Fatma Girik ‘in Ardından

Henüz çok genç yaşta evine ekmek götürmek için annesiyle birlikte geldiği film setleri onun dünyası olacaktı. Boncuk boncuk, mavi gözleri, güzel yüzü ve doğal oyunculuk yeteneği Yeşilçam’ın kapılarını açmıştı. Her türlü filmde oynadı, yerine göre güldürdü, yerine göre ağlattı.

Politik duruşu vardı, yürüyüşlere katıldı, önce kendi sinema dünyasının sesi de oldu, madenci yürüyüşlerine de destek verdi. Türkiye’nin en prestijli ilçesinin belediye başkanlığı döneminde toplu sözleşme imzaladı, kendi hakkını yedirtmediği hayatında, kimsenin de hakkını yemedi, hak edenin teslim etti.

O Fatma Girik’ti. Yeşilçam’ın en delikanlı kadınıydı.

Sinematik Yeşilçam yazarları, yeni kaybettiğimiz Fatma Girik için yazdı. (Yazılar, yazarların soyadlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

Uğur Mumcu, Fatma Girik, İlhan Selçuk.... Fatma Girik saçlarını kazıtmış.
Uğur Mumcu, Fatma Girik, İlhan Selçuk…. Fatma Girik saçlarını kazıtmış.

CEMAL BERKTAŞ

Herkes bir alanda iyiyken o her alanda şahaneydi… Oyunculuk kabiliyeti sayesinde sevgilisi olduğu gencin bir başka filmde annesini oynayabiliyordu. Ruhun şad olsun menekşe gözlü toprak ana! Seni unutmayacağız…

SABAHATTİN BİLGİÇ

Dört yapraklı yoncanın tek mavi gözlüsü, güzeller güzeli ve zarafet timsali Fato maddi dünyadan göçmüş bir karlı İstanbul sabahında. Şüphesiz sonsuza dek yaşayacak hem siyah beyaz hem de renkli filmlerde. Milyonları sürüklemeye devam edecek sinemasal düşlere. Ruhu şad, mekanı cennet olsun….

LEVENT DEMİRCİ

Fatma Girik benim için hem sinemamızın hem de insanlığın kraliçesiydi.

Yeşilçamda kâh oyuncu olarak kamera önünde, kâh yapımcı olarak kamera arkasında kısacası işin olduğu her yerde var olmuştur. Hem de kadın başına bunca zorlu şartlarda çok güçlü bir özveriyle üzerine düşen her işin altından başarıyla kalkmasını bilmiştir. Bitik olan Yeşilçam da 1990’lı yıllarda bile bir bayram günü sinemamızda oynadığımız “Hatasız Kul Olmaz” filmindeki performansıyla salondaki izleyicinin çığlık çığlığa alkışları hiçbir zaman kulaklarımdan gitmeyecek ve bence böyle bir efsane bundan sonra sinemamıza asla ve asla gelmeyecek yeri de hiçbir zaman dolmayacak. Seni çok özleyeceğiz güzel gözlü kraliçemiz…

ERSİN DEMİREL

Yeşilçam’ın Gözüpek Kadını… Güle Güle

Türk Sineması’nın en büyük isimlerinden Fatma Girik’i kaybettik. Üzüntümüz elbette çok büyük. O kadar güzel filmler bıraktı ki arkasında, hep bizimle ve bizlerden sonra da yaşamaya devam edecek.

O benim hafızamda özellikle anne karakterleriyle farklı bir yer edindi. Dişi bir kaplan, meydan okuyan, korkusuz kadın rolleri için biçilmiş kaptandı. Özellikle bir döneme bu rollerle iz bıraksa da her rolü başarıyla kaldırdı. Aşk kadını da oldu, iş kadını da. Köylü kadın da oldu, Kemal Sunal ile komedi rollerini de gayet başarılı şekilde canlandırdı. Benim için Cüneyt Arkın ile oynadığı Büyük Yemin’deki anne, Postacı filminde Adem’in (Kemal Sunal) sözlüsü Sevtap ve Murat ile Nazlı filmindeki Nazlı karakterleri en başta yer alır. Tabii en etkileyici oyunculuk sahnesi ise eminim ki hepimizin bir numarası olan Boş Beşik filmindeki o can alıcı sahnesidir. Hani, yavrusunu beşikten kartalın alıp uçurumda kartal ile kavgaya tutuştuğu sahne. Nasıl bir hissediş, nasıl bir gerçekçilikti o.

Özlemle ve saygıyla…

GÖKAY GELGEÇ

Fatma Girik, sinemamızda kadına kişilik kazandıran yegane oyuncumuzdu. Onu ilk Gelincik filmiyle tanıdım ve ardından gençliğinden olgunluğuna koca Anadolu’nun annesinden fantastik komedinin Japon işi robotuna, Hamletin gökkuşağı renklerinde dünyaya armağan edilmiş bir yelpaze geldi. Bugünkü haber bana Fatma Girik dendiğinde ilk üçe neden Acı filmini koyduğumu hatırlattı. Sinemada da gerçek hayatta da her bir son yeni bir başlangıç aslında. Mutlu yolculuklar güzel insan.

24 Ocak pazartesi günü kaybettiğimiz değerli sanatçımız Fatma Girik anısına

BURAK GÜLGEN

Yeşilçam’dan bir dal daha kırıldı… Pek de kimse kalmadı artık. Fatma Girik bir Fatma Girik değildir benim için… 1965 senesi Yıldıztepe filminde set emekçisi olarak sinema yolculuğuna başlayan Melih Gülgen’e kol kanat germiş bir insandır. Setten reji asistanlığına geçişinde teşvik eden de gene odur.

1968 senesinde Feridun Kete’nin yapımcılığında ilk yönetmenlik teklifi geldiğinde Memduh Ün’ün bu yazıhaneden gidersen bir daha geri dönemezsin lafını duyduğunda Memduh Ün’e tepki gösteren de. 1977 senesinde Şerif Gören’in başladığı ama anlaşmazlık sonucu filmi bıraktıktan sonra Akrep Yuvası filmini Melih Gülgen çekebilir sadece diye Memduh Ün’ün inadını kıran ve babama sonsuz güvenen de…

Yıllar sonra Gurbet Kadını dizisinde tekrar yolları birleştiğinde sanırım ikisinin de en mutlu olduğu setti belki… Fatma Abla Memduh Hoca ile tekrar buluşmaya gitti diye düşünsem de babamı görürsen selâm söyle. Huzurla uyu ablacım…🎬🎥

SAVAŞ GÜLLER

Fatma Girik, sadece Türk Sineması’nın değil dünya sinemasının da yetiştirmiş olduğu nadir oyunculardan biriydi. Türk Sineması’nı da genel sinemanın bir parçası olarak görürsek bence Fatma Girik bu düzlemde birbirinden farklı karakterleri büyük bir titizlik ve özveriyle canlandırması bakımından da önemli bir yere oturmaktadır. Fatma Girik sadece başrol oyuncusu olarak değil karakter oyuncusu olarak da değerlendirilmesi gereken çok yönlü bir oyuncuydu. Bir yönüyle jest ve mimikleriyle sinemada kendini var eden Girik, toplumsal konuları işleyen filmlerdeki unutulmaz oyunculuğuyla her zaman hatırlanacaktır.

Özellikle Kadın Hamlet filmindeki ayrıksı oyunu ve karakterin vermiş olduğu hali izleyiciye mükemmel biçimde yansıtması onun değerini tümüyle gözler önüne sermektedir. Türk Sineması hem bir set emekçisini hem bir başrol oyuncusunu hem de bir karakter oyuncusunu kaybetmiştir. Eşi Memduh Ün ile birlikte sinemanın kamera arkasını da deneyimleyen Girik, sinema dışında da hem siyasette, hem toplumsal sorunlarda, hem de her alandaki direnişlere verdiği destekle her zaman toplumun kalbinde yaşayacaktır.

Söz Fato’da programıyla, herkesin başı sıkıştığında yetiştiği bir isim olarak da kendini göstermiştir. Bu sinema dünyasında da bu şekildeydi. Bizatihi tanıklarından dinlediğim üzere setteki tüm emekçilerin yardımına koşan unutulmaz bir şahsiyetti kendisi. Yattığı yer incitmesin. Biz onu sinema karelerinde her daim yaşatacağız.

Sevdiğim bir kelimeyle onu uğurlamak istiyorum. Devri daim olsun. Yani eğer bu dünyada yarıda bıraktığı birtakım şeyler varsa sonraki kuşaklar ondan bayrağı devralarak bu şeyleri devam ettirsin. Ruhu şad olsun.

MURAT HATTATOĞLU

Fatma Girik, benim için Türk Sineması’nın en güzel kadınıydı. Yeşilçam’ın “Maviş” iydi. Sadece efsane oyunculuğuyla değil, Atatürkçü ve Cumhuriyet kadını oluşu, siyasi duruşu, son derece mütevazi ve alçak gönüllü kişiliği, erkek Fato denmesinin sebebi olan delikanlı, sözünün eri, yiğitçe, mertçe yaşamıyla hatırlanacak. Yeri asla dolmayacak. Onun gibisi asla gelmeyecek. Kendisini Tarık Akan’dan dinleme şansım oldu, Tarık Akan’ın ilk filmi olan “Solan Bir Yaprak Gibi” filminde ona olan desteğinden dolayı da bende yeri ayrıdır. 1977 yılındaki Sansürü protesto yürüyüşü ve sonraki yıllarda birçok toplumsal olayda yürüyüşlerde verdiği destekle, Şişli Belediye Başkanıyken ve SözFato’da programlarında ezilen halkın daima yanında olmuş, sömürüye karşı durmuş, tam bir halk sanatçısıdır. Seni asla unutmayacağız “Maviş

EKREM YAŞAR PINARBAŞI

2015’te The Revenant‘taki doğaya karşı gerçekçi mücadelesi, kendini paralamasıyla Oscar alan Leonardo Di Caprio vakti zamanında Yeşilçam’da nice “The Revenant”lar çekmiş Fatma Girik‘in bir filmine denk gelseydi, olasılıkla kendi oyunculuğunun ne kadar yavan göründüğüne hayıflanır, çok da matah bir iş çıkartmadığını düşünüp canı bir hayli sıkılırdı.

Fatma Girik diğer yoncalar gibi ne kırılgan ne edilgen ne ergen bir profil çizdi… Fatma Girik dominantlığın, güçlü kadın imgesinin, direnişinin, cefanın, vefanın hem sinemada hem özel hayatında sembolü olmuş kendine münhasır bir oyuncuydu. En iyi oyun için her zaman sınırları zorladı, kapris yapmadan, her kaba girerek gerçek insanları canlandırmayı kendine vazife bildi. 1969’da Cüneyt Arkın’ın hem sevgilisini (Vatan Ve Namık Kemal) hem annesini (Büyük Yemin) canlandırmasını buna örnek gösterebiliriz sanırım. Özel hayatında siyaseten eğip bükmeyen ve eğilip bükülmeyen bir kadın olması herkesin malumu. Ne denli yardımsever ne denli iyiniyetli ve hassas olduğu tanıyanlarca çokça söylenir. Harbi delikanlılara “adam gibi adam” diyorsak Fatma Girik‘e de “kadın gibi kadın” demeliyiz. Nitekim Türk kadınına doğru örnek, model, öncü olma konusunda diğer yapraklardan daha çok katkısı olduğunu yadsınamaz.

#FatmaGirik SODEP’li Belediye Başkanı Turgut Atalay’la Diyarbakır’da. Ve belediye seçimini ANAP’a karşı kazanan SHP’li Cahit Gürses’e destek için Nurettin Sözen’le Kırşehir sokaklarında.

CAN SÖNMEZ

Canım Fatom. Seni ne kadar çok severim bilen bilir. Belki de en çok sevdiğim Türk aktris. Sinemamızın zor rollerinin oyuncusu. Yeri geldi 90 kilo adamı sırtında taşıdı, kışın buz gibi sulara girdi, çamur deryasında yuvarlandı şurası kesin sinemayı çok sevdi ve emek verdi. Sen hep efsanesin. Unutulmayacaksın.

N. UTKU ULUER

Fatma Girik benim için Türk Sinemasının en güclü oyuncularından bir tanesi. Elbette herkesin gördüğü, sevdiği benimsediği farklı yönleri var.Her ne kadar 4 yapraklı yonca olarak farklı anlamlar yüklense de Girik, benim için emeği, sanatı ve de estetiği simgeleyen isimlerden birisi oldu.

Böylesine güçlü bir oyuncunun Dünya Sineması tarafından daha fazla tanınmasını isterdim. Bizim de site olarak görevimiz artık Ölümsüzler arasına ismini yazdırmış olan Fatma Girik‘in bu yeni sanat yolculuğunda, üzerimize düşeni yapmaktır.

ADNAN YARAR

Benim için Fatma Girik, Türk sinemasında, Türk toplumunun tüm kesimlerinde yer alan, iradesi çelikleşen güçlü kadın karakterinin en önemli oyuncusuydu. Bu güçlü kadın karakterini, kimi zaman köylü, kimi zaman lise öğrencisi, kimi zaman otoriter bir iş kadını, kimi zaman da evlatlarını yetiştirmek için yalnız başına mücadele eden bir ana olarak görürüz filmlerinde.

Fatma Girik sinema oyunculuğunun yanında, toplumsal sorunlarla ilgili, görev ve sorumluluk almaktan kaçınmayan bir Türk aydınıydı.

Fatma Girik her şeyiyle Türk toplumunun gönül defterine adını ışıl ışıl yazdırmıştır. Hiçbir zaman unutulmayacaktır. Toprağa gömdüğümüz tüm değerlerimiz gibi onun bedeni de vatan topraklarını yeşertecektir.

GÜROL YÜKSEL

Tarık Akan ilk filmi Solan Bir Yaprak Gibi filminde, başrolü Fatma Girik’le paylaşır. Paylaşmaktan önemlisi, Fatma Girik, film çekiminde tecrübesiz Tarık Akan’a kol kanat germiştir. Tarık Akan’ın Yeşilçam’daki o hassas, vicdanlı, sağlam duruşunu bu film çekimlerinde Fatma Girik’ten aldığını söyleyebiliriz pek ala.

İşin gerçeği o delikanlılık Fatma Girik’in özelliğiydi. Daha 16 yaşındaydı, filmlerde oynamaya başladığında. Ancak Türk Sineması’nın Dört Yapraklı Yoncası denilen kadın oyuncuları arasına girmesi çok uzun sürmeyecekti.

Hemen her tür filmde sahne aldı, komedi de oynadı, başka filmde seyircisini ağlattı, erkeklerle, kadınlarla kavga etti, Kıbrıs’a çıkan asker oldu, taksi şoförü oldu. Yılmaz Güney’le de oynadı, Cüneyt Arkın’la da, Kemal Sunal’la da…Politik filmlerde oynadı, politik görüşünü hiç saklamadı. Sansür’e Karşı Ankara Yürüyüşü yapanların arasındaydı, bildiri okudu. Kendine yakın gördüğü partiden Türkiye’nin en önemli belediyelerinden Şişli’nin Belediye Başkanı seçildi. Sonra televizyon programı yaptı, hakedenin suratına tükürdü, yeri geldi çatıdan atladı.

Erkek Fato diyorlardı, Delikanlı Fato da olurmuş adı. Kaybettik onu, hayat arkadaşı Memduh Ün’ün kaybı sonrası yorulmuştu. Mavi gözleri daha yorgundu, daha yıpranmıştı. Buraya kadar dayanabildi.

Türk Sineması onsuz biraz daha eksik, biraz da yitik.

Sinematik Yeşilçam 24 Ocak 2022

Gençliği ....
Sinematik Yeşilçam yazarları, kaybettiğimiz Fatma Girik için yazdı. (Yazılar, yazarların soyadlarına göre alfabetik olarak sıralanmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir