Ahmet Arıman: Atatürk Sevdalısı ve Fenerbahçeliyim

Kariyerimin en keyifli röportajlarından biriydi ‘Hayta İsmail’, gerçek adıyla Ahmet Arıman röportajı. Geçen yıllara rağmen sokakta tanıyabileceğiniz kadar genç kalışı, Fenerbahçelilik heyecanı, Atatürk’ten bahsederken yaşadığı mutluluk, eskileri anarken gözlerinin dolu dolu oluşu, röportaj sırasında insanların ona gösterdiği ilgi gerçekten çok güzeldi.

Yüzden fazla ünlü isimle röportaj yaptım ama Hababam Sınıfı oyuncularına gösterilen ilgi her zaman çok başkaydı. Bu özel bir durumdu ve buna tanık olmak gerçekten çok güzeldi.

Ahmet Arıman ile röportajdan çok önce tanışmıştık. Bakırköy’de – şimdilerde yıkılan tren istasyonu büfesinde görüyordum. Fenerbahçe Dergisi yazarlığıma yeni başlamıştım o dönemlerde ve yanına gidip kendimi tanıtmıştım. Muhtemelen 2005 yılıydı.

Fenerbahçe deyince zaten hemen muhabbet koyulaşmıştı. Hatta hatırlıyorum, onu ilk gördüğüm gün üzerinde lacivert, Fenerbahçe armalı bir tişört vardı. 2005’te tanıştık ve 2013 yılında röportaj yapmak kısmet oldu. Sonrasında da gerek Hababam Sınıfı Müzesi açılışı, gerek Fenerbahçe Stadı organizasyonlarında görüştük ve bağımızı sürdürdük. Kendisine sağlıklı günler dileyerek röportajımıza başlıyorum.

—-oOo—-

Öncelikle çok teşekkürler konuğum olduğunuz için. Sondan başlayalım, neler yapıyorsunuz son dönemlerde?

Ben çok teşekkür ederim. İlginiz için, stadımızda konuk ettiğiniz için. Samimi olarak söyleyebilirim ki hayatımın en heyecanlı anlarından birini yaşıyorum. Fenerbahçe’nin kalbinde olmak çok güzel bir duygu. Son dönemlerde proje anlamında sessizlik yaşıyorum diyebilirim. Çeşitli dizilerde zaman zaman rol alıyorum. Ancak daimi işim olan piyanistliği yaklaşık kırk yıldır sürdürüyorum. Beylikdüzü’nde sahne alıyorum. Çocuklarım ve torunum ile mutlu zamanlar geçiriyorum.

Az ama öz denilebilecek yapımlarda rol aldınız ve kalıcı oldunuz insanların akıllarında. Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?

Ben, müzisyen olduğum için gazeteye ilan vermiştim, piyanistlik üzerine iş aradığıma dair. Her gün, belki bir arayan olur diye, bir memur gibi saatlerce telefonun başında bekliyordum. 17-18 yaşındayım o zamanlar. Derken bir gün aradılar. Münir Özkul (Mahmut Hoca) pek çok yerde orta oyunu, tuluat tarzı oyunlar sahneleyecek müzisyenler arıyormuş. Ben de dâhil oldum o gruba. Hababam Sınıfı’nın çekilme kararı alınınca da Münir Ağabey, beni de önermiş Ertem Eğilmez’e ve ben de Hababam’a dâhil oldum. Sonrasında da devamı geldi. Kader, insanı nerelere getiriyor bakar mısınız? Buradan da genç arkadaşlarıma seslenmek istiyorum; hayal kurun ama hayallerinize kavuşmak için de girişimde bulunun. 

Ersin Demirel'in 2013 yılında Hayta İsmail lakaplı, gerçek adıyla Ahmet Arıman ile Fenerbahçe Dergisi için yapmış olduğu röportaj

Seneler sonra Hababam Sınıfı oyuncuları olarak bir araya geldiniz ve oldukça ilgi görüyorsunuz. Neler hissettiriyor yeniden gündeme gelmek?

Bu olay Hababam Sınıfı’nın ölümsüzlüğünü gösteriyor aslında. Ertem Eğilmez’in sinemaya hâkim oluşunu, halkı nasıl tanıdığını gösteriyor. Biz Hababam Sınıfı ile var olduk, diğer Ertem Eğilmez filmleriyle de kalıcı olduk. Son dönemlerde de Hababam Sınıfı oyuncularından Sevgili Ercan Gezmiş’in yönlendirmeleri ile bir araya geldik ve yeniden ilgi görmeye başladık. Halkın ilgisini görmek, okullarda ‘Hababam Güm Güm Güm’ tezahüratlarıyla karşılanmak çok güzel. Çok duygulanıyorum.

Ertem Eğilmez’den söz açılmışken onunla devam edelim isterseniz. Nasıl bir insandı? Bu kadar güzel filmlere imza atabilmesindeki sır neydi? Sizin gözlemlerinizle onu tanıyalım.

Rahmetli Ertem Eğilmez çok usta bir insandı. Onu anlatabilecek en uygun kelimeleri bulmakta zorlanıyorum. Her şeyi çok yoğun yaşardı. Disiplini de eğlenceyi de… Ama disiplin ve ciddiyet denilince hakikaten çok başka biriydi. Bol kadrolu, kısa sürede çok az kamera ile bu kadar güzel filmleri çekebilmek önce disiplin işidir. Hababam serileri, Neşeli Günler gibi aile filmi serileri, Köyden İndim Şehire serisi, Şabanoğlu Şaban serileri ( Süt Kardeşler, Tosun Paşa)topu topu beş altı seneye yayılmış filmlerdir ve hepsi de büyük işler yapmıştır. Bir de babacan tarafı vardı. Kızar, kükrer, hatta setten kovardı belki ama gönül almayı başarabilirdi. Tarık Akan’ı setten kovan bir yönetmenden bahsediyoruz. Anlayın disiplin boyutunu.

Pek çok yapımda yer aldınız ama Hayta İsmail adı yakıştı üzerinize. Rahatsızlık oluşturdu mu hiç?

Asla! Sinemanın gücüdür bu. Adımı çoğu insan bilmez ama Hayta İsmail denilince akıllarına muhakkak gen gelirim. Hiçbir zaman bıkkınlık oluşturmadı.

hababam güm güm güm

Geçmişe özlem duyan biri misiniz?

Yani ( Bu bölümde biraz durgunlaşıp cevap veriyor), evet! Çünkü çok kişiye nasip olmayan güzellikler yaşadım. Büyük ustalarla aynı ortamda bulundum, kalıcı filmlerde yer aldım. Onları da o yılları da özlüyorum. Adile Abla’ya, Ertem Ağabey’e, Kemal Sunal’a ve şu anda adını dillendirmediğim ustalarımıza selam olsun.

Sizler bizim için çok özel insanlarsınız ve çok büyük isimlerle çalıştığınız için merak ediyoruz doğal olarak. Kemal Sunal, Adile Naşit ve Münir Özkul’u kısaca anlatabilir misiniz?

Elbette. Öncelikle ustam Münir Ağabey’den bahsetmek istiyorum. Benim hayatımda çok önemli bir isimdir. Ben gazeteye o ilanı vererek onun yanında olma şansını yakaladım ve o da benim elimden tuttu. Hayatımda başka bir sürece yol aldım onunla birlikte. Sinema oyunculuğundan önce tam bir tiyatro tutkunudur kendisi. Geleneksel Türk tiyatrosunun önemli tiplemelerinden İbiş’i senelerce canlandırdı ve turnelerine eşlik ettim. Günlük hayatta çok sessiz, az konuşan bir insandı ama sahneye çıkınca ya da kamera motor deyince bambaşka bir insan olurdu. Büyürdü. Hep hayranlıkla izledim kendisini.

Kemal Sunal’ı anlatmaya gerek yok. Gerçek bir stardı. Hababam Sınıfı ile büyük bir sıçrama yaptı ve sinemamızın en büyük yıldızlarından oldu. O da günlük hayatta fazla aktif değildi iletişim olarak, setten sete koşardı. O da kamera önünde devleşiyordu bana göre.

Adile Abla’mız ise tam bir anneydi. Filmlerde gördüğünüz kadın nasılsa gerçek hayatta da öyleydi. Bana da ayrı bir düşkünlüğü vardı. Kaybettiği biricik oğlu ile aynı adı taşıyor olmamız bana ayrı bir sevgi duymasına yol açmıştı. Senelerce görüştük. Çok özlüyorum.

Ersin Demirel'in 2013 yılında Hayta İsmail lakaplı, gerçek adıyla Ahmet Arıman ile Fenerbahçe Dergisi için yapmış olduğu röportaj
Ahmet Arıman ve arma sevgisi


Gelelim Fenerbahçe sorularına. Nasıl Ahmet Arıman nasıl Fenerbahçeli oldu?

Doğuştan diyebiliriz. Çevremizdeki herkes Fenerbahçeliydi. Ağabeyimle birlikte maçlara giderdik. Gide gele o coşkuyu yoğun bir şekilde yaşamaya başladım. Gerek günlük hayatımda gerekse sinema serüvenimde hemen hemen herkes Fenerbahçeliydi. Bu da ayrı bir güzellikti.

Yer aldığınız yapımlarda Fenerbahçeli olduğunu bildiğiniz kimler var?

Bir kere Rahmetli Ertem Eğilmez hasta Fenerbahçeliydi. Fenerbahçe yenilmişse ve ertesi gün çekim varsa barut gibi olurdu. Sette çıt çıkmazdı. Tarık Akan, Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Bacaksız Tuncay Akça, Ayşen Gruda, Müjde Ar, Sevda Aktolga… Hababam’ın oyuncu kadrosunun yarısından fazlası da Fenerbahçeliydi. Sevgili Kartal Tibet ise Beşiktaşlıydı, adından da belli olduğu gibi.

Fenerbahçe denilince aklınıza ilk neler geliyor?

Aşk, bağlılık, vatan sevgisi ve Atatürk… Atatürk sevdalısıyım ve Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe sevgisinde Atatürk sevgisinin de büyük bir yer kapladığını düşünüyorum. Bu yüzden Fenerbahçe formasının özel olduğunu düşünüyorum ve formamızı giyen her kardeşimden onun asaletine uygun davranmasını bekliyorum.

Sizce Hababam Sınıfı neden Fenerbahçeli?

Özel bir sebebi varsa bilmiyorum açıkçası. Yani senaryo aşaması ya da romanıyla alakalı bir durumu varsa hâkim değilim ama ülke profiliyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Ülkede özellikle o yıllarda müthiş bir Fenerbahçe taraftarı potansiyeli vardı. Fenerbahçe’nin tarihi boyunca Atatürkçü, popüler ve başarılı olması Hababam’ı da Fenerbahçeli yapacaktır yani, bu gayet normal.

Bu güzel söyleşi için çok teşekkür ederim. Son olarak taraftarlarımıza mesajınızı alalım lütfen.

Ben çok teşekkür ederim. Benim için çok güzel bir gündü. Taraftarımız her zaman desteklerine devam etsin. Üzerimize oynanan oyunlara karşı gösterdikleri o güzel duruşu, vatansever ve Atatürkçü duruşu hep sürdürsünler. Hepsine selamlarımı gönderiyorum.

Ersin Demirel'in 2013 yılında Hayta İsmail lakaplı, gerçek adıyla Ahmet Arıman ile Fenerbahçe Dergisi için yapmış olduğu röportaj

Not: Ersin Demirel’in 2013 yılında Hayta İsmail lakaplı, gerçek adıyla Ahmet Arıman ile Fenerbahçe Dergisi için yapmış olduğu röportaj

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir