Baba dostumuz, tütün tüccarı İhsan Doruk Bey’in Bursa’da da bir şubesi vardı. Atatürk Caddesi’nde babamla komşuydular. O tanışıklık dolayısıyla bana bir teklif getirdi. Cahide Sonku’nun müzikal bir film yapmak istediğini, başrol oyunculuğu için beni düşündüklerini bildirdi. O gün evimizdeki sevinci anlatamam. Demek Yeşilçam da artık kapılarını bana açmaya hazırlanıyordu. Plaktan sonra, beyazperde… Yüreğim dayanabilecek mi acaba bu heyecanlara?
Cahide Sonku’nun müzikal çevirme isteğini babama da kabul ettirdiler. Babam, ”bir yıl daha sabredin, okulu bitsin’’ diye direnmek istedi. Fakat Cahide Sonku Hanım, ”geceleri de çalışırız sınavlara mani olmayız’’ garantisini verince, ”Beklenen Şarkı’’ ile kamera karşısına geçtim. Film, rahmetli Cahide Sonku ile kocası İhsan Doruk’un sahibi oldukları Sonku Film hesabına çevrilmişti. Filmin müzik direktörü bendim. Fon müziklerini ise Sadi Işılay yapmıştı. Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki sınavlarım dolayısıyla film 8 ayda zar zor tamamlanabildi. Fakat harika bir yapıt oldu. En küçük rolde dahi Şehir Tiyatrosu artistleri oynadı. Çok büyük kadroydu.
Zeki Müren yıllar sonra işte böyle aynı heyecanla anlatmıştı Yeşilçam‘daki ilk macerasını. Zeki Müren’e sevgilisi rolünde çıtı pıtı genç kız Jeyan Ayral eşlik ederken, sinemamızın prima donna’sı Cahide Sonku, Zeki’nin hem sevgilisinin annesi hem de yıllar önce ölen babasının sevgilisi rolünde güzelliğiyle göz kamaştırıyordu. Bedia Muvahhit, Talat Artemel, Sami Ayanoğlu, Hadi Hün, İbrahim Delideniz, Refik Kemal Arduman, Melahat İçli, Necmi Oy, Abdurrahman Palay, Kemal Tözem, Muhip Arcıman, Rıza Tüzün gibi çok değerli oyuncular ve dublaj sanatçıları filmi adeta yıldızlar geçidine çeviriyordu. Jenerikte isimleri tek tek yazılan üstat sazendeler : Sadi Işılay, Cevdet Çağla, Emin Ongan, Haluk Recai, Vecdi Seyhun, Feyzi Aslangil, Vecihe Daryal, İzzettin Ökte, Yorgo Bacanos, Fikret Kutluğ, Hüsnü Coşar, Burhanettin Ökte filmi ayrı bir güzellik katıyordu. Güzel İstanbul’un son demleri kayda alınırken, musiki şöleni izleyenleri mest ediyordu.
Karakterlerin kullandığı fevkalade akıcı anadil, günümüz izleyicilerini adeta büyülüyor. Benden duymuş olun, filmin temiz bir kopyası tek bölüm olarak yeniden internet ortamına yüklendi geçtiğimiz günlerde.
Filmin senaryosu öteden beri Ses Opereti’ne şarkılar yazan Bursalı Sadık Şendil tarafından ustalıkla kaleme alınmıştı. Şendil, filmde tıpkı gerçek hayattaki Zeki Müren’in yaşadığı gibi musikiye istidatlı genç hademeyi bir dizi tesadüfler sonucu radyo temsiline göndererek, kendisine şöhretin kapılarını aralıyordu. Filmin hikayesini kendisinden dinleyelim : ”Senaryoyu yazarken önce Zeki’den ne olur, diye düşündüm. Bir baba, yahut bir müzik öğretmeni olmak için henüz pek gençti. Bir katil ya da bir kaçakçı da olamazdı. En iyisi halkın kendisine hayran olduğu şekilde kalmasıydı. Yani sesiyle kulakları büyüleyen genç bir sanatçı. Böylece Zeki yine Zeki olarak kaldı. Sonra da artist bir baba ile romantik bir anne buldum. Bu iş bitmişti.
Zeki’nin babasının vaktiyle genç ve zengin bir kızı sevmesi ve fakat ona kavuşamaması konumuzu geçmişe bağlayacak ve filmin esas düğümünü oluşturacaktı. Öyle bir sevgili ki hem eski, genç, güzel haliyle hem de yıllarca sonraki olgun anlamlı portresiyle gösterecektim. Bundan otuz yıl önce bir sanatçının hem sazına hem de ruhuna aşık olan bir genç kız, sonra da onun anısına sonsuza kadar bağlı kalan eşsiz bir kadın. Bu kadın, kendi kızını seven Zeki’nin ıstırabını ve engellerini yenmek için gerçek bir anne gibi uğraşacak ve iki genci birleştirdiği gün kendinde yarım kalmış olan bir aşkı sürdürmenin mutluluğunu duyacak. Nasıl duymasın ki Zeki onun vaktiyle sevdiği adamın oğludur. Eski sevgilinin elinde kalan yarım bir bestenin diğer yarısı da Zeki’nin elindedir. Ve o, bu şarkıyı yıllarca beklemiştir. Görüyorsunuz ki aziz okuyucular,elde güzel çiçekler olunca bir demet yapmak nasıl kolaysa iyi artistleri düşünürek onlara perdede rol çizmek o kadar zevkli oluyor. Beklenen Şarkı’yı işte böyle düşündüm. Ve onu Zeki Müren’le Cahide Sonku’ya rahat bir gönülle teslim ettim.’’**
Filmi, eski bir müzisyenin hayatta tek hatıra bıraktığı oğlunun, hadiselerin binbir güçlükleriyle göğüs göğüse çarpışmasını ve musiki aşkının ruhtaki derin tesirlerini ifade eden müzikal ve heyecan dolu bir film şeklinde özetlemişti çiçeği burnunda genç aktör Zeki Müren.
Filme ismini veren şarkının güftesini Güzel Sanatlar Akademisi’nden tekstil desenleri hocası Sabih Gözen yazmıştı : Gözlerinin içine başka hayal girmesin / Bana ait çizgiler dikkat et silinmesin / İstersen yum gözlerini, tıpkı düşünür gibi / Benden evvel başkası görüp seni sevmesin // Kıskanırdım seni ben, kendi gözümden bile / Nasıl verirdim seni, bir gün yabancı ele / Sana gelen yollarda daima beni bekle / Benden evvel başkası görüp seni sevmesin.
Güfteyi çok beğenen Zeki Müren, nihavend makamında bestelediği ünlü eserin ortaya çıkış hikayesini şöyle anlatıyordu: ”Bursa’ya anneciğimin yanına dinlenmeye gitmiştim… Bir sabah erkenden yatağımdan fırlamış, yatağa oturmuş, yine bir şeyler düşünüyordum. Yavaş yavaş bir valsin melodilerini mırıldanmaya başlamıştım. Hemen başucumda bulunan ses alma makinesini açarak bu melodiyi kaydettim. Sonra onu tekrar tekrar söyledim ve dinledim… Önce bu şarkımdan ümitli değildim fakat sonra işler değişti…’’
”Filmde beni konuşmak için Muzaffer Aslan bey düşünülmüştü. Fakat ben kendi dublajımı yapmak için çırpınıyordum. Bu dileğimi Cahide Sonku’ya ilettim. Başaramayayım, dublajı Şehir Tiyatrosu aktörü Muzaffer Aslan yapsın diye zor bir sahne önüme koydular. Hiç unutmam, diyalog aynen şöyleydi: ”Ne hakkınız vardı, ne hakkınız var. Hangi hakla tazminatımı ödememek cesaretini gösteriyorsunuz. Hangi hakla bana bunu yaparsınız. Kocanızda da sizde de aynı ruh. Parayla her şeyin satın alınabileceğini zannediyorsunuz. Siz menfaatlere dayanmayan dostlukları anlayamaz mısınız?’’
Cahide Sonku bu uzun konuşma bitince Kriton İliadis’e döndü, ”oldu galiba’’ diye mırıldandı. Kriton İliadis içerden şöyle bağırdı : Daha ne olacak bre Cahidamiku? Oldu bre. En büyük sahne yaptı çocuk. Daha başkası ne yapacak ki?
”Beklenen Şarkı’’ ile birlikte bütün filmlerimin dublajını kendim yaptım. Beyazperdede kendimi kendim konuştum’’
Filmde yer alan besteler :
- Ey büt-i nev eda olmuşum müptela (Koro) / Dede Efendi
- Al sazını sevdiceğim / Bimen Şen
- Zehretme hayatı bana / Zeki Müren
- Sen sanki baharın / Musa Süreyya Bey
- Seni sevda çiçeğim / İbrahim Efendi
- Bir Kır Çiçeği / Sadi Işılay
- Tut-i Mucize Guyem / Itri
- Telgrafın Tellerine / İstanbul Türküsü
- Bende hicran yarası / Sadi Işılay
- Bir Yaz Yağmuru / Zeki Müren
- Şehnaz Divan / Nevres Paşa
- Beklenen Şarkı / Zeki Müren
”Beklenen Şarkı”dan Sonrası…
Yapımcılığı, yönetmenliği (Orhan Arıburnu ve Sami Ayanoğlu ile) ve başrolü üstlenen Cahide Sonku’lu bu ilk film radyo ve plaklarda sesini henüz duyurmaya başlayan ve o günlerde halk tarafından merak edilen Zeki Müren’i büyük bir üne kavuşturmakla kalmadı melodramın alt türü olan şarkıcı filmleri furyasını başlattı. Büyük seyirci toplayan film gişe rekorları kırdı ve yapımcı Cahide Sonku’ya büyük hasılat kazandırdı. Hatta rivayete göre Cahide Sonku’nun filmden kazandığı paralarla aldığı son model 1954 Buick’i galaların yapıldığı kentlerdeki sinemaların önlerinde havalara kaldırıldı. Yeşilçam’da ”Müren’li Yıllar” devri başladı. Filmler, plaklar, mecmualar, gazino programlarıyla artan büyük ilgi hiç bir sanatçıya nasip olmayacak, ”Sanat Güneşi” payesiyle taçlanan Zeki Müren kısa sürede bir popüler kültür ikonuna dönüşecekti.
Biz tekrardan o günlere dönelim. Halkın büyük ilgisine mazhar olan film eleştirmenleri ikiye ayırmıştı. Akşam gazetesinden Çetin A. Özkırım : ‘’Filmin jönü, sesini radyoda duyduğumuz Zeki Müren. Biraz fazla nazenin, şişmanca, kısa boylu, lepiska saçlı, ahu gözlü, hoplaya hoplaya yürüyen baygın bakışlı bir genç. Rolünü pek sevmiş olacak, dört elle sarılmış. Amma aktör olmadığı için ne kadar sevse, orta mektepli sene sonu veda müsameresine çıkan zengin çocuğu havasında’’ yorumunda bulunmuş. Aynı gazeteden Ekrem Reşit Rey : ‘’Sesini radyo ve plaklardan kemali zevkle dinleyenler, Zeki Müren’i burada hem dinlemek hem de görmek fırsatını buluyorlar. İyi ve güzel uğruna hiçbir masraftan kaçınılmamış; mesela üç, beş sazende ile çevrilecek bir sahnede, şehrimizin en maruf saz sanatkarlarından mürekkep yirmi, yirmi beş kişilik bir heyet görüyor ve dinliyoruz’’ diyerek olaya yapıcı yaklaşmış.
Filmin büyük başarısının etkisiyle ”Beklenen Şarkı” Zeki Müren ismiyle özdeşleşti, her daim birlikte anılır oldu. Ölümsüz sanatçı, yıllar sonra verdiği bir röportajda söylediği üzere hayatındaki en büyük üç mutluluktan ilkini belki de en büyüğünü şöyle tarif ediyordu :
”Şimdi, bütün ömrümce yaşadığım üç mutluluğu arz edeyim efendim… Sene 1955 Beklenen Şarkı filmi, yani ilk filmim oynayalı bir sene olmuş… 54’de rahmetli Cahide Sonku Hanım ile çevirmiştik… ”Beklenen Şarkı” benim bestem… Vals usulünde, nihavend makamında… “Gözlerinin içine başka hayal girmesin / Bana ait çizgiler dikkat et silinmesin…’’ dillerde dolanıyor. Daha sahneye çıkmamışım, radyo’da okuyorum… Ve efendim Harp Okulu Müdürlüğü’nden resmi bir mektup aldım. Diyor ki yazan zat: “19 Mayıs hareketleri için bize 20 gün öncesinden ”beklenen şarkı” nızın notasını lütfen gönderiniz…” Çünkü bu sene harp okulu ilk defa bir Türk bestecisinin, ki düşününüz 1954’ün Zeki Müren’i, ilk defa bir Türk bestecisi’nin bestesiyle hareketlerini yapacaklar stadyumda… Nasıl sevindim… Adeta inanamadım. Hemen yazdım temiz şekilde, gönderdim. Heyecanla bekliyorum ve o sabah oldu, ayrıca onu arz edeyim, “Siz de..” diyor komutan, “Şeref Tribünü’nde misafirimizsiniz…” Fakat, benim imtihanlarıma rastlayan günler… Ankara’ya gidersem dönüşüm çok zor olacak. Ben ancak, İstanbul’da evimde, radyoda izleyebildim… Bando, şimdi televizyon da yok o devirde, hayalimde canlandırıyorum, o gençliğin daha evvel Mavi Tuna, Tuna Dalgaları gibi Avrupa’nın çok tanınmış bestecilerinin vals’leriyle hareketlerini yapan bu aslan gibi Türk gençleri, bu kez benim naçiz bir bestemle 19 Mayıs hareketlerini yapıyorlar… Yıllar sonra Ankara Radyosu bana onun bir kasetini, yani bandonun çaldığı şekliyle hediye etti. Levent’teki evimde, dolabımda anılarımın arasında saklarım… Beni çok mutlu eden olayın biri budur…’’
Şarkının ve filmin büyük başarısına rağmen şaşırtıcı biçimde İstanbul Radyosu şarkının çalınmasını yasakladı. Bu ilginç kararın gerekçesi eserin bir dönem oldukça popüler olan Mısır filmlerini hatırlatan arabesk nağmeler içermesiydi. Şarkıyı yasaklayan idarecilerin başında, vaktiyle Mısır filmlerine öykündüğü için eleştirilen ve Mısır filmlerine ilk Türkçe sözlü eserleri yapan Üstat Münir Nurettin Selçuk geliyordu.
Cahide Sonku Vs. Zeki Müren
Büyük başarı ve hasılat Zeki Müren ile lisedeyken Beyoğlu’nda gezerken fotoğraflarını hayranlıkla seyrettiği büyük aktris Cahide Sonku arasına nifak tohumları ekecek, iki yıldız mahkemelik olacaktı. Peki ne olmuştu da aralarına kara kedi girmişti. Her iki cephenin de söylediklerini naklederek yazımızı nihayete erdirelim. Söz önce Cahide Sonku’da : ‘’Beklenen Şarkı’’ bir buçuk milyon gibi hiç düşünmediğimiz büyük bir hasılat getiriyor. Zeki Müren ise ikinci film için mukavele yapmaya yanaşmıyor. Boş kağıt imzalıyor sadece. Neyse filmin tam ortasına geldik. Zeki Müren ‘’İki yüz bin lira isterim, yoksa filmi bırakırım’’ diyor. Oysa biz,filme başlamadan önce 25 bin lira diye konuşmuşuz… Ben de:
‘’ – Bırak oğlum, tamam… Biz senden para kazanmak istemiyoruz’’ diyorum.
Konuşmalarımız sırasında İhsan, sinirden dişlerini sıkıyor. Benim Arap damarım tuttu. ‘’Beş kuruş bile vermem’’ diyip işi kesiyorum. Film setinde Zeki Müren’in bu davranışı karşısında yirmibeş imza topladık. Ve kağıtları mahkemeye sunmak üzere kasaya koyduk. Filmin de bazı sahnelerini değiştirdik. Film bittikten sonra Zeki’yle mahkemelik olduk. O günlerde de çocuğumu doğurmuşum. Ve ben mahkemeye gitmedim. Sonunda Zeki Müren, 200 bin lirayı benden çatır çatır aldı…’’
Cahide Sonku’nun iddiaları bu şekildeydi. Zeki Müren, Cahide Sonku’nun vefatından sonra Nokta Dergisi muhabiri Ayda Özlü Çevik’e şu açıklamaları yapıyordu :
”O filmde rol icabı Sami Ayanoğlu gazinocudur. Melahat İçli beni, ”Bu sesle neden bu çileyi çekiyorsun? Gel benim çalıştığım yerde oku’’ diyerek gazinocuya götürür. Ve benim elimden boş pulun üzerine imza attırırlar. Filmdeki adımda Zeki Müren. Ben boş pulun üzerini imzalarken kamera çalışıyor. Tabii film çeviriyoruz… Kadın, bu kağıdı saklıyor… Bunu bilenler ölmedi. Mesela avukat Buran Hanım. Film bitti, kadın tehdit ediyor. ‘’İkinci filmi de bana yapacaksın, yoksa doldururum boş pulun üstünü !’’ Oysa ne pulu? Ben imzamı rol icabı atmışım. O hala ‘’Üstünü doldururum, sana da on film çektiririm’’ dedi. Hiç aklınıza gelir mi? Bir filmde rol icabı attığınız imza santaj olarak karşınıza çıksın…’’
Cahide Sonku tarafından saklanan bu kağıt, yeni filmi için 200 bin lira isteyen Zeki Müren’in karşısına gerçekten de bir şantaj aracı olarak çıkarılıyordu. Olaya ilk tepki Cahide Sonku’nun avukatı Buran Saru Hanım’dan gelmişti. Dönemin ünlü avukatı, ”Böyle saçmalık olmaz” diyerek ünlü yıldızın yıllar yılı sürdürdüğü umumi vekilliğinden çekilmişti. Can sıkan tatsızlıklar ve kırgınlıklar dolayısıyla Zeki Müren ve Cahide Sonku ömür billah bir araya gelmeyecekti.
Sanat hayatının henüz başında böyle bir olayla karşılaşan Zeki Müren, film setlerini ve sahneleri bırakana kadar bol sıfırlı çekleri hep geri çevirmiş ”benim sözüm senettir’’ diyerek yıllar yılı ‘‘Zeki Müren Sözü” ne sadık kalmıştı. Anlaşmaları sözle yaptığı sıralarda hiç kimseye ne imza vermişti ne de yazılı akitte bulunmuştu. Sütten ağzı yanmıştı bir kere…
Yararlanılan Kaynaklar :
Cahide’nin Son Günleri, Agah Özgüç (Sayfa : 60,61,62) Broy Yayınevi – 1989
Şimdi Uzaklardasın, Ceyhan Gür (Sayfa : 45,46) AD Yayıncılık – 1996
Rakipsiz Sanatkar Zeki Müren, Emine Aşan (Sayfa : 34,35,36) – Boyut Yayın Grubu – 2003
50’li yıllarda Türkiye : Sazlı Cazlı Sözlük ”Şimdiki Zaman Beledir”, Derya Bengi (Sayfa : 40, 41, 42) Yapı Kredi Yayınları – 2016
Hayat Dudaklarda Mey – Cilt 1, Murat Meriç (Sayfa : 20,21) Anason İşleri Kitapları – 2019
Sinematik Yeşilçam İçin Hazırlayan : Sabahattin BİLGİÇ – Haziran 2020