İçinden çıkamayacağınızı bildiğiniz bir paradoksun içerisine girmek cesaret midir yoksa çaresizlik midir?
Dostumuz Fatih Yürür’ün bir önceki filmi olan Zemin Kat filmini yine bu sayfalardan paylaşmıştık. Sitemizin her zaman bir parçası olarak gördüğümüz Fatih’in yeni filmine ve hi,kayesine yer vermemek olmazdı. Tabi filmi izlerken sürpriz bozanlara maruz kalmamak için söyleşimizden önce aşağıda verdiğimiz linkten filmi izlemenizi öneririz:
Türk Sinemasında uzun metrajlı ve kısa metrajlı filmlerde zamanda yolculuğa pek dokunulmadı. Bu konu üzerine aklıma çok az örnek geliyor öte yandan zamanda yolculuk üzerine oturtulmuş hikayelerin hep sağlam bir senaryoya dayandırılması gerektiğini düşünürüm ayrıca zamanda yolculuk filmleri bilimsel olarak da açık vermemeliler.
Zamanda yolculuğun yarattığı paradoksun içinden çıkmak mümkün olmayabilir. Artık bir sinema klasiği olan Time Machine gibi filmler zamanda yolculuğu daha farklı bir yerden ele alırken Geleceği Dönüş (Back to the Future) ile daha farklı bir kulvar açıldığını düşünüyorum. Bu noktada önce Terminatör sonrasında da Looper gibi filmler zamanda yolculuğa farklı ve daha karamsar bir noktadan yaklaştılar. Fatih Yürür dostumuz da bence bu son bahsettiğim noktadan yola çıkmış.
Filmin Tema müziği olarak kullanılan Yolcu şarkısı benim de gitar çaldığım Klan grubumuza ait. Yani filmde bizden de bir parça var işin içinde ve filmin yapımında bir nebze emeğimiz olduğu için çok mutluyum. Kendimi d ebir parçası olarak gördüğüm filmin yönetmeni Fatih Yürür ile kısa bir söyleşi yaparak filmin yapım hikayesini sizlerle paylaşmak istedim: (Utku Uluer)
Sinematik Yeşilçam: Zamanda yolculuk konusuna nereden bulaştığını merak ediyorum
Fatih Yürür: Zamanda yolculuk konusuna bulaşma sebebim aslında Nacho Vigolondo‘nun Timecrimes filmiydi. Senaryoyu da adamın 2. filmi olan Open Windows’a girmeden yarım saat önce bitirmiştim… Yani bir adamın sürekli geçmişe dönüp her gidişinde bir şeyleri düzeltmeye çalışırken başka bir şeyleri bozması ve böylece neredeyse sonsuz bir döngüye girmesi fikri hoşuma gitti.
Ama asıl bomba biz filmin çekimlerini yaptıktan 1 hafta sonra Predestination‘ı izlememle oldu.
Sinematik Yeşilçam: Türkiye’de çekilmiş uzun metraj kısa metraj, zamanda yolculuk hikayesi üzerine giden filmleri taradın mı?
Fatih Yürür: “Ülkede çok az yauw ehere kehrere” demek istedim şimdi Kemal Kenan Ergen‘in senaryosunu yazdığı bir film var yeni Zaman Makinası 1973 diye ama onu izlemedim… Öyle kaynak taraması yapmadım aslında ama ne yalan söyleyeyim geçen sene Onur Ünlü‘nün İtirazım Var filmindeki sorgu sahnesinin planlarından etkilenmiştim. Sorgu odasında geçen bir gerilim filmi yapmak istiyordum. Sonra o öykü yoğurula yoğurula gelecekten gelmiş ve ailesini öldürmek zorunda kalmış bir adamın öyküsüne dönüştü. Yani başlangıçta zaman yolculuğu temasına sahip bir film yapmak yoktu aklımda…
Sinematik Yeşilçam: Fantastik konuları az mekan kullanarak sunuyorsun peki kovalama sahneli, vurdulu kırdılı birşeyler çekmek istiyor musun?
Fatih Yürür: Aslında en büyük hayalim zengin koreografilere sahip bir aksiyon filmi çekmek. Aslında 10-15 dakikalık hareketli bir kovalama bile olabilir bu. Böyle bir projemiz vardı ama uzun bir süredir rafta bekliyor. Bazen bazı şeyleri fazla düşünmekten harekete geçemiyoruz sanki
Sinematik Yeşilçam: Mesela pek çok yönetmen belli oyuncularla çalışmayı tercih eder, sen böyle bir yola gireceğini düşünüyor musun?
Fatih Yürür: Bu hem bir avantaj hem de bir dezavantaj gibi geliyor bana. Aslında yönetmen ile oyuncunun kafa yapısının uyuşması süreci kolaylaştırıyor. Ortaya bir iş ilişkisinden fazlası çıkıyor. Mesela ben Zemin Kat‘ı çekmek istediğim dönemde Beşir ile çalışma gibi bir planım yoktu. Oyuncu olduğunu bilsem de projede yer almak isteyip istemeyeceğini sormadım. Daha sonra kafamda kurduğum karakteri taşıyabilecek yetenekte olduğunu düşünerek ona teklifte bulundum. Zemin Kat amatör ama keyifli bir çalışmanın ürünüydü. yaklaşık 30 saat boyunca, hareket halindeki bir asansörde çekim yapmak; aradaki samimiyet ve sürecin eğlenceli geçmesi gibi durumlar olmasa altından kalkılabilecek gibi değildi. Geleceği Olmayan Adam filminde de Beşir ile çalışacaktık ama zamansal uyuşmazlıklar sebebiyle olmadı.
Belli oyuncularla çalışmak isterim ama bu biraz da onlarla sosyal anlamla da vakit geçirebilmeme bağlı. Mesela Geleceği Olmayan Adam‘da yarı doğaçlama bir durum vardı ve ekip tam anlamıyla entegre değildi. Ama ilginç bir uyum olduğunu düşünüyorum ekipte. Arda Kavaklıoğlu, Emir Çiçek, Merter Uner her biriyle de yeniden çalışmak isterim ama mesela birbirinden bağımsız projelerde ve daha farklı rollerde olması işime gelir.
Aynı oyuncularla benzer karakterleri ortaya koymak istemem mesela. Diğer taraftan oyunculardan da pek çok şey öğrenebilmek adına farklı isimlerle çalışmanın da ayrı bir güzelliği olduğunu söylememek olmaz. Bir de her iki film de erkek karakter görmekten bıktım. Her iki filmde de kadın ya öldürülen ya da tecavüze uğrayan edilgen bir biçimde işlendiği için durumdan rahatsızım. Bir sonraki filmde bu eksiği gidererek şöyle çaktı mı oturtan bir kadın karakter yazmak istiyorum..
Peki Filmde oyuncu seçimleri nasıl oldu?
Fatih Yürür: Filmde cast aslında çok büyük talihsizliklerle başlamıştı. Oyuncular filmin yapımcısı da olan Özlem Akovalıgil‘in sıkı dostları. Sınıfdaşlar hatta. Senaryoyu ilk yazdığımız dönemde bunu bir çeşit haftasonu eğlencesi gibi görmüştük. Daha önce Zemin Kat’ta birlikte çalıştığımız Mehmet Beşir Yıldırım, Muhittin karakterini oynayacaktı ben de Geleceği Olmayan Adam‘ı oynayacaktım. Daha sonra Merter ile tanıştık ve projede yer almak istediğini belirtti. Cevo‘nun karakterini onunla tanıştıktan sonra şekillendirdik. Sonra mekân arayışları sırasında Özlem Arda Kavaklıoğlu‘nu önerdi. Sağolsun Arda Özlem‘in hatırını kırmadı ve teklifi kabul etti. Fakat Muhittin karakterini bulabilmek epey sıkıntılı oldu. Karakteri oynayacak oyunculardan birinin planları son dakikada değişti bir diğeri psikolojik bir takım sıkıntılar sebebiyle projede yer alamayacağını belirtti. Çekime saatlar kala Özlem, Muhittin karakterini Emir Çiçek‘e teklif etti. Sağolsun o da projede yer alarak bizi korkunç bir krizden kurtardı. Oyuncular zaten yetenekli isimler oldukları ve projeye de inandıkları için ortaya böyle güzel bir iş çıktı. Yüzde yetmiş oranında doğaçlamaya dayalı, bol diyaloglu bir filmi 12 saatlik süre içerisinde çekmiş olmamız onların yetenekleri ve özverileriyle gerçekleşti.
Açıkcası ben de sana teşekkür etmek için yer arıyordum hani derler ya “cuk oturmuş” diye film son sahnesinin sonuna bizin şarkı cuk oturmuş…
İlk başta filmin duygusu dramatik kaldı diye değişik bir şey deneyelim dedim ama o son o şarkı, dedim ya jenerik kısmını hazırlarken elimde müzik yoktu resmen bilimçaltım Yolcu’nun ritmine uyarlamış jeneriği istemeden. Asıl ben teşekkür ederim, Klan olmasa bu film hala yarımdı…
KÜNYE: Oyuncular: Arda Kavaklıoğlu, Emir Çiçek, Merter Uner Görüntü Yönetmeni: Ömer Faruk Özdemir Işık: Barış Can Seyfi Kamera Asistanı: Hüseyin Demirel Credit Uygulama: Yağmur Kartal İllüstrasyon: Burak Akerdem Müzik: İbrahim Burak Avcı Tema Müziği: Klan Yönetmen: Fatih Yürür
Tema Müziği Klan – Yolcu