Erşan Kuneri S01B01 – Kuru Murad

Erşan Kuneri Sezon 01 Bölüm 01 – DİKKAT SPOİLER İÇERİR!!

Erşan Kuneri dizisi beklediğimden farklı olarak her bölümde bir filme hazırlık yapılan ve son 25-30 dk o filmin kendisinin gösterildiği bir dizi olarak kurgulanmış. Bunun güzel ve stratejik olarak doğru bir fikri olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde devam eden ana hikayenin yanı sıra her bir bölüm kendi başına ele alınabilinecek bir şekilde ilerliyor. Bizler de Erşan Kuneri’nin 80’li yıllardaki sinema serüveninin başlangıcını izliyoruz. İlk bölümde de bir tarihi film parodisi olan Kuru Murad seçilmiş.

Projeyi duyduğumdan beri bir beklenti içine girmiştim. Cem Yılmaz da yaptığı açıklamalarda Erşan Kuneri‘nin 70’li yıllardaki filmlerine odaklanacağını duyurmuştu. Duyurusu da şu şekildeydi: “Erşan Kuneri nin 1975-78 arasında sinema macerasını anlatacağım ERŞAN KUNERİ dizisine başlıyorum. 2022’ye hazır olur.”

Bu nedenle de seks furyasını ve o dönemi işleyeceğini düşündüğüm bir dizi bekliyordum. 78 yılına kadar ki dönemi seçmesi de bence çok önemliydi çünkü sinemamızda porno film çekimleri o tarihten sonra başlamıştı. Bu da “ben pornocumuyum” diyen Erşan Kuneri ile örtüşen bir seçim idi. Hatta beni heyecanlandıran hatta meraklandıran bir çizim bile paylaşmıştı Cem Yılmaz…

Ancak 2020’de açıkladığı proje anladığım kadarıyla değiştirildi. Belki de 75-78 tarihleri arasındaki dönemi anlatmak için açık sahnelerin olması gerekiyordu. Bu yüzden de projenin bugün gördüğümüz şekline evrildiğini düşünüyorum. Tabi bu değişim hikayenin yapısında bazı değişimler ve aceleye getirmişlikler de yaratmış olabilir. O yüzden diziyi ele alırken Cem Yılmaz ile de empati kurmaya çalıştım. Çünkü kendi açıklaması ile bizim karşımıza çıkan Erşan Kuneri arasında bazı farklar olduğu aşikar.

Öte yandan Cem Yılmaz‘ın dizisi izleyiciyi ikiye bölmüş gözüküyor çünkü ya diziyi çok beğenen ya da Cem Yılmaz’ın bayağılaştığını söyleyenler ile karşılaştım. İkisinin ortasını belirten sayısı çok azdı. Demek ki bazı insanlar farklı anlamlar yüklüyor. Bu arada verilen tepkiler projenin içeriği değiştirilmiş olmasına rağmen Cem Yılmaz’ın aslında risk aldığını gösteriyor. Önceki yazımda Yılmaz’ın seyirci nedeniyle çekincesinden bahsetmiştim. Dizideki konu ve küfür oranı bunun tersini gösteriyor oysa ki.

Hapishaneye girmeden evvel hızlı ve iş bitirici Erşan Kuneri‘nin yerine hayalleri pesinden koşmak isteyen ve göreceli olarak idealist bir sinemacı ile karşılaşıyoruz… Bu özellikle Arif v 216 filmde gördüğümüz Erşan Kuneri ile çelişen bir tipleme olmuş keza GORA‘daki Kuneri de epey fırlama ve tez canlı idi. Hapishanenin değiştirdiği Erşan Kuneri bir tarihi film çekmeye karar veriyor. Burada gördüğüm bazı diyalogların ve olayların dönemle ters düştüğünü düşünüyorum. Mesela “Cast” kelimesi veya katmanlı aşk cümlesi 1981 yılına uygun gelmedi. Uzatılan esprilerle 70 dakikalık bir tarihi film komedisi yerine bunu 25-30 yapmak daha mantıklı gözüküyor. Dizinin kendi içindeki dengesi bu nedenle gayet uygun geldi.

Kuru Murad ise benim en zayıf bulduğum bölüm oldu. Dizinin ilk bölümü olarak daha iyi bir hikaye seçilebilinirdi çünkü tarihi filmlerle ilgili yapılan komedi filmleri artık klişelere sahip filmler. 70’ler tarihi filmleri üzerine yapılmamış bir espri kalmadığını düşünüyorum. Ayrıca filmdeki küfür zamanlamalarını da çok iyi bulmadım. Şive üzerinden yapılan espriler ise 2-3 örnekten sonra benim için komikliğini yitiriyor.

Öte yandan dizinin özellikle ilk 10 dakikasi karakterlerin tanıtılması açısından çok başarılı. Tüm tiplemeler sırayla ve çok güçlü şekilde giriş yapıyorlar. Bu yüzden ilk yazıda ben de tek tek oyuncuları tanıtmak istedim.

Muammer Rado (Mami): Zafer Algöz‘ün canlandırdığı Muammer Rado, Erşan Kuneri‘nin bir nevi sağ kolu. Oyuncu kadro içerisinde de bu role en uygun isim. Arif v 216 filmindeki Erşan Kuneri‘ye en yakın tipleme de bence Muammer Rado. Yeşilçam sektörü içinde her türlü işi yapmaya hazır ve Canyoldaş Sabunları projesine de çok güveniyor. Ayrıca Cem Yılmaz‘ın kurduğu evren içerisinde de Pek Yakında filminde geçen Şahikalar filminin yönetmeni olan Ahben Sonel‘in (Kurtuluş Sonel) yeğeni. Zafer Algöz‘ün canlandırdığı karakter bu yönüyle derinliği, diğer filmlerle ilişkisi olan ve farklı bir hikayesi olan Erşan Kuneri dışındaki diğer bir karakter.

Altın Oran: Çağlar Çorumlu‘nun canlandırdığı karakter Kuneri filmin jokeri ismi ile ilgili detayları ilerleyen bölümlerde öğreneceğiz! Kılıktan kılığa girebilen, yetenekli! gerçek bir karakter oyuncusu.

Alev Alev: Ezgi Mola‘nın canlandırdığı karakter 70’li yılların seks furyasında 80’lere geçiş yapan bir karakter. Eski güzelliğini kaybetmiş olsa da hala albenisi var ve Erşan Kuneri ile oldukça fazla filmde yer almış. Kadın karakter olarak argo kullanımı oldukça fazla eleştiriliyor ancak canlandırdığı karakterin tam da bu şekilde konuşuyor olması gerekli. Biraz Zerrin Egelileri hatırlatıyor.

İbrahim Tumtum: Uraz Kaygılaroğlu‘nun canlandırdığı tipleme de aynı Altın Oran gibi kılıktan kılığa giriyor ancak kadronun baş kötüsü olma ihtimali daha fazla. Fiziği ile ön plana çıkıyor.

Seyyal Par: Nilperi Şahinkaya‘nın canlandırdığı karakter o dönem sinemaya yeni giriş yapan genç ve güzel bir vamp kadın. Alev Alev ile aralarında bir gizli rekabet var. Fiziksel görüntü olarak Arzu Okay‘ın gençliğindeki zerafete sahip ancak tarz olarak daha çok Figen Han‘ı ve Dilber Ay‘ı hatırlatıyor

Ayhun Uşuk (Payro): Bülent Şakrak‘ın canlandırdığı karakter tam bir Üçüncü Adam. Her an her role girebilecek bir cesareti var. Film içerisinde 3-4 rolü oynamaya müsait ve istekli. Yeşilçam’ın köklerinden yetişmiş bir oyuncu. Ayrıca gerçek bir Ayhan Işık hayranı…

Feride Orhun: Merve Dizdar‘ın canlandırdığı karakter eğitimli bir oyuncu ancak sinemada aktif olmak istiyor. 80’lerdeki idealist oyuncu profiline uygun ve her rolün altından kalkabilecek gerçek bir oyuncu… gibi.

Eryetiş: Can Yılmaz‘ın canlandırdığı Eryetiş Arif v 216‘daki rolünden hiç bir taviz vermeden Erşan Kuneri‘nin yanına geçiş yapan bir fedai. Şimdiden sinemamıza ismini yazdırmış bir tipleme, saçları ile gerçek bir moda ikonu, filmlerde yer alması gereken bir isim…

Kuru Murad (1981)

Yönetmen: Erşan Kuneri

Senaryo: Erşan Kuneri

Kuneri Film 1981

Oyuncular:

Seyyal Par

Muammer Rado, Feride Orhun

Alev Alev, Erşan Kuneri,

Altın Oran, Ayhun Uşuk,

İbrahim Tumtum

Kirli, çürük, adi ama dürüst ve içten Kuru Murad

Filmin ilk başında çoğu Türk tarihi filminde olduğu gibi yabancı mitolojiden alıntı bir efsane ile başlanmış. Excalibur’u bu sefer bize uyarlayarak başlatmış filmi Erşan Kuneri. Bölüm boyunca tüm tarihi dizi/film klişelerimizi sıraya dizmiş…

Tarihi filmlerimizde kullanılan Rum aksanı yerine Trakya aksanı seçilmiş olması güzel bir espri olsa da çok fazla kullanıldığı için belli bir noktada değerini ve komikliğini yitiriyor. Oldukça fazla şive esprisi yapılmış olması da Cem Yılmaz’ın kendi stand up’larında eleştirdiği bir durumdur. Bu sefer kendisi tekrara düşmüş.

Amazonvari savaşçıların ortaya çıkması da sanırım güncel dizilerden Destan’a bir gönderme olmuş. Yani sadece tarihi filmler değil son dönem moda olan ve abartılı içeriğe sahip dizilere de göndermeler mevcut. Zaten abartılı vahşet sahnesi ve abartılı kötü oyunculuk da dizilerle dalga geçilmek için yapılmış bence. Fakat izleyenlerin pek çoğu bunu fark etmemiş gözüküyor. Oyunculukların kötü olduğunu söyleyen çok.

Han sahnesi komik bazı diyaloglara sahip olsa da esprilerin genel hedefi 20 yaş altı gibi duruyor. Açıkcası beni yakalayan fazla bir espri olmadı genelinde veya çok klişe geldiler. Burada 2 sorun gözüme çarptı. Kuru Murad‘taki bazı espriler Z kuşağı öncesinin anlayacağı espriler ancak çok fazla kullanıldıkları için epey klişeler öte yandan bazı sahnlerdeki ağır argo kullanı ve naiflik de yeni jenerasyonu hedef kitle olarak seçmiş gibi gözüküyor. Bu yüzden dizinin en beğenmediğim bölümü Kuru Murad oldu.

Ayrıca çark ve bunula ilgili yapılan cinsel esprilerde bir noktadan sonra abartılı bir hal alıyor ve güldürmüyor. Sonrasında ise Kuru Murad ve Herakles’in arasındaki düello ve atışma bence çok iyi yazılmamış. Elbette abartılı oyunculuklar da vurgulanmaya çalışılmış dizide ama bu bölümde yapılan gönderme ve diyaloglar ile 1981’i ilişkilendirmek de zor oldu. Özellikle Sjwlere* dönük bazı mesajlar da garipti veya biz öyle anladık. Özellikle bu bölümdeki eril dil de bana abartılı geldi.

Ayhun Uşuk üzerinden bu filmlerde devamlı aynı figüranların öldüğünün altının çizilmesi iyi bir detay olmuş.

Çağlar Çorumlu makyaj ve özellikle de bıyığı ile 70’lı yıllarda oldukça fazla tarihi filmde yer almış Serdar Gökhan‘ı andırdığını belirtmeden geçemeyeceğim. Tabi biraz kilolu hali…

Peki Kuru Murad‘ta herşey negatif mi?

Öncelikle dekor, döneme ait tüm detaylar çok güzel ve iyi görsel göndermeler var. Her ne kadar Terkos ve Beykoz esprisi geliyorum diyorsa da babasının Hrıstiyan çıkması ile seyirciyi ters köşe yapıyor. Ağdalı bir Türkçe ile konuşan Zafer Algöz‘ün bir anda rum aksanına dönmesine çok güldüm. Bence bölümün en iyi esprisi oydu.

Leman’da özellikle Ahmet Yılmaz‘ın tarihi Türk kahramanlarını konu alan karikatürlerine çok gülerdik. Zaten Cem Yılmaz da o ekolden geliyor. Tarihi Türk filmini tiye alan bir bölümle başlamasını anlayabiliyorum ancak çok klişe bir konu olduğu için ve Yeşilçam ile dalga mı geçtiği yoksa hatırlattığı noktasında kafada soru işaretleri bıraktığı için bence doğru bir seçim olmamış. 3. veya 4. bölümde bu konu işlense daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

• Dekor ve Prodüksiyon: 7/10
• Senaryo: 3/10
• Fikir: 4/10
• Bölüm puanım 4,5 /10