Sapık (1986): Video Furyasının Unutulan Filmi

Yazan: Savaş Güller

“Heyecanı çok seviyorum. Galiba ben de zararsız bir manyağım.” *

Sapık : Video Furyasının Unutulan Filmi

Merhaba sevgili okurlar,

Sinematik için yazdığım bu ikinci yazıda (önceki: Yeşilçam’da Aleviler ve Bektaşiler) video furyası döneminde çekilen, unutulmaya yüz tutmuş ve çokça bilinmeyen 1986 yapımı Sapık filmini incelemek istiyorum. Bu film, o dönemdeki tüm klişeleri kullanmakla birlikte, kendine özgü üslubu ve kısmen oyuncularıyla birlikte çekim tekniklerinin benzer filmlere göre daha özenli olmasıyla ön plana çıkıyor.

Filmin Konusu

Sapık filminin konusuna anlatarak analizine başlayalım.

Sapık, adından da anlaşılacağı üzere, bir sapığın insanları terörize edip onların korkularını kullanarak, bir şekilde tuzaklarla onları alt etmesini konu ediniyor. Ayrıntılı konusuna gelirsek, bir otelde, sinema oyuncusu, müzisyen, profesör, mafya, otel görevlileri, esasen polis olan ama tebdili kıyafetle kimliğini gizleyen dilsiz bir kadın ile müzisyenin ekibinden genç, güzel kızlar kalmaktadır. Sırayla genç ve güzel kadınların öldürülmesi ve polisin soruşturmayı genişletmeye başlamasıyla olayların çözüleceği süreç sonunda, film bitiyor.

Film, o dönemki teenage ve gerilim filmi temalarının neredeyse birçoğunu kullanıyor. Ancak bunlara geçmeden önce birtakım noktaları aydınlatmakta fayda var:

Anladığımız kadarıyla otel, Yalova’da bulunuyor. Bunu, filmdeki yol tabelalarından anlayabiliyoruz ama jenerikte filmin Uludağ’da çekildiği yazıyor. Dolayısıyla filmin hem Yalova hem de Bursa Uludağ’da çekildiğini kolaylıkla söyleyebiliriz. Sıkça kayak yapan insanları ve karda izini belli etmeden yürüyüp insanları öldüren sapığı, filmde bu şekliyle görüyoruz.

Filmin jeneriğine Tan, Güneş, Hafta Sonu, Ses, Bursa Hakimiyet, Bulvar, Sabah, Şey gibi ulusal ve yerel gazetelerden derlenmiş bir sapık haberi olduğunu görürüz ve hemen ardından haberlerin detayları gelir:
“Sapığı yakalatana 1 milyon lira”, “Sapık, Necla Nazır’ı öldürecekti”, “Sapık Olcay Zaimgil, Yeşilçam’a da konu oldu”, “Ve Sapık sinemada. Yakalanmadan önce filmi çevrildi”, “Uludağ’da skandal. Sapık filmini çekerken sapıttılar”, “Frengili sapık, Yeşilçam’da”, “Sapıktan farksız”, “Önce sapık yakalandı, sonra…”, “Bu da Yeşilçam’ın Dişi Sapık’ı”, “Yeşilçam’ın sapığı Cengiz Özer, İçim’e tecavüz ederken…”

Bu da gösteriyor ki film gerçek bir hikâyeden, o dönem ilginç bir senaryosu da (Dünyayı Dehşete Düşüren Olay: A.İ.D.S) olan Yasemen tarafından yazılmış.

Filmde, Kadir Aykan, Cengiz Özer, Ayşen Cansev, Kuzey Vargın, Baykal Kent, Cansur, Gönül Şen, Orhan Uçak, Özcan Korkmaz, Yalçın Yanık, Erol Kaplan, Cengiz Özer’in müzik grubu Çarlistonlar’dan İçim, Canan ve Kıymet rolleri paylaşıyorlar. Son cümleden de anlaşılacağı üzere filmin tema müzikleri hariç müzikleri orijinal ve Cengiz Özer’e ait. Zaten Özer, filmin çoğu yerinde de sahne alarak hünerlerini gösteriyor.

Klişeler

Filmdeki klişelere gelirsek, sapığın kadınlarla sorunu ve iktidarsız olması ki bu o dönem birçok filmde kullanılan sıkıcı bir metafordu, katil olduğundan şüphelenilen bir kişinin, kan görünce dayanamaması, genellikle teenage olan güzel kızların, sapığın iktidarsız oluşuyla onun esas yüzünü görmeden dalga geçmesi, genellikle bu gözde olmayan kadınların ilkin öldürülmeye başlanması ve son olayda sapığın esas kızı öldürmek isterken (Ayşen Cansev – polis) kapana yakalanıp ölmesi, filmde polisin dışında otelde kalan iki ciddi karakterin olması ve buna bağlı olarak aklı başında olarak görülen ikinci karakterin yani profesörün, olayla dalga geçmesi ve sık sık “Hepimiz katil olabiliriz, belki ben de” demesi.

Diğer karakter de zaten sinema oyuncusu ve baş karaktere, yani Ayşen Cansev’e ilgi duyuyor. Dolayısıyla filmin rol dağılım halkası, böyle şekilleniyor.

Yapımcılığını Mustafa Doğan’ın yaptığı filmin yönetmeni, A.İ.D.S.’i de çeken Eser Zorlu. Bu ekip, o dönem gazetelerde çıkan ve insanları korkutan bazı konuları filme almak istemiş olmalı. Filmin sonuna kadar sapığın kim olduğunu göremiyoruz, kaçma-kovalamaca sahnelerinde sadece sapığın ayağındaki kar botları görünüyor.

Oteldeki kişileri polis her cinayette sorguluyor ama cinayetler, oteldekilerin pek de umurunda değil. Hatta filmin hemen başında otelde kalan bir adamın kalp krizi geçirip ölmesi bile sapığın işi olarak yorumlanıyor. Sonrasında polis yine bu hususta oteldekileri sorguya çekiyor. Fakat bir tek profesör, adamın kalp krizinden de ölmüş olabileceğini belirtiyor.

Ters Köşe yok. Dan Dan Dan

Sonrasında teker teker sapıkla, yani Cengiz Özer ile dalga geçen kadınlar öldürülüyor. Cengiz Özer’in filmin iki sahnesinde annesiyle dertleşmesi ve onun ölümünden etkilenerek kendini otele kapatması gerekçe gibi gösterilerek sapığın o olamayacağı izlenimi verilmek isteniyor ama bunda pek başarılı olunduğu söylenemez. Zira filmin ortalarında sapığın o olabileceği iddiaları ağırlık kazanıyor ama yine de bir ters köşe beklenirken, film bunu yapmıyor. Çünkü senaryo, çok güdük ve klişe.

Filme biraz da aksiyon boca etmek için senaryoya bir eroin mafyasının işlerini otelden yürütmesi ve içeriye sızdırdıkları bir adamla oteldeki bir ortağın, oteli diğer ortaktan alıp, tek başına randevu evi gibi yönetmek istemesi de eklenmiş. Ama bu biraz sos niyeti görmüş ve esas konuyla alakasız bir yan konu oluşturularak filmdeki hava dağıtılmak istenmiş. Zaten film boyunca sapık katile karşı bir antipati de duyamıyorsunuz, zira bunu destekleyecek bir şekilde oteldeki kişilerde hatta çevredekilerde etkilenme göremiyorsunuz. Tabi filme biraz da erotizm sosu ilave edilerek ortaya bir şeyler çıkarılmaya çalışılmış.

Son söz olarak şunu söyleyebiliriz: Her ne kadar klişelerle birlikte üretilen bir senaryo olsa da, filmin gerçek bir olaya dayanması ve hareketli, özenli kamera kullanımı, filmi izlenebilir kılıyor. Bu açıdan film, B tipi kategorinin, dönemine göre çekilmiş “Manyak”, “Şeytan Kızlar”, “Lanetli Kadınlar” gibi filmlerinin bir tık daha ilerisinde. Bu, diyaloglar için de geçerli. Hareketli ve izlenebilir bir film. Tutkunları için mutlaka kaçırılmaması gerekiyor.

Meraklısına Not:

Bu arada meraklıları için analizi bitirirken kısa bir not da ekleyelim. Filme konu olan esas sapık Olcay Zaimgil, 22 Şubat 1986 Cumartesi günü, Harbiye As Sineması’nda bir sapığın hatıralarını anlatan Kolejli Kız filmini izledikten sonra polislerce yakalanıp tutuklanmıştır.

* Baykal Kent’in can verdiği profesör rolünün, filmin sonundaki repliği.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir