Yılmaz Güney, aylardır üzerinde çalıştığı Bayram filminin senaryosunu bitirmiş ve yönetmen olarak Erden Kıral’ı seçmişti. Erden Kıral’ı görüşmeye çağırırken Tarık Akan’a da filmle ilgili bilgi vermesini istemişti.
Tarık Akan: “Denizli’deki yedek subaylığım bitmeden Erden Kıral’dan telefon gelmişti:
“Yılmaz Güney beni İmralı Yarı Açık Cezaevi’ne çağırıyor, ne yapayım?”
“Hemen git, mutlaka bir proje vardır.”
Telefonlarım dinlendiği için bir-iki kelime söyledi:
“Bayram iznine çıkan on iki mahkum, bir hafta sonra geri dönerler,” dedi. Bu kadarı bile heyecanlanmama yetmişti. Askerliğim biter bitmez Yılmaz Ağabey’in Moda’daki evinde görüştük. Bütün görüşmelerin, tartışmaların, karşılıklı değerlendirmelerin ardından Yılmaz Ağabey, ‘Yol’ (Bayram) filminin senaryosunu tam sekiz kez yazdı. Sekizinci senaryoyu hapishaneden ben alıp getirdim. Senaryonun arkasına şöyle yazmıştı: ”Artık çok yoruldum. Bazı yerleri daktiloya çekemedim. Siz halledin. Başarılar.“
Erden Kıral, sık sık İmralı’ya gidiyor, Güney’le Bayram filminin cast, senaryo ve mekanları üzerine fikir alışverişinde bulunuyordu.
Ve senaryo artık hazırdı. Tarık Akan, Sansür Kurulu için hazırlanan senaryoyu Ankara’ya götürdü. Ve o gün belki de hayatının en güzel rolünü oynadı. Çünkü Bayram’ın kuruldan geçmesi imkansızdı. Tarık Akan, o gün imkansızı başarmış, filmin çekilebilmesi için Sansür Kurulu’nu ikna etmişti.
Senaryonun adı: Bayram
Ait olduğu kurum: Güney Film
Senaryo yazarı: Yılmaz Güney
Dosya no: 91134-618
Çekileceği yerler: İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Eskişehir, Mersin, Adana, Bingöl, Gaziantep,
Urfa, Diyarbakır, Ankara.
Çekileceği tarih: 1980-1981
Karar tarihi: 17.12.1980
1981 yılının Ocak ayında Erden Kıral yönetmenliğinde “Bayram”ın çekimlerine başlandı. Şubat ayının ortasına kadar çekimler sürdü. Fakat Yılmaz Güney, çekilen set fotoğraflarını beğenmiyordu. İlk filmin neden aksadığını Tarık Akan’a sorduğumda bana şöyle anlatmıştı;
Tarık Akan: “Bayram ismiyle çekilen ilk filmde çok zorluklar yaşamıştık. Yeni darbe olmuştu. Kibrit kutusu kadar bir paramız vardı. İlk filmin oyuncu kadrosu tiyatrocuydu. Onların programına uymak zorunda kaldık. Filmin ilk gününden itibaren sarkmalar başladı. Hiçbir şey yolunda gitmiyordu.”
Yılmaz Güney ise merakla filmi bekliyordu. Gazeteci-yazar Muhsin Kızılkaya, 1992 yılında Özgür Gündem gazetesindeki “İyi Hal Kağıdı” adlı köşesinde, Yol filminin ilk yönetmeni Erdel Kıral’ın yönetmenlikten nasıl alındığını şu sözlerle anlatıyordu;
Muhsin Kızılkaya: “Kıral, filmi bitirmiş, gönül rahatlığıyla hapishanedeki Yılmaz Güney’e götürmüş. Güney, filmi seyretmiş ancak beğenmemiş. Memnuniyetsizliğini de açıkça ifade etmiş. Tasarladığı film bu değil. ”Yalvardım Yılmaz’a… N’olursun, bu filme çok emeğim geçti. Ver onu bana. Sana söz veriyorum, bu filmi çektiğimi kimse bilmeyecek. Bu ikimizin arasında bir sır olarak kalacak. Ancak Yılmaz kararlı filmi yakacak. Bunca emekle çektiğim filmi, Yılmaz hapishanede yaktı. Sanki beni oracıkta yakmıştı.” Ben Kıral’ın yalancısıyım. Belki o gün bana anlattıklarını bugün yalanlıyor olabilir. Çünkü bu öyküye şimdiye dek hiçbir basılı yayın organında rastlamadım. Beni Hakkari’de lisede okuyan bir öğrenci olarak görmüş ve içini dökmüş olabilirdi. Aradan yıllar geçtikten sonra şimdi yazıyorum.”
Yılmaz Güney, çekilen filmi beğenmemiş ve çekimleri durdurmuş, ekibin dağılması için mektup göndermişti. Fatoş Güney sette bu mektubu okumuş ve Ayvalık Cunda Adası’nda film durdurulmuştu. Ekipte üç otobüs dolusu figüran ve bir otobüs de teknik ekip vardı. Gece yarısı herkes uyandırıldı ve İstanbul’a dönüldü. Filmde oynayan Mahmut Cevher, Aytaç Arman, Savaş Yurttaş, Erol Demiröz, Kamil Sönmez gibi isimler ise filmin durdurulmasını protesto ettiler.
Erden Kıral, kendisinden alınıp Şerif Gören’e verilen ve Cannes’dan ödülle dönen “Yol” filmiyle ilgili 2008 yılında Hürriyet Gazetesi’ne şu açıklamayı yapmıştı; “Filme başladığımda kendi uslübumla çalışıyordum. Yılmaz Güney ise kendi uslübunu kuran bir yönetmen arıyordu. Ben onu başaramadım. Çünkü ısmarlama Film çekemiyorum. Ve o film Şerif Gören’in de en iyi işidir”
Erden Kıral 2019 yılında ise Sabah Gazetesi’ne verdiği röportajda Yılmaz Güney’le son görüşmesini şöyle anlatmıştı; “Yılmaz Güney, sinemaya devam etmem için beni ikna etti ama yıllar sonra sinema şevkimi kıran da kişi oldu. ‘Yol’u çekerken 26 gün sonra işime son verdi. O bir Yılmaz Güney filmi yapmak istiyordu ama ben kabul etmedim. İşime son verince sinema hayatımın bittiğini düşünmüştüm. Ama ‘Hakkari’de Bir Mevsim’i çektim. Paris’te yaşarken beni arayıp tebrik etti, helalleştik. Son konuşmamızdı onunla.”
Erden Kıral ve Yılmaz Güney’in son görüşmelerinde helalleşerek ayrılmaları, belki de başka bir dünyada, yeni filmlerde onları yeniden biraraya getirir. Belki de gerçek “Bayram” oradadır. Ve onların buluşmaları gerçek bayramdır. İki gün önce kaybettiğimiz Erden Kıral’ı sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.
Güzel bir yazı olmuş keyifle okudum teşekkürler murat hattatoğlu abi bu tarz yazıların devamını bekleriz.
teşekkürler kardeşim