Yeşilçam’da İyi Kızlarla Kötü Kızlar Arasındaki 10 Fark

BEŞ ŞEKER KIZ (1964)

Yeşilçam’da İyi Kızlarla Kötü Kızlar Arasındaki 10 Fark

1- 60‘larda ve 70‘lerde cümle vatandaşı fantazyalara gark eden Yeşilçam, birkaç belli başlı senaryonun tekrar tekrar çevrimi değilmiş gibi bir sevgi ve ilgi patlaması yaratır seyircide. Yeşilçam’da her şey ya siyahtır, ya beyaz. Bu kaide, filmlerdeki kadın karakterlere de yansır elbette. Dolayısıyla filmlerdeki kadınlar ya iyidir, ya da kötü. Yeşilçam’da kötü kadınlar, genellikle her fırsatta seks yaparlar. Ve bu haliyle seks, neredeyse erkeklerin bile istemediği kötü bir şeydir. İyi kadınlarsa, asla sevişmezler!

2- Eğer iyi kızlar bir şekilde – çok büyük ihtimalle de kandırılarak – evlenmeden cinsel münasebette bulunmuşlarsa; filmin sonunda ya o zatla evlenirler, ya da ölürler. Düşünceli gözlerle çarşafları seyrettikleri sırada er kişi, “Pişman mısın?” diye sorar; sanki söz konusu seks 3 saniyede çat diye bitmiş ya da bu sürecin herhangi bir anında sevişmekten vazgeçilemiyormuş gibi. Kötü kızlarsa, birden fazla kişiyle bile cinsel münasebette bulunabilirler ve genellikle hiç evlenmezler.

rahibe kopya

3- Kötü kızlar, Ermeni ya da Rum olabilirler. İyi kızların bir şekilde kötü yola düşmüş Gayrimüslim arkadaşları olabilir. Ancak iyi kızlar, her daim ve muhakkak ve elbette Türktür, Türk kalacaktır. Bu; sinemamızın değişmez, değişmesi teklif dahi edilemez kaidesidir.

4- Bizanslı Yeşilçam filmlerinde, kötü kızlar Bizans hanedanına mensuptur. İyi kızlarsa hem Müslüman, hem de Türktür. Eğer bir şekilde iyi kız Bizanslıysa, filmin sonunda kendi ailesinden tiksinir ve Müslümanlığı kabul eder. Neticede Cüneyt Arkın‘ın kaslarına hangi Bizans prensesi dayanabilir ki…

5- Kötü kızlar sürekli Batı müziği dinleyen, çılgınca dans eden, gündüz vakti bile elinden içki kadehi düşmeyen ve Türk geleneklerini aşağılayan kötü ve hasis yaratıklardır. Oysa iyi kızlar eli kınalı, başı oyalı, sözü tatlı birer Anadolu şekeridir adeta. İlla ki salonun ortasına getirilip dalga geçilirler.

SELMA GÜNERİ ,DEVLET DEVRİM ,NİLÜFER AYDAN ve SEVDA FERDAĞ Kötü Kızlar iyi kızlar

6- Kötü kızlar sürekli alışveriş yapar; kuaförde, sazda sözde gezerler. Oysa iyi kızlar, son moda saçlarla ve kılıklarla arz-ı endam süper zengin birer kadın bile olsalar; film boyunca asla alışverişte, müsriflikte görülmezler.

7- Bazı filmlerde iyi kızlar da evli erkeklerle ilişkiye girebilirler. Ancak bu durumlarda söz konusu Ediz Hun‘un ya da Ekrem Bora‘nın evliliği bitmek üzeredir ve o erkekler şirret Lale Belkıs‘ı boşamanın yollarını aramaktadır. Bu durumda, hiç kimse iyi kızlara kusur bulmaz. Oysa eğer kötü kızlar evli erkeklerle ilişkide bulunurlarsa, onlar illa ki ve de elbet “yuva yıkan kadın” olurlar.

kalbim1 (1)

8- İyi kızlar başroldür, kötü kızlarsa fügüran. Yeşilçam‘da bir tane film yoktur ki, baştan sonra “kötü kız” kurallarına uygun bir kadın karakterin hikayesini anlatsın.

9- İyi kızlar; son derece basit birer açıklaması olduğu halde, üstlerine kalan iffetsizlik ya da kötü annelik gibi gerçek dışı vaziyetlere dair hakikati açıklamaz ve yıllar boyunca acı çekerler. Kötü kızlarsa iffetsizlik ve üvey annelik gibi hususlarda “master degree” sahibi olarak bu kötücüllüklerini, layıkıyla ve açık açık yerine getirirler.

10- Kötü kızlar, senaryo gereği ötekileştirilmesi gereken her şeyi sembolize ederler. İyi kızlarsa, adeta birer “üstün insan” olarak, varoluşçuluk kurallarının hiç işlemediği ve bulundukları hiçbir koşula göre değişime uğramamış, bozulmamış birer karakter olarak, asla ulaşılamayacak kutsal varlıklar gibi zihnimize işlerler. Yani iyi kızlar 100 puandır; kötü kızlarsa eksi 1000! Asla kazanamayacakları bir kavganın tarafıdırlar. Kim bilir belki de o yüzden bu kadar kötüdürler…

Yazan: Ezgi Aksoy

Not: Bu yazı ilk olarak Karakarga dergisinin Haziran ayında yayınlanmıştır… Yazarın onayı ile sitemizde yayınlanmaktadır.

saray melek görgün

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir