Urfalı Babi ve Salako

Senaristliğini Ertem Eğilmez ve Sadık Şendil’in, yönetmenliğini ise Atıf Yılmaz’ın yaptığı 1974 tarihli Arzu Film prodüksiyonu Salako ilk başrolünde devleşen Kemal Sunal’a güldürü yıldızı olma yolunu açmakla kalmamış, birkaç yıl önce ‘’Canan’’ 45’liği ile ismini duyuran Urfalı Babi’yi de geniş kitlelere ulaştırmış bir filmdir.

Yılmaz Kayral nam-ı diğer Urfalı Babi, 1960’lı yılların ikinci yarısında plak doldurmaya başlar. Yazdığı şiirlerin bazılarını besteler ve diğer sanatçılarla paylaşır. Sazıyla sözüyle, deli dolu halleriyle, davudi sesiyle ve hippi görüntüsüyle müzik piyasasında ilgiyle karşılanır. 1971 yılında Ezgi Folk Üçlüsü ile beraber doldurduğu ’’Canan’’ plağı ile ilk büyük çıkışını yapar. ‘’Canan’’ o kadar tutulur ki çok kısa bir süre sonra Fransız ikili ‘’Diane & David’’ tarafından ‘’marakaslı ve gitarlı’’ flamenko versiyonu yapılır (Sur Les Quais D’Istanbul – EZGİ PLAK – 45.160)

Bugün Urfalı Babi dendiğinde şüphesiz akla ilk gelen şarkılar ‘’Canan’’ ve ‘’Salako’’. Aslına bakarsanız ‘’Salako’’, Urfalı Babi’nin rol aldığı ilk film değildir. Babi, tiyatro sahnesine ve film setlerine zaten alışkındır. 1970’li yılların başında Ali Avaz’ın yönettiği, güncel siyasi olayların taşlandığı ‘’Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’’ isimli tiyatro oyununda rol almıştır. ‘’Salako’’ öncesi ise Ayhan Işık, Murat Soydan Orhan Günşiray, Bahar Erdeniz, Feri Cansel gibi isimlerle beraber birkaç filmde oynamıştır.

‘’Salako’’ da canlandırdığı karakter ise bir nevi gerçek hayattaki Babi’dir. Tek fark; Babi’nin İstanbul’da yaşayıp Plakçılar Çarşısı ile Beyoğlu arasında mekik dokumasıdır. Baki olan ise Babi’nin rintliğidir. Sazıyla sözüyle, hayat verdiği abdal rolü ve hikaye anlatıcılığıyla filme renk katar.

Film; Salako’nun tesadüfler sonucu eşkiya oluşunu ve sonunda sevdiceği Emine’ye kavuşmasının hikayesidir. Halk edebiyatımızda, her biri önemli yerlere sahip Kiziroğlu, Köroğlu, Dadaloğlu, Koçero gibi karakterlerin kahramanlık mitosları hicvedilir. Kahramanımız Salako, saf, sevimli ve sakardır.

Jenerikle beraber hepimizin bildiği ‘’Salako’’ şarkısı çalmaya başlar, bu melodiler bahsettiğimiz ‘’Canan’’ dan başkası değildir. Şarkı, film için yeniden uyarlanmıştır. Kahramanımız Salako’nun içine düşeceği ahval, Babi tarafından özetlenir:

Salako’nun hünerleri aman aman (2)
Şaşırttı köylüleri
Kabadayı Salako
Hemde çifte yürekli vay vay
Geliyor Salako, Eyvah
Aman Salako, Yaman Salako (2)

Salako’nun şanı şöhreti aman aman(2)
Sardı tüm memleketi,
Kaçırdı Emine’yi,
Duyanlar hayret etti vay vay
Geliyor Salako, Eyvah
Aman Salako, Yaman Salako (2)

Salako’nun namı yürüdü aman aman (2)
Hamido’yu öldürdü
Malları geri verdi,
Köylüleri güldürdü, vay vay
Geliyor Salako, Eyvah
Aman Salako, Yaman Salako (2)

Ağa kızı Emine’ye umutsuz aşkla bağlanan Salako çareyi intihar etmekte bulur. İpi bağladığı çardak çürüktür ve çöker. Kahramanımız kurtulur fakat izin almadan intihar etmeye kalktığı gerekçesiyle Ağa’nın falaka cezasından kurtulamaz. Ağa’nın sorgusunda renk vermese de Emine’nin bakışları bu sevgiden haberdar olduğunu belli eder.

Köy kahvesinde arkadaşlarıyla beraber oturan Babi, Salako’yu görünce rahat durmaz:

Salak oğlan kendini asarken çardak çöktü (2)
Emine’siz yaşamam diye gözyaşı döktü (2)

Mevzubahis eser ; 1968 yılında ‘’Aşkın Plak’’ etiketiyle piyasaya sürülen ‘’Bizler Kaldık Fukara’’ dır. Urfalı Babi tarafından filme adapte edilmiştir.
Köy kahvesinde Babi ve arkadaşlarıyla dertleşen Salako, Emine’ye sevdiğini söylemesi gerektiğini anlar. Eski bir Anadolu geleneği olan Baca Pilavı pişirmeye ve Emine’nin damına konup ilan-ı aşk etmeye ikna olur. Pilav pişer, halay kurulur. Çimenlere bağdaş kuran Babi, sazıyla enstrümantal olarak ‘’Süt İçtim Dilim Yandı’’ türküsünü icra eder.

Elinde pilav tabağıyla Ağa’nın damına çıkan Salako, Babi’den duyduklarını tekrarlayarak Emine için serenata başlar:

Elli dirhem kaşarım,
Kız aklına şaşarım,
Kaç senedir Eminem,
Ben peşinden koşarım (2)
Ağa ve karısına yakalanan Salako, gaf üstüne gaf yapar:
Ayna attım tarlaya,
Tarla yüzün parlaya,
Ne zaman gireceğiz, ikimiz bir yatağa (2)

Salako

Bu sahnede ise Şemsi Belli’nin 1968 yılında yayınlanan meşhur ‘’Anayasso’’ şiirinin aynı yıl ve aynı isimle plak olarak çıkan Urfalı Babi yorumunun melodisi kullanılmıştır. Filmin akışına uygun olarak sözler değiştirilmiştir.
Reşit Ağa’nın doğrulttuğu silahtan kaçan Salako, evin bacasından içeri düşer ve yakalanır. Yine falakadan kurtulamaz. Salakomuzun dövülmesine yüreği el vermeyen Emine, babasına mani olmak istese de, Ağa’nın hışmına uğrar. Salako bu durumu Emine’nin de kendisini sevdiğine yorar.

Babi, köy kahvesinde yine sazı eline alır ve ‘’Şeker Oğlan’’ isimli türküyü kendince yorumlar:

Ağadan kaçan oğlan, dağlardan aşan oğlan (2)
Emine’yi kandırırken, bacadan düşen oğlan
Aman Salak Oğlan, Yandım Salak Oğlan

Kahvedekilerle hasbihal eden Salako, Ağa’nın, Emine’yi Tüccar Abuzer’e vereceğini öğrenir. Artık tek yol vardır; Emine’yi kaçırmak.
Abuzer’e verileceğini öğrenen Emine ise gönlünü çoktan Eşkiya Hamido’ya kaptırmıştır. Çeyiz tepsisini Abuzer’e götüren Salako, dönüşte Abuzer’in hazırladığı ‘’Şirinlik Tepsisi’’yle eve yollanır. Köy kahvesinde oturan Babi; tekrardan ‘’Bizler Kaldık Fukara’’ üzerine doğaçlar:

Be Allah’ın kerizi,
Kırdı çürük cevizi,
Hem Emine’yi istiyor,
Hem taşıyor çeyizi

Salako, Babi ve arkadaşlarının gazı ile eve giden yoldan geri dönüp, tepsiyi Abuzer’in kafasına geçirmek üzere geri döner.

Babi’nin ‘’Misket’’ performansı ile Abuzer’in kapısına dayanan Salako’muz, cesurca tepsiyi yere fırlatır. Kaçınılmaz son yine falakadır.

Salako urfalı babi

Nikah gecesi kaçmaya karar veren Emine, bahçede ikinci kez intihar girişiminde bulunan Salako’ya yalandan sevdiğini söyler. Hamido’ya varabilmek ve Abuzer’den kurtuabilmek için tüm yollar mübahtır. Emine ipi Salako’nun boynundan çıkarır. Kadife, Emine ve Salako yola koyulurlar. Aslında Emine, Salako’yu kaçırmış olur. Sabahleyin gelini almaya gelen Damat Abuzer olanları duyunca şoke olur. Olay namus meselesine dönüşür. Köylü de olanlara inanamaz. Abuzer, Ağa, İzci Mehmet ve arkadaşlarından oluşan ekip arama çalışmalarına başlar.

Çıkın komşular çıkın, Salak oğlana bakın (2)
Emine’yi kaçırmış, yiğide selam çakın (2)
Ağa dövdü o sustu, sonra evini bastı (2)
Kaçırdı Emine’yi dağda bağrına bastı

Burada film için yeniden yorumlanan bir diğer Urfalı Babi eseri , 1969 yılında Türkofon’dan çıkan ‘’Nebahat’’. Aynı melodiyi 1980’ler boyunca ‘’Hayriyem’’ türküsü yorumlarında sıkça duyarız.
Dere kenarındaki çalılıklarda ikilimizi görürüz. Ayrı yerlerde soyunurlar. Salako, Emine’yi görür ve ona yaklaşır. Sahneye gayet uygun birşekilde ‘’Salako’’ nun slow tempo enstrümantal bir versiyonu çalar. Filmin sonuna dek Salako ve Emine’nin yakınlaşacağı tüm sahnelerde bu müziği duyarız. Emine kızar ve silah doğrultur: ‘’Bugün Salı, bugün olmaz, Salı sallanır. Tüm erkekliğin bağlanır bana ilişirsen’’ diyerek başından savar.

Kaçakları arayan arama ekibi, Hamido ve eşkiyaları tarafından kuşatılır. Bu sahnede ise yine slow tempo ve enstrümantal olarak ‘’Lambaya Püf De ‘’ çalar. Hamido ve eşkiyalarının harekete geçeceği tüm sahnelerde ise bu müzik kullanılır. Dönemin meşhur melodisi, harika yorumlanmıştır.

Hamido, Ağa’yı tanır, yanına gelip elini öper. Hamido da inanmaz Salako’nun Emine’yi kaçırdığına. Abuzer’in ise aklı fikri Emine’de dir. Köylüyü kendine borçlandıran Abuzer, minibüsle bankaya varacak köylüyü soyması için Hamido’yu görevlendirir.

Ertesi sabah Salako, mağarada uyuyan Emine’ye tekrar yanaşır fakat planları yine suya düşer, çünkü Çarşamba, çarşafa dolanır.

Hamido’nun adamları mağarada uyuyan Emine’yi yakalar. Emine, Hamido’yu aradığını söyler ve hep beraber yola çıkarlar. Salako terkedilmiştir ama yine de Emine’yi takip eder. Öndekiler Hamido’nun meskeni ne girer. Hamido içeride çalgı çengi alemindedir. Beş yıl önce tarlada Hamido’dan aldığı yazmayı gösteren Emine, onun için kaçtığını söyler. Hamido Emine’yi ciddiye almaz. Amacına ulaşamayınca sabaha babasına verilmek üzere odaya kapatılır. Hamido’ya gelen Salako, Emine’yi ister fakat kapı dışarı edilir. Damdan eve girer, bu sırada alt kattan gelen silah sesiyle irkilir, ahşap zemin çöker ve Hamido’nun kucağına düşer. Tekrar kapı dışarı edilir. Bu sahnede ise ‘’Salako’’ nun matrak bir enstrümantal yorumunu duyarız.

Emine, kapatıldığı odanın penceresinden Hamido‘yu bir çengi ile görür. Hayalleri tamamen yıkılır.
Salako
diğer girişiminde ise yanlışlıkla Hamido’nun odasına girer. Burada ise introsu gerilim hissiyatı veren ‘’Salako’’ nun bir diğer farklı enstrümantal versiyonunu duyarız. Rahat durmayan Salako, Emine’nin yanına kapatılır.

Hamido ve adamları yanlarına Emine ve Salako’yu da alarak yola çıkarlar. Eşkiyalar, köylüyü taşıyan minibüsün yolunu keserler. Fırsattan istifade eden Emine, dişleriyle Salako’nun eline bağlı olan ipleri çözer ama Hamido’ya yakalanırlar. Emine, Hamido’yu vurur. Vurulup tepeden düşen Hamido’ya adamları koşar. Soyulan köylü, Hamido’yu Salako’nun vurduğunu düşünür. Salako ise Hamido’nun bıraktığı içi para dolu bavulu tepeden köylülerin üzerine savurur. Köylüden alınan paralar, köylüye geri dönmüş olur.

Kahramanlarımız tekrar kaçmaya başlarlar, Hamido’nun adamları ise peşlerindedir. Minibüs köye döner. Hamido’nun cesedini gören Abuzer ve Ağa kalakalırlar. Onlara kötü haberi veren ise Babi’dir. Köylü, yaşadıklarını bire bin katarak anlatır ve böylece Salako Efsanesi yürür gider. Abuzer ve Ağa, hayalkırıklığı içersinde köy kahvesinden dönerler. Babi yine sazı eline alır ve köylü el çırparak ona eşlik eder:

Salako’nun hünerleri aman aman (2)
Şaşırtır köylüleri
Kabadayı Salako
Hemde çifte yürekli vay vay
Geliyor Salako, Eyvah
Aman Salako, Yandım Salako (2)

Salako 3

Dağları tepeleri aşan Emine ve Salako, dere kenarına inerler. Günlerden Perşembe’dir ve Perşembe perişanlıktır, kısacası yine ikna olmuştur, Cuma’ya birşey kalmamıştır.

Abuzer ve Ağa adamlarını toplayıp yine peşlerine düşerler. Salako armut toplamakta, Emine ise çayırda oturup toplanan armutları yemektedir. Hamido’nun adamı Tilki Selim, Emine’nin arkasından kadraja girer. Salako yine bir sakarlık yapar ve armut ağacının üstünden Tilki Selim’in üstüne düşer.

Kaçaklar, Hamido’nun adamları ve Ağa’nın adamları arasında kalırlar. Kaçacak yer yoktur ve iki ateş arasındadırlar. O esnada iki tarafın tam ortasında kocaman bir çukur bulup, sığınırlar. Birbirini görmeden ateş etmeye devam eden iki taraf, ateşi kesip uzaklaşırlar. Emine ve Salako yine kurtulur. Köy kahvesinde Babi ve dostlarına kulak veririz:

Helal olsun Salako, eşkiyayı yıldırdı,
Ağa’nın adamları altlarına doldurdu,
Ağa’nın adamları donlarına doldurdu

Bu dizelere de yine ‘’Bizler Kaldık Fukara’’ melodisi eşlik eder.
Emine’nin altınlarını bozdurmak için kasabaya inerler. Kasaba ahalisi, gazetelere haber olan Salako’yu bir anda karşısında görür.

Haber Salako’ya okunur, Sarraf’ın yolu gösterilir. Altını bozdurmak isteyen Salako, kendisinden korkan Sarraf’ın verdiği paraya bir anlam veremez. Kahramanımız Bakkal’dan erzak, Kumaşçı’dan kumaş alır. Kendisini tıraş eden Berber’in elleri titrer. Hediye edilen mallarla ve atla, kaldığı mağaraya geri döner.

Ağa’nın adamları mağaranın önündedir, usulca içeriye girerler, Emine’yi yakalayıp, ağzını bağlarlar. Selim, mağarada Emine’ye tecavüze yeltenir. Sesleri duyan Salako, mağaranın tepesindeki boşluktan onları gözetler. Emine, Selim’e bıçak çeker: ‘’Kız oğlan kızım ben’’ der. Emine Selim’e, Salako’nun bişeyi olmadığını, beş yıl evvel Hamido’nun yavuklusu olduğunu, babasının onu Abuzer’e vermeye kalktığını, Salako’ya yalan söylediğini, Hamido’ya götürmesi için Salako’yu yanına aldığını, Hamido’nun dönek olduğunu, babasından korktuğu için eve dönemediğini söyler. Bu sözler Selim’i durduramaz. Mağaranın tepesindeki delikten Selim’in üstüne düşen sakar kahramanımız bu şekilde Emine’yi kurtarır. Emine delikten yukarı çıkar. Kendine gelen Tilki Selim, mağaradan dışarı koşmaya başlar ve arkadaşları tarafından Salako zannedilerek haklanır. Diğer eşkıyaların da akibeti aynıdır, gören cin çarpmışa döner.
Emine, kahramanımıza koşar ama Salako işin aslını öğrendiğinden artık gönlü yoktur. Duyduklarını Emine’nin yüzüne çarpar ve topladığı malları bırakıp, Emine’yi terk eder. Tek dostu artık Kadife’dir.

Ağa, Abuzer ve adamları terkedilen Emine’yi yalnız başına yakalarlar. Ağa, kızı Emine’yi döver. Canı yanan Emine, Salako’nun elinin eline değmediğini söyler. Ağa tekrar adamlarını Salako’nun üzerine salar.

Etrafı sarılınca kaçmaya başlar. Uçurumdan düşüp, bir biçerdöver üzerine konar. Önüne çıkan Ağa’nın adamlarını böylece kolaylıkla bertaraf eder. Samanların önünde soluklanan Emine, Abuzer ve Ağa, Salako’nun gazabından kurtulamaz. Salako biçerdöveri durduramaz. Biçerdövere takılan üçlü sürüklenir. Makinenin bir anlık durmasıyla vargüçleriyle koşmaya başlarlar ama biçerdöveri yine durduramaz ve önünden kaçanları kovalamaya başlar. Abuzer ve Ağa, Salako’ya yalvarırlar, canlarını kurtarmak için falakaya yatmaya razıdırlar. Biçerdöver barakaya takılır ve durur.

Şimdi sıra artık kahramınızdadır. Ağa ve Abuzer’in ayak tabanlarını morartarak, tüm çektiklerinin intikamını alır. Ağa, kahramanımıza önce para daha sonra da kızını teklif eder ama oralı olmaz.

Ahali, Ağa’nın bahçesine varır. Ancak kırık bir kalbi olan kahramanımız yaşadığı herşeyi unutmak istercesine herkesi terkeder. Emine kaptığı tüfekle Salako’nun peşine düşer ve ona ilan- ı aşk eder ama Salako yine oralı olmaz. Emine ‘’Eve dön’’ der, ‘’kaçır beni’’der yine oralı olmaz. ‘’Döv beni, kızdıysan öldür beni der’’. Salakomuz yoluna gider ve Emine arkasından ateş eder.

Emine, Salako’nun sırtına silah dayayıp onu kaçırır. Artık Emine için tek yol, Salako ile halvet olmaktır. Silah zoruyla çukura girer ve soyunmak zorunda kalır.

Son sözü Babi söyler:
‘’Salo’mu avanak, biz mi avanak? Bir salak oğlana umut bağladık. Salak oğlan bizden açıkgöz çıktı. Bu avanak köylü toplanıp, hakkını arayacağına hep olmaz kişilerden medet umar durur: Hamido Destanı, Salako Destanı… Hep böyle mi sürecek bu iş? Salak oğlan erdi muradına, biz girelim yine iğneli fıçıya, boşveeeer’’.

Salako’nun hünerleri aman aman (2)
Şaşırttı köylüleri
Kabadayı Salako
Hemde çifte yürekli vay vay
Geliyor Salako, Eyvah
Aman Salako, Yaman Salako (2)

Salako ve Emine sesleri duyup, çukurdan başlarını uzatıp gülümserler. Film mutlu sonla biter. Tek kurşun bile sıkmadan eşkiya olan Salako’nun hikayesi böyledir. İzleyici mutludur. Salako, Emine’ye kavuşmuştur.

Arzu Film tarafından, yakın zamanda filmin tamamı ve set fotoğrafları yüksek çözünürlüklü olarak internet ortamına yüklendi.

Filmi tekrar izlemek, çeyrek asır evvel aramızdan ayrılan değerli sanatçı Yılmaz KayralUrfalı Babi’yi anmak için güzel bir vesile. Urfalı Babi’yi İzlediğimiz belge niteliğindeki bu en önemli yapıta her daim sahip çıkılması dileğiyle.

…..oOo…..

Sinematik Yeşilçam için Yazan: Sabahattin Bilgiç 2017

Vizyon Tarihi: 1 Aralık 1974
Yapımı: 1974 – Türkiye
Süre: 94 Dak.
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Oyuncular: Kemal Sunal, İhsan Yüce, Meral Zeren, Oktar Durukan, Özden Yüce, Talat Gözbak, Talat Gözbak, Kudret Karadağ, Ahmet Kostarika
Müzik: Urfalı Babi
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Senaryo: Ertem Eğilmez, Sadık Şendil
Yapımcı: Arzu Film – Ertem Eğilmez ve Nahit Ataman

Ses Teknisyeni: Necip Sarıcıoğlu Kurgu: İsmail Kalkan, Mevlüt Koçak, Sanat Yönetmeni: Basri Büyükcan Yönetmen Yardımcısı: Sami Güçlü Kamera Asistanı: Orhan Oğuz Post-Prodüksiyon: Sezai Elmaskaya (Negatif Kurgu) Hasan Örnek (Laboratuar Şefi) Kostüm Tasarım: Yılmaz Sengelli Yapım Ekibi: Yılmaz Kanat, Ekrem Ülgey Işık Ekibi: Yusuf Tümen, Mehmet Aydoğmuş

3 thoughts on “Urfalı Babi ve Salako

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir