Kemal Sunal & Atıf Yılmaz – Köşeyi Dönen Adam (1978)

B*K NÖBETİ KİMDEDİR?

Hani bazen, yanlış bir zamanda dünyaya geldiğimize inanıyoruz. Özellikle bilinçli jenerasyongillerim bu durumdan sıkıntı duyuyor ister istemez. Üstelik bu sıkıntının sebebi hazır tüketim, seri sindirim ve ortaya çıkan bol kalorili hava gazı sebebi ile gözlerimizin sulanması değil sadece. Tepkilerini yerinde ve zamanında veremediği için, sosyal medya denen merete ölçüsüzce kusan; yüreğini de bu şekilde soğuttuğu için her geçen gün enerjisini daha da yanlış bir biçimde yönlendiren bir jenerasyonun mensuplarıyız.

Bu tepkisizlik, ülkemiz sinemasında da gösteriyor kendisini. Günümüzde, “kırmadan geçirdiği” halde, lafını tam gediğine oturtabilme başarısına sahip kaç tane film sayabiliriz ki? Saçma sapan iddialar ile izleyiciyi salona çekmeye çalışan filmlerin yanına, seyircisini salon dolduran et yığını olarak görmeyen ve onu ciddiye alan, onun derdine ortak olmayı başaran kaç tane yapım yerleştirebiliriz? Ne yazık ki, bu tür beklentilerin lüks olduğu bir dönemdeyiz artık. Belki de bu yüzden geri dönüp, Yeşilçam’a daha da sıkı sarılıyoruz. Bu yüzden, sinema salonlarına ürkek ürkek girer olduk belki de! Çünkü onlarca defa izlemiş olsak da, kredisi asla dolmayacak filmlere kendi evimizde vakit ayırmak çok daha cazip! Ne bir riski var ne de hayal kırıklığı olasılığı!

Müjdat Gezen’in, Eşeğin Karnındaki Elmas öyküsünden, Umur Bugay’ın kalemi aracılığı ile senaryoya dökülen Köşeyi Dönen Adam; Atıf Yılmaz’ın en keyifli projelerinden de biridir. 1970’li yılların sert siyası ortamını kendisine fon alan film, yerinde ve zekice göndermelere de sahiptir. Hatta Yılmaz – Bugay ortaklığının, Müjdat Gezen’in öyküsünün tonlarını çok başarılı bir biçimde yakaladığı söylenebilir. Sinemamızın en başarılı uyarlamaları arasında yer almasının sebebi de bu üçlü paslaşmanın dengesidir kuşkusuz.

Köşeyi Dönen Adam 1978 001

Gezen’in öyküsü bir bakıma ana karakteri Adem üzerinden, ülkedeki hareketliliğe karşı pasif, apolitik ve sessiz yığınları ön plana alır. Ezilen ve dalga geçilen onlarca Adem’den biridir sadece. Ya tamamen görünmezdir, ya da kızıp püskürülecek bir stres topu. Para ile şerefi aynı kefeye koyan, ama insanlığını unutmuş “devlerin” ayaklarının altında ezilmemek için oradan oraya kaçışmak dışında da fazla bir alternatifi yoktur!
Adem’in itilip kakılma rutini, Amerika’da yaşayan amcasından kalan miras ile son bulur. Patronu tarafından gördüğü saygı, onun ortaklık mertebesine kadar yükselmesini sağlayacak; miras rivayetinden önce kendisini kızının yanına yaklaştırmayan Hacı Ömer, kayınpeder olmak için yanıp tutuşacaktır. Neredeyse bütün gelecek planlarını Adem’in mirası üzerine kuran yakınları ise acı bir sürpriz beklemektedir. Adem’in etrafına üşüşen akbabalarının büyük beklentisi, Amerika’dan ümit vaad eden kocaman bir konteynır içerisinde gelen eşek ile yerle bir olur. Fakat Adem, kazandığı ayrıcalıklara veda etmek yerine, kene gibi üzerine yapışmak için fırsat kollayanlara güzel bir oyun oynar. Bu oyuna göre, eşeğin karnında paha biçilmez bir elmas vardır. Yani kartlar yeniden Adem’in lehine dönmeye başlamıştır. Adem’de kurallarını kendi koyduğu bu oyunu, en sert şekilde oynamaya devam eder ve her gün kendisini tekmelemekten vaz geçmeyenlere kök söktürür.

Köşeyi Dönen Adam 1978 003

Ne yazık ki film, o dönemde sansür derdinden nasibini fazlasıyla almıştır. Televizyonlarda yıllarca sansürlü hali gösterilen Köşeyi Dönen Adam, kendisini ezenlerden intikam almak için eline fırsat geçen Adem’in komik “intikam” öyküsü adı altında yanlış –ya da yetersiz- değerlendirilmekten kurtulamamıştır. Yıllarca Kemal Sunal’ı ve komedilerini küçümsemeyi maharet saymış ülkemiz aydınlarının da sarıldığı bir eleştiri olmuştur bu! Halbuki sansüre rağmen, zekice esprileri ile yavan bir komedi filmi olmanın çok çok ötesine geçmiştir. Yıllar sonra, sansür sebebi ile televizyonlarda yer almamış görüntüler ile birlikte tekrar izleyici önüne konulduğunda ise, sinema tarihimizin yanlış değerlendirilmiş onlarca yapımı arasında kendisine yer bulmuştur.

Müjdat Gezen’in hikayesinde işlediği incelikte filme yansıyan dönemin siyasi hareketliliğe duyarsız kalan lümpenler, fırsatçılar, ceplerinin ağırlığını düşünen patronlar kimi eleştirmenlere göre karikatür karakterler olarak nitelendirilmiştir. Kaldı ki “karikatürize” yaftasının da karşılığının muğlaklığı bir tarafa, her bir karakterin altı yeterince doldurulmuş ve izleyicinin gündelik hayatında bir karşılığa tekabül edecek şekilde kendilerine yer bulmuşlardır filmde.

Koseyi Donen Adam 1978 002

Yıllar sonra, sansürsüz hali, hem DVD piyasasına hem de televizyonlara düştükten sonra, Köşeyi Dönen Adam’ı yeniden keşfedilmiştir adeta. Malum, yıllarca “B.k Nöbeti Kimde?” sorusu ile biten film; etrafındaki insanların iki yüzlülüğünü ve çıkarları için elini pisliğin içine daldırmaktan geri durmayacak kadar ileri gidebileceğini görüp midesi bulanan Adem’in, 1 Mayıs kutlamalarının tam ortasında kaçışı ile son bulmaktadır artık!

Nitekim sansür kaynaklı bu keşif, her ne kadar dönemin Türk Sineması adına acı bir darbe olsa da, bu güne dair eşelenip karşımıza çıkarılan bir hazinedir adeta! Hele ki mensup olduğum jenerasyonun Kemal Sunal filmlerine salt başarılı güldürüler olarak baktığı düşünülürse… Kısacası Köşeyi Dönen Adam aradan geçen yaklaşık 35 seneye rağmen, sinemamızın cesur kol sıvamalarından biri olarak da görülebilir rahatlıkla.

Yazan: Fatih Yürür

Koseyi Donen Adam 1978 anabanner
Köşeyi Dönen Adam

One thought on “Kemal Sunal & Atıf Yılmaz – Köşeyi Dönen Adam (1978)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir