Hepinize selamlar kıymetli okuyucularımız. Geçen hafta, sinemamıza aktarılan Sait Faik uyarlamalarını sayfalarımıza taşımıştık. Bu hafta benzer bir hattan ilerleyelim, yakın zamanda vizyona giren ve YouTube‘a yüklenen Saik Faik Abasıyanık Belgeseli Benden Hikayesi‘yle yazı dizimizi sonlandıralım. Yazın son demlerini yaşadığımız bu günlerde, bir vapura atlayalım ve Burgazada‘ya uzanalım.
İsmini yazarın Son Kuşlar hikayesinin son cümlesinden alan Benden Hikayesi’nin fragmanı 2017 Ekimi‘nde Youtube’da yayınlanmıştı ve hepimizi heyecanlandırmıştı. Belgesel, 11 Mayıs 2018′de Baba Sahne‘de yapılan tek gösterimlik galayla görücüye çıkmıştı. Uzun bir bekleyişin ardından 5 Nisan 2019 tarihinden itibaren nihayet sinemalarda seyirciyle buluşmuştu. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Antalya, Adapazarı, Diyarbakır, Kocaeli, Adana, Balıkesir, Edirne, Giresun, Konya, Mersin, Uşak ve Yalova‘da nice Sait Faik hayranı bu filmle yazarın eşsiz dünyasına tanık olmuştu. Yoğun iş tempomdan dolayı sinema gösterimlerini kaçırdığımdan filmi ıskalamıştım. Neyse ki pandemi imdadıma yetişti, kendimi karantinaya aldığım dönemde film YouTube’a yüklendi (21 Mart 2020) ve hasretim dindi. Geçen hafta Sait Faik bahsini açmışken bu güzel belgeseli ayrı bir kısa yazı olarak tanıtarak sizlerle buluşturmak istedim. Keşfetmenize vesile olabilirsem ne mutlu.
Hikayeleriyle ruhumuzu arındıran Sait Faik’in Aziz hatırısına… notuyla akmaya başlayan film, yazarın doğduğu ve çocukluğunu geçirdiği Adapazarı‘ndan Bursa Erkek Lisesi‘ne, Kirazlımescit Sokağı‘ndan, Yüksekkaldırım ve Burgazada‘ya uzanan kutsal mekanlarına günümüz görüntüleriyle ışık tutarken, arşivlerde saklı kalan siyah beyaz fotoğraflardan ve belgelerden de yararlanmayı ihmal etmiyor. Genç yönetmen Onur Barış, bunları yaparken sadece dönem tanıklarına ve Sait Faik’in dokunduğu hayatlara ulaşıp onlarla söyleşmiyor, filmin merkezine Sait Faik’i koyarak, hikayeleri ona anlattırıyor ve hatta ona yaşattırıyor. Yazara hayat veren genç oyuncu Mert Er, yazarın adeta reenkarne olmuş hali sanki. 1940’lardan fırlamış, gerçekçi, capcanlı, büyüleyici ve her an yanı başımızdaki bir dost gibi. Eşsiz bir şiirsel duyarlılıkla metinlerini kaleme alan Sait Faik’in sesine Özgür Özdural sesini katmış. Seyir zevki yüksek, akıcı, duygulu ve yazara vefa borcunu ödeyen minnet dolu bir yapıt meydana getirilmiş. Tüm ekip harikulade bir iş ortaya çıkarmış. Bir Sait Faik hayranı olarak emeği geçen herkesi tebrik ediyor ve yapılan işe şapka çıkarıyorum.
Selim Özen, Şebnem Senlen Eriş, Oğuz Abasıyanık, Göksel Keşen, Nevin Burbut, Selçuk Özarmağan, Ara Güler, Orhan Tuncer, Yılmaz Kaptan, Ralf Asa kamera karşısında içtenlikle anlatmış büyük yazarı. Kimi dönem tanığı olarak keyifli hatıraları naklederken kimisi de Sait Faik’in hayatında kapladığı yerden, edebiyatımızdaki değerinden ve favori yazılarından bahsediyor. Röportajlarla kolajlanarak belgesele renk katan ölümsüz metinler şunlar : Parkların Gecesi, Sabahı, Gündüzü (1938), Hikaye Peşinde (1954), Sarnıç (1939), İpekli Mendil (1925), Ben Ne Yapayım (1948), Şimdi Sevişme Vakti (1953), Park (1939), Balıkçısını Bulan Olta (1948), Dülger Balığının Ölümü (1954), Hişt Hişt (1954), Çarşıya İnemem (1954) ve Son Kuşlar (1952).
Belgeselde en çok hoşuma giden kısımlar; Ara Güler’in kendine özgü matrak üslubuyla dostu Sait Faik’i anlattığı anlar. 17 Ekim 2018‘de kaybettiğimiz fotoğraf sanatçısının son görüntüleri bu filmle birlikte günümüze ve hatta geleceğe taşınmış oldu. Zekice kurgulanan film, Sait Faik’in meşhur hikayesi, çok sevdiğim Son Kuşlar’ın son cümleleriyle nihayete eriyor : “Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.”
Umarım 2012 tarihli Sabahattin Ali belgeseli Sabah Yıldızı gibi bu güzel filmin de macerası uzun soluklu olur. Edebiyata ömrünü vermiş nice yazarımızın ve şairimizin yaşam öyküleri, belgeselleri yapılmaya devam eder. Bu güzel deneyimlere tanık olduğum için çok mutlu olduğumu, benzer yeni filmleri görme umuduyla heyecanla dolu olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim. Yaşasın edebiyat, yaşasın sinema !
Yönetmen: Onur Barış
Oyuncu: Mert Er
Yönetmen Yardımcısı: Merve Azade Barış
Görüntü Yönetmeni: Hikmet Merdan
Seslendirme: Özgür Özdural
Senaryo Danışmanı: Levent Kaçar
Sanat Yönetmeni: İbrahim Can
Müzik: Ali Osman Çınar
2. Kamera: Galip Çalayır
Arşiv Tarama: Selvi Çelik
Ses Tasarımı: Levent Aydoğan
Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan : Sabahattin BİLGİÇ – Eylül 2020