaten babası, Cemil’i de adam olsun diye döver. Annesi sonunda beyine “bir topa bile vurdurmadın” isyan ederek oğlunun haklarını savunur, babası tarafından sinemaya gitmesine ve top oynamasına izin çıkmıştır sonunda.
Sevgi yediği son dayaktan sonra evden kaçar, kaçtığı sokaklar, tekin değildir. Hayatta sığınmak istediği gibi tehlike anında da sığınacağı yer beyaz gelinliktir.
Her sabah ekmek parası verdiği sokak çocuklarının elinden olmuştur ölümü. Tecavüze uğrar ve çöplerin arasına atılır cesedi.
Baştan sona karanlık sahnelerle süslü bu film, internet ortamında sansürlü olarak bulunabiliyor. Filmde sansürlenenin “çıplaklık içeren”, “sevişme” sahneleri olduğunu tahmin etmek zor değil. Bazı sitelerde sesler galiba teknik bir sorun nedeniyle kesik kesik geliyor. Müjde Ar’a bu filmi ve rolü yakıştıramayan yorumlar var sitelerde.
Güneşin Tutulduğu Gün filminden ayrıntılar:
- 7-8 sene öncesinin Yeşilçam filmlerinde evin küçük oğlunu oynayan, okul bahçesinde sinir bozucu şekilde gülen Tuncay Akça büyümüş, bıyıkları çıkmış, yakasına çiçek takarak kadınların peşinden koşan bir delikanlı bile olmuştur.
- Filmin renkli karakteri Zurnik lakaplı Berç Güler Persahyan’dır. Kendine özgü hayat görüşü olan, amatör olarak senaryo da yazan Berç, aslında ünlü bir pezevenktir. Filmde kendini oynamıştır. Agah Özgüç’ün kendisiyle ilgili yazılarından yararlanabilir merak edenler: http://www.haberdukkani.com/yazi/adamini-bul-ursaniz-o-zurnik-tir_527145.html)
Gürol Yüksel – Güneşin Tutulduğu Gün Aralık 2020
- Yönetmen: Şerif Gören
- Senaryo: Barış Pirhasan , Turgay Aksoy
- Yapımcı: Ömer Vargı , Şerif Gören
- Görüntü Yönetmeni: Ertunç Şenkay
- Süre 96 dk
- Oynayanlar:
- Müjde Ar, Bülent Bilgiç, Selahattin Fırat, Nurşen Girginkoç, Günay Girik, Tuncay Akça, Nermin Özses, Necdet Yakın, Tuncer Sevi Tuncer
Yapım Ekibi: Selahattin Koca (Yapım Ekibi) Asım Par (Yapım Asistanı) Necip Koçak (Set Ekibi) Halil Dede (Set Ekibi) Bedri Uğur (Set Ekibi) Yönetmen Ekibi Turgay Aksoy (Yönetmen Yardımcısı) Aliye Turagay (Yönetmen Yardımcısı) Kamera Ekibi: Erdal Kahraman (Kamera Asistanı)
Post-Prodüksiyon Ziya Uçak (Laboratuar) Selahattin Kaya (Laboratuar) Sabahattin Hoşsöz (Renk Düzenleme) Işık Ekibi: Süleyman Çekiç (Işık Şefi) Erdinç Koç (Işık Asistanı) Kadir Çil (Işık Asistanı) Ses Ekibi: Erkan Esenboğa (Ses Mühendisi)