Ümit Ünal filmlerinin ortak noktası, insan ilişkileri-ilişki çatışmaları, sınıfsal çelişkiler-çatışmalar ve iktidar-güç ilişkileridir. Ünal, üzerinde durduğu bu noktaları, 27 Aralık 2024’te vizyona girecek yeni filmi Evcilik ile oldukça gerçekçi, olması gerektiği gibi ve ustalıklı şekilde yansıtmış.
Ümit Ünal’ın yönettiği ilk film 9’un adıyla yönetmenin çektiği toplam film sayısını öngörmesi, herhalde sinema tarihinin garip hikayelerinden biri olurdu. Neyse ki Evcilik ile bu olasılık, dama atıldı.
İlk filminden itibaren 10 yılda 7 film çeken Ünal, 2011 yılı yapımı Nar‘dan sonraki altı yıllık suskunluk döneminin ardından, Sofra Sırları ile seyircisini sevindirmişti. Bundan iki yıl sonra Aşk, Büyü Vs filmini çekse de sonrası, 5 yıllık sessizlik. Neyse ki bu sessizlik, oldukça sağlam bir filmle bozuldu: Evcilik.
Evcilik, ilk gösterildiği 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Senaryo” ve Nejat İşler ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödüllerine layık görüldü. İkinci olarak 4. Uluslararası İzmir Film ve Müzik Festivali‘nde izleyici karşısına çıkan film, “En İyi Film Ödülü“nü Mukadderat ile paylaştı.
Yazının bundan sonrası sürprizbozan içerir. Benim gibi hemen sıfır bilgiyle önceki filmlerin veya arkadaşların/tanıdıkların referanslarıyla film izleme tercihinizi belirliyorsanız, yazının devamını okumanızı tavsiye etmem. Şahsen referans oluyorum, filmi izleyiniz efen’im.
Evcilik Filmi Konusu
Yapım şirketinin bültenine göre, filmin konusu şöyle:
“Ege kıyılarındaki sakin bir küçük otel: Evcilik. Hayatlarından sıkılmış genç bir çift, Fırat ve Filiz, Evcilik’e gelirler. Oteli işleten Özkan ve yaşı ondan hayli küçük karısı Aysun ile tanışırlar. Özkan ve Aysun arasında çok doğal, sınırsız bir aşk vardır. Birbirlerine takma isimlerle Kınalı ve Duman diye hitap ederler. Filiz ve Fırat köylü çiftin aşkına özenir, onların aksanını komik bulup, bir oyun gibi onları taklit ederler. Ama Aysun ve Özkan bu oyuna şahit olunca kendilerini aşağılanmış hisseder ve Evcilik cinsel, sınıfsal ve kültürel gerilimlerin savaş alanı haline gelir.”
Evcilik Filmi Oyuncuları
İstanbul‘daki bir buluşmalarında yapımcılık kararını açıklamasıyla Ünal’dan filmin hikayesini dinleyen ve yapımcılık yolculuğuna bu hikayenin hayata geçirilmesi için atılan Nejat İşler, oteli birisi adına işleten-işlerini gören, çevredekilerce hafif deli gözüyle bakılan Özkan karakterini canlandırıyor. İşler’in oyunculuğu, olması gerektiği gibi ancak sanki birkaç noktada, yüksek ihtimal şive kullanımı dolayısıyla “olmak”tan “rol yapmak”a geçmiş gibi hissettim. Deniz Işın, belki de İzmirli olmasının avantajıyla Özkan’ın genç eşi Aysun’a çok doğal şekilde hayat vermiş.
İstanbullu çifti canlandıran Öykü Karayel ve Fatih Artman’ın oyunculuğunda yapaylık geliyorsa bu, canlandırdıkları karakterlerden kaynaklanıyor. İkisi de gayet şehirli çift.
Evcilik Filmi Görüntü Yönetimi
Filmin görüntü yönetmeni Aydın Sarıoğlu. Sarıoğlu, Ümit Ünal’ın ilk filmi 9’da da aynı görevi üstlenmiş. Kapalı mekan-kısıtlı oyuncu kadrosu gerektiren hikayeler oluşturmayı seven Ümit Ünal ile yollarının bu filmde de kesişmesi, isabetli olmuş. Her ne kadar teknik olarak kapalı mekan filmi sayılmayacak olsa da bir otel, otelin deniz kıyısındaki kısmı ve hafiften çevrede geçen bu film, genelde dört karakter etrafında dönmesiyle oldukça kapalı sayılabilir. Görüntü ve kadraj tercihleri ne yetersiz ne de caka satıyor; olması gerektiği gibi.
Ümit Ünal, filmlerinde görüntü aktarım araçlarını kullanmayı çok sever. İlk filminde DVCam görüntüleri vardı ki zaten film de büyük ölçüde DVCam ile çekilmişti. Sofra Sırları’nda baş karakterimizi televizyon ekranında görüyorduk. Bunda da şehirli Filiz, Instagram hikayelerinde yer alan kısmıyla yaşamına anlam katan biri. Sık sık dikey formatta cep telefonu görüntüsü görüyoruz. Filmin çözülme noktasındaki olaya da gerçeklikle arasına kamera koyarak müdahil olabiliyor. Yine bir ev kadını, yine bir ekrana kaçarak hayatı katlanabilir hale getirme çabası.
Evcilik Filmi Müzikleri
Filmin müziklerinde, Büyük Ev Ablukada, Dengin Ceyhan ve Collectif Medz Bazar’ın yanı sıra Ümit Ünal ve kızı Asya Fairchild’ın da imzaları var.
Ünal, her daim filmindeki müziklere önem vermiştir. Bu filminde de müzikler, görüntülerle, bütünlüğü bozmayacak şekilde akıp gidiyor. Ünal’ın besteciliğe de cesaret etmesi, resim ve fotoğraf üretimi bulunan bu çok yönlü sanatçı açısından sevindirici.
Yaşasın yaratıcılık, yaratıcı çaba.
Evcilik Filmi İlginç Notlar
Ümit Ünal, filmin senaryosunu oluştururken Milan Kundera’nın Otostop Oyunu hikayesinden etkilenmiş. Senaryonun ilk versiyonu, Atıf Yılmaz’ın çekeceği, Müjde Ar ve Şener Şen’in başrollerinde yer alacağı film için tasarlanmış.
Film, Çanakkale Sivrice’deki bir otelde geçiyor. Otelin özelliği, aynı filmin başlangıcındaki gibi Ümit Ünal’ın gerçek hayatta bu otelin tek müşterisi olması, senaryonun başlangıcına ilham vermesi. Tabii sadece başlangıç kısmı gerçek hayatın izdüşümü.
Evcilik Filmi Yorumu
Yazının belki bundan sonrasını, filmi izledikten sonra okusanız, daha iyi olabilir. “Yazanlar hava cıva, aslolan filmde bunun nasıl yer aldığı” diyorsanız, buyrun, devam edelim.
Film, otelin işlerine bakan Özkan’ın Alzheimer hastası annesinin sayıklamaları, duyulan sevişme sesleri ve otelin havuzu kenarındaki kaplumbağanın sanki bu sesleri duyup başını kabuğundan dışarı çıkarmasıyla başlıyor. Kaplumbağa, biz izleyiciler mi?
Hasta annenin İstanbulluları “şeytan” olarak nitelendirmesi. Taşrada – yani Türkiye için İstanbul dışındaki her yer – İstanbullulara, İstanbul’da yaşayanlara bakış açısının özeti. Bakış açısı da şu: İstanbul’un imkanlarıyla gittikleri yerin tüm düzenini bozuyorlar, bir nevi çekirge sürüsü gibi. Annenin tanımı biraz daha sert olmuş.
David Bowie’nin Fame şarkısı klibinden ilhamla çekilen, ellerin baş rolde olduğu sahne. Biri şehirli, diğeri köylü iki ev hanımının birbirinin dilinden anladıklarını, anlaştıklarını gösteren sahne.
Özkan’ın hiç yorulmadan dağ tepe dolaşırken kendisinden çok daha genç şehirli Fırat’ın nefes nefese kalması ve bunun diyaloğu, gayet gerçekçi. Kentten taşraya geçen biri olarak, bu sahnede güldüm.
Şehirlilerin köylülerin, köylülerin şehirlilerin hayatını kıskanması. Şehirlilerin, köylülerin çevresiyle ilgili imkanları kullanmamasına şaşırması. Köylülerin, belki de hayatlarını değişeceği bir yarışmaya başvuruları kabul edilse bile Çanakkale’den İstanbul’a gidecek paraya sahip olamaması, aslında arka planda hemen tüm temel masrafları karşılanan otelde, bir nevi modern köle olarak karı-koca çalışmaları.
Kafası atabilen, alkolizm geçmişi olan, köydekilerce yarı-deli olarak tanınan Özkan’ın bu durumuna rağmen kendini bir noktaya kadar kaybedebilmesi, fakirliğin net, incitici, gerçekçi tasviri olmuş. Ünal, senaryoda ilk düşündüğü sonu, iyi ki uygulamamış.
Şehirli çiftin, ölümle yüz yüze gelince ilişkilerinin gerçekçi tanımına ulaşmaları ama sonrası, sınıf dayanışmasıyla evlilik terapisti tavsiyesi alıp belirlenmiş ilişki formatına geri dönme yoluna girmeleri.
Kaybedecek bir şeyi olmayanlar, ne yaparsa yapsın sınıflarının değişmeyeceğini sezenler, bazen hayatlarını iyileştirebilecek hamlelerde bulunmaya erinir. Köylü çiftin ilişkisi, belki yeni dengeler üzerinde yeniden oluşacak, belki daha iyi koşullarda yaşayacaklar, mutsuzluklar üzerinde duran mutlu anlar, belki daha güçlü temellerle çoğalacak. Bilemiyoruz, umabiliyoruz. Nejat İşler’in şehirli çift için söylediği “Oteli işleten çiftin mutluluğunu çaldılar” yorumuna gelecek “Bazen kötü olaylar, hayırlara vesile olur” yanıtının doğrulanmasını umuyoruz.
Temenniler
Filmin ana hikayesi hitap eder-etmez, senaryo çok incelikli ve çok katmanlı okumalara müsait. Ustalık işi.
Umarım 9, yönetmenin ileride dönüp baktığında acemilik-kalfalık dönemini temsil ettiğini söylediği dönemi kapsayan film sayısını temsil eder, Ümit Ünal’ın çeşitli tarzlarda çok daha sağlam filmlerini izleme imkanı buluruz. Sanki Evcilik, bunu muştuluyor.
Glasgow’da yaşayan Ünal’ın, hem Britanya’da Türk oyuncularla çoğu İngilizce çekilmesi planlanan Mr. Kara adıyla senaryosunu yazdığı hem Hamlet’ten esinlenip Hasret adıyla senaryosunu oluşturduğu, hayaletlerin görüneceği, zaman zaman korkuya kaçan gerilim filmlerini merakla bekliyorum. Ayrıca detayı henüz açıklanmayan, belki çekilecek mini dizisini de.
Genelde gişe anlamında çok sevinemeyen Ümit Ünal’ın “az izlenen iyi filmlerin yönetmeni” tanımından, “az izlenen” kısmı bu filmle çıkabilir mi? Umarım çıkabilir, umarım daha fazla izlenir, daha fazla kişiye ulaşır. Bu filmle ilgili bu anlamda tek çekincem, bu kadar incelikli ve gerçekçi senaryo yazımında ustalaşmasının, Türkiye’deki izleyici sayısının beklenen düzeyde olmamasına yol açması. Paradoks gibi görünebilir ama gözlemlediğim kadarıyla genelde insanlar bu ülkede iyi ve kötünün sınırının net çizildiği, özdeşleşebilecekleri en az bir karakter bulabilecekleri ya da özdeşleşecekleri karakterin defolarına rağmen sonunda yine iyi/güçlü olduğu filmleri izlemeyi seviyor. Bu filmde ne salt iyi ne kötü var, güçsüzlere de kimse öykünmek, gerçekleri görmek istemiyor.
Yanılmak, dileğim. Bir dileğim de yönettiği ya da senaristi olduğu tüm filmlerin ulaşılabilir olması, iyi veya kötü.
Evcilik Filmi Künyesi
Tür: Psikolojik, Gerilim, Kara mizah
Yapım: Sky Films, Meddah
Yapımcı: Nejat İşler, Emre Oskay
Yapım Amiri: Fatih Karabaş
Görüntü Yönetmeni: Aydın Sarıoğlu
Sanat Yönetmeni: Elif Taşçıoğlu
Kurgu: Melike Kasaplar
Müzik: Ümit Ünal, Dengin Ceyhan, Asya Fairchild
Yardımcı Yönetmen: Utku Bildirgen
Senaryo: Ümit Ünal
Yönetmen: Ümit Ünal
Oyuncular: Öykü Karayel, Fatih Artman, Deniz Işın, Nejat İşler, Rüçhan Çalışkur, Selen Uçer