Metin Erksan – Bir İntihar (1973)

bir intihar banner Metin Erksan

Metin Erksan ile sakin kafada tanışmam çok geç oldu. Sinema konusunda şu sıralar beni en utandıran itirafım sanırım budur. Bazen gözünüzün önünde olanı zaten ulaşılabilir diye öteleme alışkanlığına kapılırsınız ya, öyle bir şey benimkisi de.

Geçmişi geçmişte bırakalım, nereden kurtaracağımıza bakalım. Gerçi ben gecikmeme yanıyorum ama belli ki Metin Erksan’ın bir sürü eseri çoğu seyirci için hala keşfedilmeyi bekliyor. Yönetmenin yetmişlerde TRT için çektiği beş adet öykü uyarlaması da keşif vaktini bekleyen kıyıdaki işlerden. Hele ki bu filmlerden Bir İntihar’ı duyan bilen yok gibi bir şey. Samet Ağaoğlu’nun aynı adlı eserinden uyarlanan bu otuz yedi dakikalık kısa film hakkında çok az şey yazılıp çizilmiş. Oysa bu kısa sinema deneyimi, seyircisine gerçekten alışılmışın dışında anlar sunmakta. Açıkçası üzerine daha çok konuşulmasını beklerdim. Bizler Yeşilçam’ın ticari ayağıyla büyümüş bir neslin çocuklarıyız, bu yüzden Erksan’ın Bir İntihar’ı, özellikle zihnimizde yer edinmemiş Öteki Yeşilçam’ı keşfetmek için harika bir fırsat.

bir intihar 007Bir İntihar’ın hikayesini özetlemek istemiyorum çünkü bunu Erksan’ın eserini zedelemeden yapmak çok zor. Birbirini seven bir adam ve kadın var diyelim sadece. Adam kendini öldürmeyi kafasına takmış, sebepleri ise belirsiz. Tek bildiğimiz bunun kadının elinden gerçekleşmesini istediği. Kadının bu ölümü gerçekleştirmeye ise gönlü yok, bunu anlayabiliyoruz. Gene de adamın bu isteğini geri çevirmeyen bir tutumu var. Neler olacak? Kadın adamı o büyük salonda vuracak mı? Vurdu diyelim, neler söyleyecek ardından? “Neden?” sorusunu sinema salonunun girişinde bırakın, çıkışta alırsınız. Adamın rızası kabul bulacak mı? Bekleyişimiz bunu öğrenmek için.

DP hükümeti dönemlerinde bakanlık yapmış olan Samet Ağaoğlu, belki de siyasi kariyerindeki çöküşün bir sonucu olarak, günümüzde çok bilinen bir yazar değil. Ne var ki Bir İntihar deneyiminden Ağaoğlu’nun karakterlerinin çarpıcı bir derinlik potansiyeli barındırdığını söyleyebiliriz. Bu derinliğin ne kadarı Ağaoğlu’nun, ne kadarı Erksan’ın eseri bunu bilemiyorum, zira orijinal hikayeyi okuma fırsatı edinemedim. Bir İntihar size en azından Ağaoğlu gibi bir yazarın varlığından haberdar edecektir, kazanımın bu noktada büyük olduğuna inanıyorum.

bir intihar 012Filme gelelim. Gerek mekan kullanımında, gerekse oyunculuklarda büyük bir kaliteyle karşı karşıyayız. Siyah beyaz filmimiz çoğunlukla kapalı, ancak geniş mekanları kullanıyor. Mekan seçimi için İstanbul’daki bazı sarayların kullanıldığını düşünüyorum, Boğaz’ın kıyısındaki birkaç sahne de bu saray fikrimi destekler nitelikte. Erksan’ın seçtiği mekanlar ve mekanlarda seyircinin derinlik algısına oynayan zeki kamera açıları ona İstanbul’dan kopup kendi hayal dünyasını perdeye yansıtma olanağı vermiş. Atmosferde ise kafkaesk bir tekinsizlik filmi başından sonuna kadar etkisine almış (Yeşilçam’da alıştığımız renksiz mahkeme salonlarından sonra Erksan’ın mahkeme binası adeta gözlerimi kamaştırdı). Tüm bu etkide tabii ki adam (Can Gürzap) ve kadının (Asuman Tuğberk) arkalarında tüm duvarı kaplayan büyütülmüş fotoğraflarının ve müziklerin payı muazzam. İlhan Usmanbaş’ın “Bale için Müzik” ve Bülent Arel’in “1945’ten Kalma Bir Maske” isimli çalışmaları filme müthiş bir gerilim katmayı başarmış. Film bütün bu öğelerin bir araya gelmesiyle ,yerli sinemamızda bence çok az filmin  hak ettiği bir sıfatla değerlendirirsek, “mesmerik” bir doğaya kavuşmuş.
bir intihar 019Yan karakterlere rağmen temelde iki oyuncunun performansına dayalı olan Bir İntihar bu konuda da başarılı seçimlere sahip. Sevdiği kadının elinden gelecek ölümü arzulayan adamı Can Gürzap’ın canlandırması çok yerine olmuş. Adamın büyük aşkı ve ölümü sayesinde şöhrete kavuşacak kadını ise 1970 Türkiye Güzeli Asuman Tuğberk oynuyor. Tuğberk’in oyunculuğunun Gürzap’a göre amatör kaçtığını ilk saniyelerden farkediyoruz, ancak canlandırması gereken “kadın”ı filmin dokusuna uygun bir şekilde kotardığını söyleyebiliriz. Hikayenin kadını daha zayıf, büyük oranda adamın etkisi altında bir karakter olarak sunması Samet Ağaoğlu’nun cinsiyetçi bir yaklaşımının mı ürünüdür bunu bilemeyeceğim ancak Erksan’ın bu zayıflığı kendisinin eklediğini düşünmüyorum. Zira birkaç sene sonra çekeceği Kadın Hamlet filmi ile sıradışı ve güçlü kadın karakterlere ilgisini gayet net görüyoruz.

Özellikle dev boyutta fotoğrafların kullanımındaki ustalık ve seyirciyi oyuna getiren kurgusu ile Bir İntihar sırf Metin Erksan filmografisinin değil, tüm Yeşilçam Sineması’nın en nadide eserlerinden biri sayılmalı. 32. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde tekrar seyircisi ile buluşacak bu filmi sakın kaçırmayın, kaçırsanız bile sinemayla ilgileniyorum diyorsanız kesinlikle bir fırsat bulun seyredin. Bir İntihar’ı seyretmeden önceniz ile seyrettikten sonranız kesinlikle aynı olmayacak.

Sinematik Yeşilçam için yazan Yigilante Kocagöz

Not: 32. Istanbul film festivali gösterimi: Metin Erksan – Bir İntihar – süresi: 38′ (gösterim: 12 nisan 13:30 /13 nisan  16:00 pera müzesi salonu)

Fotoğrafların üzerine tıklayarak büyütebilirsiniz

bir intihar 005 bir intihar 014 bir intihar 017 bir intihar 018

bir intihar 008bir intihar 015

bir intihar banner fanpage

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir