Yönetmen: Feyzi Tuna
Senaryo: Feyzi Tuna, Halit Refiğ
Dialog: Bülent Oran
Foto Direktörü: Mustafa Yılmaz
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün
Reji Asistanları: Cüneyt Türel, Savaş Eşici Kamera Asistanı: Yılmaz Akay Prodüksiyon Amiri: Şeref Gedik, Sabri Aslankara Işık Direktörü: Erol Batıbeki Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu Set Ekibi: Nurettin Akdağ, Necdet Kökeş, Hayrettin Esen Negatif Montaj: Ali Berkan, Osman Bilen Montaj: Özdemir Arıtan Senkron: Arif Özalp, Taner Oğuz Laboratuar: Mihail Skarpetis
Oyuncular: Selma Güneri, Salih Güney, Devlet Devrim, Kuzey Vargın, Pervin Par, Reha Yurdakul, Engin İnal, Osman Çağlar, Selahattin İçsel, Lütfi Engin, Sedat Erkoç, Sedat Aldıkoğlu, Ahmet Kılıç, Ali Tara, Yılmaz Akın, Yılmaz Burçin, Turgut Kayıtmaz
Hepinize selamlar kıymetli okurlarımız. Covit-19 Küresel Salgını‘nı tüm şiddetiyle yaşarken evimizde geçirmek zorunda olduğumuz Mayıs ayında Daha Yazılacak Çok Film Var mottosunu dolaşıma sokup, altı ayda pek çok film incelemesine sitemizde yer vermiştik. Amacımız gizli kalmış ve henüz keşfedilmemiş hazineleri keşfetmenize vesile olarak hafıza tazelemekti.
3. dalgayı ve soğuğu artık iyiden iyiye hissettiğimiz bu günlerde herhalde hepimizin en sevdiği aktivite, internetin nimetlerinden faydalanarak Yeşilçam filmlerine dalmak. Eski İstanbul’a, mekanlara, ölümsüz sanatçılara doymak…
Yasak Sokaklar
60’lı yıllara ve sinemamızın siyah-beyaz dönemine özel bir ilgim olduğu için sizler için dönemin klasik gençlik filmi olan Yasak Sokaklar (1965) filmini seçtim. Feyzi Tuna‘nın yönettiği bu filmi ilk defa 2000‘lerin ilk yarısında uyduda akşam saatlerinde siyah beyaz filmler veren bir sinema kanalında seyretmiştim. Alışılagelmiş bir Yeşilçam filmine benzemeyen bu filmi çok sevmiştim. İlk yönetmenlik denemelerinde olan Tuna, bu filmde daha önce asistanlığını yaptığı Halit Refiğ ve Memduh Ün gibi ustalarla çalışmıştı. Senaryoyu beraber kaleme alan Tuna – Refiğ ikilisi, Arthur Laurents‘in bir oyunundan Jerome Robbins‘in uyarladığı ve Jerome Robbins ile Robert Wise‘ın yönetmenliğini yaptığı Amerikan Sineması’nın dev yapıtı West Side Story (1961) – Batı Yakası Hikayesi‘ni memleket koşullarına ve dinamiklerine başarıyla uyarlamışlardı.
Bülent Oran sokağın güncel dilini ölçülü argo kullanımıyla diyaloglaştırmıştı. Film ekibi, filmi müzikal olarak kurgulamayıp avantür öğeleri ve hareketi ön plana alarak yer yer Polisiye filmlere de göz kırpmışlardı. Günün moda olan enstrümantal Jazz ve Beat melodileri sekanslara zekice yerleştirilmişti. Batı Yakası Hikayesi haricinde Asi Gençlik (Yön: Nicolas Roy), Kanlı Hücum (Yön: Laslo Benedek) ve Shakespeare‘in Romeo ve Jülyet‘ini filme kaynaklık eden referanslar arasında gösterebiliriz hiç şüphesiz.
Bu bağlamda kısaca filme değinirsek; Nişantaşı‘nda oturan motosikletli çete görünümündeki zengin çocukları Oktay (Engin inal) ve arkadaşlarının hemen alt taraftaki varoş Balçık Mahallesi‘ndeki gençler Ali (Salih Güney) ve Emin‘le (Kuzey Vargın) mücadelelerini ve kavgalarını konu ediniyor. İki grup önce futbol oynarken hırlaşıp karakola düşüyor. Ali’nin ablası Nermin (Pervin Par) genç adamın çalıştığı atölyenin sahibi Vedat‘ın (Reha Yurdakul) sözlüsüdür. Ali bir gün tesadüfen Oktay’ın kız kardeşi Ayla (Selma Güneri) ile tanışıp aşık oluyor. Fakat aralarındaki sosyoekonomik uçurum birlikte olmalarına engel teşkil ediyor. Ali, önce Vedat’ın atölyesini soymaya çalışırken kıskıvrak yakalanıp hapse düşüyor. Vedat’ın şikayetçi olmamasıyla özgürlüğüne tekrar kavuşuyor ve ekürisi Emin‘le (Kuzey Vargın) yeniden soygun planları yapıyor. Emin de bu esnada Tülay‘a (Devlet Devrim) abayı yakıyor. Kenar mahalle gençlerinin tek bir amacı var: Sevdikleri zengin kızlarına kendilerini beğendirmek. Bu amaçla suça karışmaktan çekinmiyorlar. Önce petrol istasyonu soyup paraya kavuşuyorlar sonrasında araba çalıyorlar. Oktay, kız kardeşini koruma içgüdüsüyle peşlerine düşüyor aşıkların. Tehlike altında doludizgin bir aşka kapılan Ali ve Ayla en sonunda kapana kısılıyor.
Çift, araba kazasına karıştıktan sonra bir barakaya sığınmak zorunda kalıyor. Ali, yaptığı çılgınlıkların ve delice tutkusunun bedelini canıyla ödüyor. Polisler eli silahlı genci vurmak zorunda kalıyor. 85 dakikalık siyah beyaz film mutsuz sonla bitiyor. Rüzgar gibi geçip giden filmden oyunculukların yanı sıra 65 model bakir İstanbul manzaraları akıllarda kalıyor. Nişantaşı, Maçka, Küçükçiftlik Lunaparkı, Ataköy Plajı, Florya, Kilyos yolu…
Peki neydi Yasak Sokaklar’ı bu kadar özel kılan?
1960’lardaki toplumsal değişime paralel olarak sinemamız da değişiyordu, Ulusal Sinema üzerine ateşli tartışmalar o günlerde hala sürmekteydi. Film, başlangıçta zengin kız – fakir oğlan (ya da tam tersi) filmi gibi klişe melodramlara meyletse de yaptığı sistem eleştirisiyle o filmlerden ayrılıyordu. Herhangi bir sosyal sınıfı idealize etmiyordu. Üst sınıfı yermezken alt sınıfı da yüceltmiyordu. Sistemdeki adaletsizlikten dem vururken bireyleri salt insani yönlerden ele alıyordu. Tertemiz bir aşk, sarsıcı bir sonla makus talihe yenik düşerken, ne zengin ne de fakir bu oyunda kazanamıyordu…
Yasak Sokaklar – Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan : Sabahattin Bilgiç – Kasım 2020
One thought on “Yasak Sokaklar (1965): Sosyal Gerçekçi Gençlik Filmi”