Sahnelerde görüldüğü yarım asırlık süre boyunca sürekli üreten, kendini yenileyen ve günümüzde hak ettiği ayrıcalıklı konuma tırnaklarıyla kazıyarak gelen Nükhet Duru, son albümünde genç kuşağın yetenekli isimleriyle el ele verdi ve yılın en güzel albümlerinden birine imzasını attı.
Günün anlam ve önemine binaen 14 Şubat günü piyasaya sürülen albümle sevgili dinleyicilerine harika bir sürpriz yapmıştı efsane sanatçı. Çıktığı günden beri dinlemeye doyamadığım albümün tanıtım afişlerini geçtiğimiz haftalarda tekrardan caddelerde görünce, bu mecrada kısaca bir bahsedeyim dedim.
Alternatif Yeşilçam Kültür Sitesi olarak bilinsek de her daim müziğe kucak açan, müziğe yer veren bir oluşumuz. Her birimiz sinefil olmakla beraber müzik olmazsa yaşayamayanlardanız. Aslında sadece albümü yazmak niyetindeydim fakat yeri gelmişken birkaç cümleyle sanatçımızın kariyerinin ilk dönemine, Yeşilçam macerasına, rol aldığı müzikallere kısaca bir değineyim dedim. Sinema, müzik ve müzikal gösteri üçgeninde kalıplara sığamayan dev sanatçımız bu yazımızın kahramanı.
Erken Dönem Şarkıcılık ve Yeşilçam Kariyeri, Müzikaller
1954 doğumlu Duru, daha çocuk yaşlarda kafasına koymuş şarkıcı olmayı. Radyoda dinlediği şarkılara eşlik etmekten kendini alamazmış. Birkaç dersten bütünlemeye kaldığı 1969 yılının yaz aylarında Florya Deniz Kulübü’nde dans müziği programı yapan Mete Duruman Orkestrası’nın şantöz aramasıyla hayatı değişmiş. Derslerine çok çalışıp okula dönmek kaydıyla, annesinin şartlı izniyle sahnelere ilk adımını atmış ve gecede 35 Lira kazanmış. Kısa sürede mesafe kateden genç yetenek, önce annesini ikna etmiş ardından okulu bırakarak 75 Lira yevmiyeyle üvertür olarak Bebek Belediye Gazinosu’nun yolunu tutmuş. Galata Kulesi‘nden, Urcan Balık Lokantası‘na mekik dokuyan vedet namzeti, kıdemli üvertür döneminde bir başka maceraya Yeşilçam‘a start vermiş.
İlk dönemleri incelediğimizde rol aldığı filmlerin kariyerine olumlu şeyler katamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Filmlerde soyunan, dans eden, şarkı söyleyen ve yan rollerde oynayan Duru’nun Yeşilçam’ın yazılı olmayan kurallarına göre işleyen yıldızlık mücadelelerine girişmeye pek hevesli olduğunu sanmıyorum. Birkaç filmle sınırlı kalan ilk dönem deneyiminde tamamen gönülsüz olduğunu ve kendine bir yol çizme sürecinde olduğunu düşünüyorum. Zaten 70’lerin ortalarında Erotik Furya‘ya meyleden Yeşilçam’dan Ayıkla Beni Hüsnü (Yönetmen: Arif Keskiner) isimli seks-komedi talihsizliğinden sonra elini eteğini çekmiş. Şans bu ya sahne, sinema derken tam da bu esnada sıra plak doldurmaya gelmiş. Ses getirmeyen ilk 45’liğin ardından piyasaya sürülen Beni Benimle Bırak / Gerisi Vız Gelir (Yonca Plak – 77) plağıyla turnayı gözünden vurmuş ve sonunda talihi dönmüş.
Mehmet Teoman – Cenk Taşkan ikilisinin sihirli dokunuşlarıyla kendini yeni baştan yaratan Nükhet Duru, plaklarıyla sesini milyonlara ulaştırdı. Art arda muhteşem şarkılara, unutulmaz albümlere imza attı. Büyük bir yıldız olarak başrolde Yeşilçam’a geri döndüğü 1982 tarihli müzikal film Düşkünüm Sana (Yönetmen: Melih Gülgen) şüphesiz ki en güzel, en özel ve elle tutulur tek filmi. Kendi hayatından kesitler taşıyan bu film iyi ki çekilmiş de bugün doya doya izleyebiliyoruz Nükhet Duru Zerafeti’ni. Öte yandan sinemadan uzaklaştığından beri artık müzikaller vardır hayatında. Kabak tadı veren şarkılı filmler furyasına kapılmayan, kendi kendinin karikatürüne dönüşmeyen, ne yaptığını bilen Nükhet Duru kalıcı sanatsal işlerden, müzikallerden ve kabarelerden yana tavrını koydu. Kulüplerde ve gösteri salonlarında oyunculuğunu konuşturdu, gönlünce dans etti ve şarkılarını söyledi. Yaşa Sevgili Dünya (1977) ve Merhaba Müzik (1979) ile 70’leri kapatırken, 80’lerde Saz mı? Caz mı? (1983), 7’den 77’ye (1984) ve Carmen – Kan ve Gül (1985) gibi müzikallerdeki performansıyla adından sıkça söz ettirdi.
Şarkılar, sayısız albümler, turneler, gazino programları, müzikaller, TV show’ları derken, her daim kararlı oluşuyla, türler arasında dolaşabilen sesiyle, güzelliğiyle, teatralliğiyle, samimiyetiyle ve hanımefendiliğiyle milyonlarca insanı büyüleyerek nice gönüllerde taht kurdu eşsiz diva.
Bir Düet Albümü: Hikayesi Var (2020)
2015 tarihli Aşkın N Hali‘nden bu yana yeni bir albüm gelmemişti Nükhet Duru cephesinden. 46 yıllık kariyerinden özenle seçilen 11 şarkının yer aldığı albüm Poll Production etiketiyle piyasaya sürüldü. Yakın zamanda nice saygı ve düet albümü yayınlandı ama bu albüm bir başka çünkü bu nefis şarkıların her birinin hayatlarımızda bir hikayesi var. Hayatlarımızın fon müziği olmuş bilindik Nükhet Duru şarkılarına konuk olan isimler, şarkılara güzel tatlar katmışlar. Klasik versiyonları dinlemeyi tercih eden okurlarımız vardır elbette ama albüm Nükhet Duru’nun yeni kuşaklarla buluşmasına vesile olup, eski çalışmaları tekrar gündeme getirebilir.
90’larda Crunch, 2000’lerde Rashit gruplarından hatırladığımız, 2010’larda Armageddon Turk isimli eletronik müzik / dj projesiyle güzel işlere imza atan müzisyen-prodüktör Orkun Tunç süpervizörlüğünde yaratılan albümün görsel yönetmenliği kardeşi Mu Tunç‘a emanet edilmiş. Albüm kapağı için Duru’nun 70’lerden seçilen ikonik fotoğrafı çizimle yeniden yorumlanmış, çok da güzel olmuş. ABD’de eğitimini tamamlayıp memlekete dönen genç yönetmen, Arada (2017) ile harika bir ilk filme imzasını atmıştı. Hikayesi var albümünün yapım aşamasını ve sanatçının bilinmeyen yönlerini anlatan Mu Tunç imzalı belgesel film Duru Olmak, pandemi koşullarından dolayı vizyona giremeyerek 39. İstanbul Film Festivali‘nde online gösterimle yetinmek zorunda kaldı. Belgesel filmi heyecanla bekliyoruz. İzledikten sonra da detaylıca sayfalarımıza taşıyacağız. Takipte kalın.
Tekrardan albüme dönecek olursak, handiyse yarım asırlık zaman diliminde üretilmiş hepsi birbirinden güzel onlarca anıtsal şarkı içersinden albüme girecek 11’i belirlemek oldukça zor bir iş olsa gerek. Konsept oluşturulurken, şarkılar ve konuk sanatçılar belirlenirken belli ki epey mesai harcanmış. Dinlerken bazen keşke x şarkı da olsaydı ya da y sanatçı ile de düet yapılsaydı diyerek fazlasını istiyoruz ama 43 dakikalık albüm müzikalitesiyle ve icralarıyla, konuk sanatçıların kattığı renklerle beklentileri tümüyle karşılıyor. Konuk olan herkes kendi ekibini kayıtlara dahil etmiş ve sound olarak çeşitlilik sağlanmış. Albümde birbirinden farklı tarzlar duyulsa da, çocukları yerine koyduğu şarkılarını bildiğimiz o duru sesiyle sarıp sarmalayan sanatçı, tecrübesiyle bütünlüğü ve dengeyi başarılı bir şekilde sağlamış.
Albümün açılış ve kapanış şarkıları 91 tarihli Aç Gözünü Adamım‘dan seçilmiş. Sanatçıya, Yaralım‘da Sıla, Mahmure‘de Ata Demirer eşlik ediyor. Açılış ve kapanış için daha mükemmel seçimler olamazdı. Seninle‘de Kenan Doğulu, Nerde‘de Mabel Matiz, Aşık Oluyorum Eyvah‘da Evrencan Gündüz düetleri oldukça başarılı. Kadın düetlerle akan albümde sırasıyla Beni Benimle Bırak‘da Funda Arar, Bir Nefes Gibi‘de Kalben, Kazandım‘da Zeynep Bastık, Destina‘da Ceylan Ertem, Gözlerin Bulutlu‘da Sena Şener arz-ı endam ederken, Rubato ekibi Sevda‘nın hakkını vermiş. Tüm icralar tertemiz ve mükemmel. Bazı isimleri ön plana çıkararak diğerlerine saygısızlık etmeyeyim. Yapılan işi ayrıştırmadan, sanatçıları yarıştırmadan resmin bütününe bakmayı daha anlamlı ve daha değerli buluyorum. İyi ki bu güzel projeye imza atılmış. Bu yazı vesilesiyle emek veren tüm herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Nükhet Duru hayranları zaten bu albümü çok sevdi. Umarım genç kuşaklar da albümü beğenir ve şarkıların orjinal versiyonlarını keşfederler. Böylece Nükhet Duru’nun efsane şarkıları nice hayatlara fon müziği olmaya devam eder…
Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan: Sabahattin Bilgiç (Eylül 2020)
Israrla 1958 doğumlu olduğunu iddia etmesi komik ve çok gereksiz. Arşivler ortada.