1970’lerin ikinci yarısında yurtdışına açılma ve dünya çapında pazarlanabilecek bir film yapma isteği duyuyordum. 1978 yılında İnsanları Seveceksin projesinde İtalyan yapımcı Sergio BERGONZELLI ile ortak bir yapıma imza attık. Bu dönemde Gülgen Film adına İtalya’da açılmış bir ofisimiz bulunuyordu. İnsanları Seveceksin’in Türkiye’de çekilen bölümleri içerisinde şu anda hatırladığım önemli sahnelerden birisi işçilerin grev yaptığı bölümdü. Grev sahnesi için gereken mekanı İstanbul Halkalı’da bulunan Sancak Tül fabrikasında gerçekleştirmiştik. Filmin İtalya’da geçen bölümlerinin çekimleri için Cüneyt ARKIN ve ekibimizle Roma‘ya gittik. İtalya sekanslarının büyük bir bölümü kaç kovala ve kavga temaları üzerine kuruluydu. İlk kovalama ve kavga sahnesi Cüneyt’e suikast amacıyla ateş açılan bir arabadan kaçan sarışın bir dublör ile olmuştu. Aslen Yugoslav kökenli olan bu dublörün aynı zamanda boksör olduğunu öğrenmiştik, senaryoya göre bir noktaya kadar süren kovalama bir merdiven önünde kavga ile son bulacaktı.
Kavga Antrenörü
Öğlen saatlerine kadar kovalama sahnesinin çekimlerini tamamlayıp merdiven önünde ki kavganın çekimlerine geçtik. Ancak bu sırada beklemediğimiz bir olay meydana geldi, Cüneyt ile finalde dövüşecek olan uzun boylu, bıyıklı dublör elinde büyük bir spor çanta ile geldi. Senaryonun bir nüshasını alarak boksör ile beraber önce konuşup ardından çalışmaya giriştiler. Adriano isminde tercümanlığımızı da üstlenen bir set elemanı vardı. Onun aracılığıyla ne olduğunu anlamaya çalıştık. Bıyıklı dublörün kavga hocası olduğunu ve boksöre sahneyi çalıştırdığını anlattı. Bu tip bir durumu o zamana kadar çektiğimiz hiç bir filmde yaşamadığımızdan “Ne dersi kardeşim biz zaten bu sahneyi çekeriz” şeklinde bir konuşma geçti aramızda. Tepkimiz üzerine İtalyanlar “Aman Melih bey sakın çalışmayı engellemeyin burada sinemacılar sendikası ile büyük problem yaşarız” dediler. Cüneyt ile beraber merdivenlere oturarak kavgacıların teorik çalışmalarını izlemek zorunda kaldık. Düşünün ki “Sahipsiz Sinema”nın var olduğu bir ülkeden geliyorsunuz. Sinema sektörünün yazılı kanunları yok, çektiğiniz negatifleri depolayabileceğiniz bir arşiv yok ki var olan arşivlerde dahi size birebir yardımcı olabilecek insan bulamazsınız. Böyle bir ortamdan çıkıp dublörlüğün dahi resmileştirilip sendikal haklarla korunduğu bir ortama geliyorsunuz. Tartışmalar, sürprizler ve İtalyanların kavga çalışmaları arasında geçen bir zaman diliminin ardından kavga hocası bize doğru yöneldi ve Cüneyt’e “Şimdi de sizinle çalışalım” dedi. Cüneyt yerinden doğruldu ve o ana kadar Yugoslav boksörle çalışılan hareketleri bir yana bıraktı. “Ben size bir sahne hazırlayım” diyerek birkaç dakika içerisinde kendi planladığı kavgayı hocaya gösterdi. Kısa bir sessizliğin ardından kavga hocası malzemelerini spor çantaya doldurdu ve “Burada bana ihtiyaç yok siz zaten hazırlığınızı tamamlamışsınız” diyerek setten ayrıldı. Kavga hocası ile Cüneyt Arkın arasında finalde geçen kavga sekansı oldukça başarılıdır. Bu sahnenin ardından İtalyanlardan tebrik aldığımızı hatırlıyorum. Ayrıca Arkın’ın kaçan bir Mercedes’e tutunarak sürüklendiği sahnede oldukça başarılıydı. Cüneyt Arkın’ın yapı olarak bacak kısmı incedir ve bu tip bir sahne için oldukça uygundu. Çekimlerin bir bölümünü bacağını arabaya bağlayarak gerçekleştirmiştik. Bu sahneler süresince çoğu zaman Cüneyt’le aramızda bir çeşit telepati kurarak sadece bakışlarımla ne demek istediğimi anlatabiliyordum. Bir yönetmenin temel görevlerinden biri çalıştığı oyuncuyu çok iyi tanımaktır. Eğer oyuncunuzun sınırlarını biliyorsanız ve kendi tarzınızı ona aktarabilmekte sorun yaşamıyorsanız uyum içinde çalışabilirsiniz. İtalyanları şaşırtan da bu telepatik uyum ve hızlı çalışmaydı. İnsanları Seveceksin filmi her yönüyle hem benim hem de Cüneyt Arkın için bir sıçrama tahtası niteliğindeydi. İtalyanlar ikimizin de orada kalarak çalışmamızı istiyorlardı. Teklife göre 1 yıl gibi bir süre içerisinde İtalya’dan Amerika’ya uzanan bir sürecin içerisinde yer alacaktık. 1970’li yılların İtalyan sineması Amerika için bir geçiş noktasıydı. Bu teklifler içerisinde hatırladığım bir diğer detay ise isimlerimizin değiştirilmesi yönündeydi. Türk olarak tanınmanın hiç bir artısı olmayacağına inanarak Amerika için isimlerimizin Ermeni isimlerine çevrilmesi dahi teklif edilmişti.
Özür ve Tebrik
Filmin çekimlerinin tamamlanmasının ardından montaj işlemlerine geçildi. İtalya’daki sinema ortamında çalıştığım için mutlu olduğum bir anımdır. Montaj stüdyosuna sabah saat 10 civarında gitmiştik ve bize ayrılan bölümde kapının üzerinde “Yönetmen Melih Gülgen” yazmaktaydı.
Odaya girerken İtalyan asistanımız bizden özür dileyerek anlatması gereken bir şey olduğunu söyledi. Montaj stüdyosunun sahibi her sabah stüdyonun açılmasından evvel gelerek iş düzenini kontrol eden titiz bir insanmış. O sabah gelip odalardan birisinin kapısında tanımadığı bir ismin yazılı olduğunu gördüğünde merak etmiş ve bizim hakkımızda bilgi istemiş. Türkiye’den geldiğimizi öğrendikten sonra yaptığımız filmi merak ederek bir bölümü incelemek istemiş, incelemenin ardından tebrik mesajları ileterek odadan ayrılmış. Tebrik içeren bir konuşmayı bize ileten asistanın neden özür dileyerek bunu anlattığını sonradan İtalyanların sinemaya verdiği değerle anladım. Kurgusu tamamlanmamış bir filmi ekip harici olan bir insana göstermek özür dilenerek anlatılması gereken bir şeydir. Montaj işlemleri sırasında o tarihte Türkiye’de yapım imkanı olmayan akan jeneriği de eklemiştik. İnsanları Seveceksin makineli tüfek sesleri, akan jeneriği, müzikleri ve daha pek çok özelliği ile o tarih için bizim sinemamızda ilklerden birisiydi. İstanbul’a döndükten sonra Sergio Bergonzelli’den bir telefon geldi. İtalya’da erotik filmler döneminin başladığını ve filme pazar imkanı yaratabilmek için içerisine bazı erotik sahneler eklemek istediğini bildirdi. Bergonzelli’nin isteğini kabul ettim. Filmin afişi değiştirildi, filmde rol alan sarışın İtalyan aktrisin yer aldığı erotik sahneler eklenerek Kriminal Porno ismini aldı. İnsanları Seveceksin’in bu düzenlemesi, yeni isminde geçtiği gibi porno sahneler içermeyen sadece erotik parçalar bulunan bir versiyondur.
Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan: Gökay GELGEÇ – Aralık 2021