Yeşilçam’ın Mucizesi: Tarık Akan

Tarık Akan Banner

16 Ocak 1971 Ses Dergisi sayısı, tüm Türkiye’de olay yarattı; Ses Dergisinin Türk Sineması’na armağanı; Tarık Akan

1970 Ses Dergisi Artist yarışmasının ilk elemesi tamamlanmış, Kozalak Zeki’nin Tarık Akan’dan habersiz onun adına başvurduğu son resim ise, ilk elemeyi geçmiş, 38 kişi arasına kalmıştı. Bu 38 kişi yüzyüze mülakattan sonra 14 kişiye inecekti. Kozalak Zeki, başvuru adresi olarak kendi adresini vermişti. Bu yüzden Tarık Akan’ın finalist olduğuna dair gelen mektup, Zeki İrfanoğlu’nun adresine gitmişti. Mektubu alan Kozalak, büyük bir sevinçle Tarık Akan’ın evinin yolunu tutmuştu. Bu anı Tarık Akan, 1975 yılı Ses Dergisi İtiraflarım yazı dizisine şöyle anlatmıştı;

Tarık Akan: ”Bir sabah, kapının çalındığını ve tekmelendiğini duydum. Annem ve babam endişe içinde kapıya doğru yönelmişlerdi. Ben de yataktan fırlamıştım. Bir ara babama seslenmeyi düşündüm. Kim olduğunu öğrenmeden açmamalarını söyleyecektim ki Zeki’nin sesi duyuldu. “Kazandı, Tarık yarışmayı kazandı” diye söyleniyordu. Birbirimizin yüzüne bakıp duruyorduk. Kapıya geldiğimde Zeki karşımdaydı, cebinden bir kağıt çıkardı, üzerinde SES anteti vardı. Tarık Üregül yazıyordu. Üçümüz de hiçbirşey anlamamıştık. Zeki, kendi adresini verdiği için mektup onlara gitmişti. Beni 5 gün sonraki elemeye çağırıyorlardı.

Kozalak Zeki, Tarık Akan’a onun adına yarışmaya başvurduğunu, yarışmada para ödülünün olduğunu anlatmış ve Tarık Akan’ı ikna etmişti. Önlerinde 5 gün vardı. Tek amaçları yarışmayı kazanmak ve para ödülünü almaktı. İki maceraperest, 5 gün boyunca hazırlandılar. Tarık Akan, aynı yazının devamında bu 5 günü şöyle anlatıyordu;

Tarık Akan: “O 5 günüm 5 asır gibi geçmişti. Heyecandan her şeyi unutmuştum. Ama heyecanımı belli etmemeye çalışıyordum. Randevularım vardı, okula gitmem gerekiyordu. Ama hiçbir yere gidemedim. Zeki’yle hayaller kuruyorduk. İşin sonunda hem sanatçı olacaktım hem de para kazanacaktım. Bir ara İzmir’e gidip Hale’yi kucaklamak istedim. Büyük bir rastlantıydı. Belki mucize. Nolcak gidip gelirdim. Ama Zeki vazgeçirdi bu fikirden. 2 gün kalmıştı finale. Ya kazanacaktım ya kaybedecektim. Aslında kaybedeceğim bir şey yoktu. Ama kazanacağım çok şey vardı. Kendimizi öyle şartlandırdık. Zeki o 5 günde moral hocalığı yaptı bana. Yeryüzünde benden daha yakışıklı birinin olmadığını söyledi durdu. Sürekli beynimi yıkadı.

Tarık Akan 2

Ve nihayet o gün gelip çatmıştı. Tarık, sabahın erken saatlerinde kalkmış, Zeki’yi beklemeye başlamıştı. Fakat yarışmada giyilecek kıyafet konusunda anlaşamıyorlardı. Tarık, günlük bir kıyafetle yarışmaya katılacağı konusunda inat etmişti. Zeki ise “oğlum git şu partalları üstünden çıkar, herkes oraya kravatla, tuvaletle gelecek” diyerek kravat, takım elbiseyle gitmesini istiyordu. Tarık “Oğlum beni mi beğenecekler kıyafetimi mi?” diye karşılık veriyordu. Tartışma uzayıp gitmişti. Sonunda Kapalıçarşı’dan elbise almaya karar verdiler. Tarık’ın bedenine uyan, kullanışmış bir kıyafeti aldılar. Elbise işini halletmişlerdi. Bir sorun daha vardı. Giyilecek ayakkabı. Kozalak, mutlaka ayakkabı almaları gerektiğini söyledi. Tarık “Saçmalama, paramız bitti, işime fazlaca karışıyorsun” cevabını vermişti. Zeki “Ne halin varsa gör ulan” diyerek cevap verdi, bir süre konuşmadılar. Çarşıya kadar yürüdüler. En mutlu günlerinde yüzlerinden düşen bin parçaydı. Tarık, onu kırdığı için üzülmüştü. Gidip hemen gönlünü aldı. “Hallederiz ulan” dedi. Yarışma saati gelip çatmıştı. Tarık Akan, can ciğer dostu Kozalak Zeki ile beraber belirtilen adrese gitmişti. Böyle bir arkadaşlık görülmemişti. Film gibiydi her şey. Ceplerinde para yoktu. Zaten yarışma sonunda trene kaçak binip Bakırköy’e geleceklerdi. Jüride önemli isimler vardı. 1963 Ses Dergisi birincisi Ediz Hun, yönetmen Orhan Aksoy, Tarık Akan’a Akan soyadını verecek Erman Şener ve Yeşilçam’ın birkaç önemli yapımcısı jüri koltuğunda oturuyordu. Sinema çevresinden önemli isimler de yarışmayı izlemeye gelmişti.

Tarık Akan, o günü ve sonrasını 5 Kasım 1972 günkü Milliyet Gazetesi’ne şu sözlerle anlatmıştı;

Tarık Akan: “Yarışma günü derginin salonu ana baba günüydü. Avantadan elime geçirdiğim 100 lirayla kendime ancak bir ceket alabilmiştim. Ayakkabı, pantolon ve gömleği de Kozalak Zeki’den temin etmiştim. Yarışmacılar, dört ayrı yarışmaya da değişik kıyafetleri ile gelirlerken, ben hep aynı ceket, pantolon ve gömlekle gelmiştim. Benim bu halim, bir çok yarışmacının dikkatini çektiği gibi alay konusu da olmuştum aralarında. Yarışma kapısında Kozalak’la heyecandan tir tir titriyorduk. Beni çağırdılar, bir şeyler sordular; ama hiç umurumda değildi, soru soranlarla alay ettim. Daha sonra “bu elemeyi de geçtiniz şimdi stüdyo elemeleri var,” dediler. Stüdyo elemelerine giderken bir arkadaşımın ceketini, öbürünün ayakkabısını alıp şık bir hale geldim. En sonunda birinci olduğumu öğrendiğimde sadece 7500 lira birincilik parasını alıp gideceğimi sanıyordum. Ertesi hafta Ses mecmuasının koca kapağında benim resmim yayınlanınca çok şaşırdım. Böylece işportacılık hayatım da sona erdi. Bir dönem kahveden dışarı çıkamadım. Bakırköy’de dışarı çıktığımda ve okula gittiğimde herkes beni tanıyordu.

Tarık Akan 1

Yarışmaya fotoğraflarıyla başvuran 4272 yarışmacı arasından, finale kalan yedisi erkek yedisi kadın 14 finalist şu isimlerdi; Tarık Akan, Aytaç Arman, Ekrem Sarnık, Ahmet Cambazoğlu, Ünsal Altınay, Cemil Cem Bıçakçı, Alev Sezer, Yeşim Tan, Deniz Erkanat, Aynur Yetkin, Alev Uğur, Fatma Belgen, Tülin Örsek ve Ülker Tunca. Ankaralı finalist Ülker Tunca, o gün İstanbul’a gelemediği için finale katılamamıştı. Ayrıca daha sonra avantür filmlerle Yeşilçam’a giren Serdar Gökhan ve Hakan Balamir de bu yarışmaya katılmış, ilk 38 kişi arasına kalmış fakat son 14 kişi arasına girememişti.

Ve yarışmada son 4 finalist belli olmuştu. Erkeklerde Tarık Akan, Aytaç Arman, Ünsal Altınay ve Alev Sezer son 4 isim arasına kalmıştı. Ve heyecan giderek artıyor, yarışmayı kazanan isim açıklanıyordu; Tüm jüri üyelerinden tam puan alan Tarık Akan, 1970 Ses Dergisi Artist yarışmasının birincisi oluyordu. 2. olan Aytaç Arman ise o gün tanışıp bir ömür dost kalacağı Tarık Akan’la ilgili şu açıklamayı yapıyordu “Tabii o yarışmada ancak ikinci olabilirdim. Çünkü Tarık Akan çok yakışıklıydı.”

Tarık Akan Yarışma

Tarık Akan, o dönem hiçbir sinema filminde yer almamış olmasına rağmen, sadece tek bir fotoğrafla, Ses Dergisi kapağıyla çok yoğun ilgi görmüş, Türkiye’de büyük bir olay haline gelmişti. Ses Dergisi, 15. Sayısında ise yine Tarık Akan’ı kapak fotoğrafı yaparak iç sayfasında şu cümleleri yazmıştı, “16 Ocak 1971 tarihli SES Mecmuası Türkiye’nin dört bir köşesinde bomba gibi patladı. Okurlarımız böyle bir genci sinemamıza kazandırdığımızdan dolayı bizi tebrik eder, Tarık’ın ev adresini isterlerken Yeşilçam’da da Tarık büyük ilgi topluyor, yarışmaya katılan şirketler Tarık için yıllık programlarını bile değiştirip ondan filmlerinde yararlanmayı düşünüyorlardı… Film çevirmeden şöhret olmak çok az sinema artistine nasip olmuştu. Yeşilçam’da hiçbir yıldız adayı tek resmiyle bu derece ilgi toplamamıştı.”

Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan : Murat Hattatoğlu – Ocak 2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir